Dünya

Erdoğan'dan İsrail çağrısı: Uluslararası toplumun asli bir görevi var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Belgrad'da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.

Abone Ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, uluslararası toplumun İsrail'e doğru mesajların verilmesi konusunda asli bir sorumluluğu olduğuna dikkat çekti. 

Erdoğan, Belgrad'da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic ile düzenlenen ortak basın toplantısında açıklamalarda bulundu. Resmi ziyaret kapsamında Sırbistan'da bulunan Erdoğan, başkent Belgrad'da Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic tarafından resmi törenle karşılandı.

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

“Sayın Vuçiç’in belirttiği gibi Sırbistan ile ilişkilerimizde adeta altın çağı yaşıyoruz. Her geçen gün gelişen ilişkilerimiz sayesinde Belgrad Büyükelçiliğimize ilave olarak 2021'de Yenipazar'da Başkonsolosluk, 2022'de Niş'te konsolosluk bürolarını açtık. İkili işbirliğimizin lokomotifini ekonomi ve ticari ilişkilerimiz oluşturuyor. Ticaret hacmimiz iki yıl üst üste 2 milyar doları aştı. 5 milyar dolarlık ortak hedefimize ulaşmak maksadıyla müşterek adımlar atmaya kararlılıkla devam ediyoruz.

“Ülkelerimizin kararlılığını teyit ettik"

Bu sene sonunda Sırbistan'dan ülkemize gelen turist sayısının 2022 yılındaki rekoru aşacağını şu anda tahmin ediyoruz. Üzerinde çalıştığımız kimlikle seyahat imkanı ile birlikte karşılıklı turist sayıları önemli oranda artacaktır. Sırbistan'daki yatırımlarımız son 12 yılda 1 milyon dolardan 405 milyon dolara çıktı. Şirketlerimiz bu kapsamda Sırbistan'da yaklaşık 9 bin 600 kişiye istihdam sağlıyor. Müteahhitlerimiz üstlendikleri 95 proje ile 1 milyar dolarlık iş hacmine ulaştı. İnşaat sektöründe 10 bini aşkın işçimiz çalışarak Sırbistan'a katkı sunlaya devam ediyor. Yatırımcılarımıza hiçbir zaman desteğini esirgemeyen değerli dostum Vucic bu tablonun ortaya çıkmasında büyük bir paya sahiptir.

Sırbistan ile Kosova arasındaki son gerilimlere sağduyuyla yaklaşılmasının önemi aşikardır. Bosna Hersek'te istikrarın korunmasında ülkelerimizin kararlılığını da teyit ettik. Bosna Hersek'in siyasi kırılganlığının bir an önce geride bırakılması noktasında Sırbistan'ın yapıcı yaklaşımının önemini de bu vesileyle vurguladım.

"Meselenin temelinde yatan sorun Filistin topraklarının İsrail tarafından işgalinin sürmesidir"

İstişarelerimizde Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne ve egemenliğine olan desteğimizi bir kez daha ifade ettim. Kalıcı barışa dönük gayretlerimizi sürdürme kararlılığında olduğumuzu mevkidaşımla paylaştım. Gazze başta olmak üzere işgal altındaki Filistin toprakları ve Lübnan'da yaşanan dram da hiç şüphesiz gündemimizde yer aldı. İsrail yönetiminin insanlık onurunu ayaklar altına alan saldırılarına artık ‘dur’ denilmesi gerekiyor. Meselenin temelinde yatan sorun Filistin topraklarının İsrail tarafından işgalinin sürmesidir. Bu itibarla 1967 sınırları esas alınarak başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız, egemen ve coğrafi bütünlüğü haiz bir Filistin devletinin vücut bulması şarttır. 7 Ekim'den bu yana 9 ülke Filistin devletini tanımıştır. Hâlâ bunu yapmayan ülkelere Filistin devletini tanıma çağrımızı burada bir kez daha hatırlatıyorum. Uluslararası toplumun İsrail'e doğru mesajların verilmesi ve yaşanan katliamın sona erdirilmesi noktasında asli bir sorumluluğu bulunuyor.

“Biz şu veya bu ülke değiliz"

Bizler Türkiye ve Sırbistan olarak el ele bir adım atmalıyız. Bu adım barışın korunmasını temine dayalı bir savunma sanayinin aramızda teşkilidir. Buna yönelik olarak da ikili görüşmemizde el ele verdik ve arkadaşlarımızı görevlendirdik. Şimdi bu çalışmayı arkadaşlarımız da yapacaklar. Kimse Türkiye ve Sırbistan'ın savunma sanayine yönelik içeriğinde neler olması gerekir, bunu bizim dışımızda belirlemeye kalkmasın. Biz şu veya bu ülke değiliz. Biz Türkiye'yiz, biz Sırbistan'ız. Arkadaşlarımız bu çalışmalarını görüşmelerini yapacaklar. Adımlarımızı da birlikte atacağız. Bizde olan imkanlar var. Sırbistan'da olan imkanlar var. Bu imkanları en güzel şekilde değerlendirmek suretiyle geleceğe yürüyeceğiz.”

"Bunları iki dost ülke olarak birlikte değerlendireceğiz"

Türkiye'nin insansız hava araçlarındaki imkanları da tabii ki bu savunma sanayine yönelik atılacak adımlarda yerini alacaktır. Savunma sanayine yönelik atılacak adımlarla ilgili ifade ettiğim gibi bugün Sırbistan'ın elinde olan imkanlar var. Bizim elimizde olan imkanlar var. Biz bunları iki dost ülke olarak birlikte değerlendireceğiz. Onun için Dışişleri Bakanlarımıza ve Savunma Sanayii Başkanlarımıza görevleri verdik, onlar çalışmalarını yürütecekler ve ondan sonra peyderpey adımlarımızı atmaya devam edeceğiz. Bu atacağımız adımlardan hoşlananlar olabilir ama hoşlanmayanlar da olabilir. Eğer biz siyasi liderlersek bu konularda kararı biz mesai arkadaşlarımızla beraber veririz ve yola devam ederiz.”