Güncel

Erdoğan'dan Merih Demiral kararına tepki: Bütün mesele cumartesi günü

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Şanghay İşbirliği Örgütü 24'üncü Devlet Başkanları Zirvesi’ne katılmak için gittiği Kazakistan’ın başkenti Astana dönüşünde basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Burada, Almanya ve UEFA ile gerilime de değinen Erdoğan, "Kimse Almanların formalarında kartal var diyor mu? Kimse kalkıp da Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu? Orada Merih heyecanını bu görüntüyle verdi" diye konuştu.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Astana dönüşü uçakta basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Milli futbolcu Merih Demiral’ın “bozkurt'' işareti yapması üzerine başlayan tartışmalara ilişkin açıklama yapan Erdoğan, "Kimse Almanların formalarında kartal var diyor mu? Kimse kalkıp da Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu? Orada Merih heyecanını bu görüntüyle verdi. Bunun üzerine de malum Dışişleri Bakanlığımız bunların yetkililerini çağırdılar, gerekli adımlar da buna göre atılıyor.İnşallah bütün mesele Cumartesi günü. Biz, sahadan galibiyetle ayrılarak bir üst tura çıkalım. Fevkalade bir durum olmazsa, maça gitme kararımızı verdik'' ifadelerini kullandı.

Suriye’deki olaylara ilişkin de konuşan Erdoğan, “Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir” dedi.

Öte yandan, Erdoğan, Kıbrıs Barış Harekatı 50’nci yılı için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne (KKTC) Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile gideceklerini bildirdi. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar şöyle: 

''İnşallah Karadeniz Tahıl Koridoru’nu yeniden işler hale getireceğimize inanıyorum''

''Özellikle Karadeniz Tahıl Koridoru konusunda çok iyi bir başlangıç yaptık. Biliyorsunuz koridordan 30 milyon ton tahıl nakli gerçekleştirdik. Burada yeni bir süreci başlatmayı, kendilerinin ısrarla üzerinde durduğu gibi Batı’ya tahıl sevkiyatını bir kenara bırakarak, Afrika ve diğer gıda güvenliği bakımından hassas bölgelere Türkiye üzerinden bir koridor oluşturma fikrine nasıl yaklaştıklarını sordum. Sayın Putin, ‘Ben, bu konuda İstanbul Tahıl Girişimi hedefini aynen koruyorum’ yanıtını verdi. Bunu geliştirmemizde fayda var. Çünkü Putin’in Avrupa’ya, karşı bir bakışı var. Bu süreçte Avrupa Rusya’yı hedefe koyduğu için Rusya da Avrupa’ya ve Batı’ya olumsuz bakıyor. ‘Benim imkanlarımdan orası istifade etmeyecek’ diyor. Afrika ile ilgili ise ‘onlar yoksul oldukları için tüm imkanlarımla ben seferber olurum’ yaklaşımı içindeler. Türkiye’yi zaten bu konuda farklı bir yere koyuyorlar. Onun için biz bu çerçevede görüşmelerimizi devam ettireceğiz. Şimdilik koridorun Rusya ayağında ‘nasıl bir mesafe alabiliriz, onların bize ne gibi desteği olur?’ bunu çalışacağız. Bu konuda da alacağımız neticeyle inşallah Karadeniz Tahıl Koridoru’nu yeniden işler hale getireceğimize inanıyorum.''

 ''Putin Türkiye’ye bir ziyaret ederse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir''

''Suriye ile yeni bir süreci başlatabileceğimizi Cuma günü, Cuma namazı çıkışında zaten söylemiştim. Bizim Sayın Putin ile Beşar Esed’e bir davetimiz olabilir. Sayın Putin Türkiye’ye bir ziyaret gerçekleştirebilirse, bu yeni bir sürecin başlangıcı olabilir. Suriye sahasında aradan geçen onca yıl herkese kalıcı çözüm mekanizmasının kurulması gerektiğini net bir şekilde göstermiştir. Altyapısı yok olmuş, halkı darmadağın hale gelmiş Suriye’nin yeniden ayağa kalkması ve istikrarsızlığın son bulması elzemdir. Sahada son zamanlarda sağlanan sükunet, akıllıca politikalar ve önyargılardan uzak ve çözüm odaklı yaklaşımlarla barış kapısını aralayabilir. Bölgedeki istikrarsızlığın başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütlerine hareket alanı sağlaması, bir sorundur.''

''Kayseri'deki hadisede devletimiz üzerine düşeni yapmıştır”

“Suriye’nin kuzeyindeki olaylar başladıktan sonra Suriye Geçici Hükümeti Başbakanı Abdurrahman Mustafa Bey, devreye girdi ve süratle bu olumsuz gelişmeleri hemen olumluya çevirdiler. Türkiye içinde de Kayseri’deki hadisede güvenlik güçlerimizin süratli müdahalesiyle hava sakinleşti ve bir an önce olumlu neticeyi her tarafta aldık. Ülkemizde kısa süreli bu tür durumlar ortaya çıksa bile bunların uzamasına zaten müsaade etmeyiz. Suriye tarafında da terör örgütlerinin karşısında olan yapılar böyle bir duruma izin vermez. Türkiye’de de ırkçı, akımlar oluşturup kardeşlik iklimini bozmayı amaçlayanlar, karanlık odaklardan aldıkları talimatları yerine getirme gayretindeler. Fakat biz bu oyunları da, nasıl bozacağımızı da çok iyi biliriz. Alçakça bir hadise üzerinden kaos planlayanlara da, istismarlara da müsaade etmeyiz. Kayseri’deki hadisede devletimiz üzerine düşeni yapmıştır, yapmaktadır.”

"Silah tüccarlarının pazarı Batı"

“Ne yazık ki Batıda bu işi kaşıyan ülke ve kesimler var.  3. Dünya Savaşı’na çanak tutan bir yaklaşım içindeler. Malum silah tüccarlarına pazar lazım. Silah tüccarlarının da pazarı Batı. Bu konuyla ilgili olarak da Sayın Putin, barıştan yana olduğunu son açıklamalarında söyledi. Çünkü taraflarda bir yorgunluk olduğu da açıkça ortada. Biz de kendilerine “barışa ne zaman ereceğiz?” dedik. Onlar “bu işin bir zamanı yok, bütün mesele burada sizler gibi arabulucuların ağırlığını koymasında” noktasındalar. Biz şimdi ağırlığımızı koymaya gayret ediyoruz. Temennimiz odur ki Rusya-Ukrayna arasında bu savaş artık bir nihayete ersin.  Devam ediyoruz, takip ediyoruz. Dışişleri Bakanım Hakan Fidan Bey, Milli Savunma Bakanım Yaşar Güler Bey bu işin takipçisi durumundalar. Bir an önce temennim odur ki neticeye varalım. Yıllardır dillendirdiğimiz “Dünya beşten büyüktür” ve “Daha adil bir dünya mümkün” tezlerimiz bu olumsuz havayı dağıtmak, büyük savaş riskini ortadan kaldırmak için ortaya koyduğumuz somut çözümlerdir. Hala bunları uygulamak mümkündür. Yapmamız gereken küresel sistemi revize etmek, herkesin ayrımsız uluslararası hukuka uymasını sağlamak, terörizmi topyekün bir anlayışla yok etmek, adaleti ve hakkaniyeti temel alan bir küresel paylaşım sistemini hayata geçirmektir.”

"En büyük sorunumuz hayat pahalılığı"

“Risk primi düşüyor, faizler düşüyor ve gerçekten notumuz artıyor, cari açık daralıyor, bütçede de dengeyi iyileştiriyoruz. Dolayısıyla biraz sabra ihtiyacımız var. Enflasyonda düşüş daha yeni başladı. Hızlanarak devam edecek. Biz inanıyoruz.  Bu hedefler başlangıçta iddialı görüntü ama hedefleri başaracağımıza gerçekten samimi bir şekilde inanıyoruz. Programımız çalışıyor. Başlangıçta program yok dediler, sonra bu program çalışmaz dediler, sonra para geliyor ama bu sıcak para dediler. Sürekli bir kulp, bir hata üzerinde yoğunlaşıyorlar. Tabii ki sorunlarımız var ama bu sorunları çözecek güçlü bir siyasi irade var. En büyük sorunumuz hayat pahalılığı. En adaletsiz vergi enflasyon. O nedenle dar gelirlilerimize, asgari ücretlimize, emeklilerimize yapacağımız en büyük iyilik popülizm yapmadan enflasyonu kalıcı bir şekilde tekrar tek haneye düşürmek. Vatandaşımızın kalıcı olarak refah seviyesini yükseltmek.”