Şükrü Karaman
AK Parti TBMM Grup toplantısında gazetecilerin sorusunu yanıtlayan Bakan Işıkhan, “Yeni asgari ücret için aralıkta bir araya geleceğiz. Emekliye refah payı gündemimizde yok” diyerek temmuzda asgari ücrete ara zam yapılmayacağını, emekli aylığına 6 aylık TÜFE zammı dışında refah payı yansıtılmayacağını duyurdu.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, daha önce de asgari ücrete ara zam yapılmayacağını açıklamış, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun toplanacağı aralık ayını işaret etmişti. Emekliye temmuzda refah payı verilmeyeceği ilk kez yetkili ağız tarafından dile getirildi. Patronların şiddetle karşı çıktığı asgari ücrete ara zam yolu kapanmış görünüyor.
17 bin 2 TL’lik asgari ücret yüksek enflasyondan ötürü saptandığı yıl başından bu yana 4 bin 387 TL kayba uğradı. Temmuzda ara artış yapılmaması durumunda kayıp tutarı yıl sonunda 5 bin 29 TL’yi bulacak. Yani aralıkta asgari ücretin satın alma gücü yüzde 38 oranında erimiş olacak.
Yeni asgari ücretin saptanacağı yılbaşına 6 ay, emekçinin eline zamlı ücretin geçmesine 7 ay gibi uzun süre var. Mevcut para ile cep ve mutfağı yakan hayat pahalılığında bırakın geçinmeyi, ayakta durabilmek olası mı? Ne yapar ne eder bu insanlar? Hiç düşünen yok. Sadece “ara zam yok” açıklaması ile umutları tüketiyorlar.
Asgari ücretin ortalama ücret haline geldiği dikkate alınırsa hükümetin kararı bu tutara yakın para ile çalışan sendikasız özel sektör emekçilerini de olumsuz etkileyecek. Zira patronlar devletin tutumunu örnek alarak temmuzda ara zamdan kaçınacak. Belki insaflı olanlar yaz sıcağı gibi kavuran hayat pahalılığında insafa gelir de çalışanlarına belki temmuz zammı verebilir. Tabii vicdanlarına kalmış.
16 milyonu aşkın emekli, dul ve yetim de Bakan Işıkhan’ın açıklaması karşısında şoke oldu. Temmuzda yüzde 25’lik TÜFE zammının yanı sıra göreceli refah payı umudu vardı gariban kitlede. Çeşitli kez yazdım, yine yazacağım. Kök aylığı 8 bin TL ve altında olan 4 milyona yakın emekli, dul ve yetimin aylığında iyileştirme yapılmazsa yüzde 25’lik TÜFE zammı hiçbir şey sağlamayacak, sıfır çekecekler. Öncelikle bu gruptakilerin kök aylıkları belli düzeye yükseltilip ardından TÜFE zammı yansıtılmalı.
“Yüksek enflasyonla mücadele” adı altında işçi, memur, emekli, dul ve yetimin komik maaş ve aylıkları baskılanıyor. Sanki yüksek enflasyon, hayat pahalılığı onların eseri. Neymiş efendim, maaş ve ücretler artırılırsa tüketim talebi artar, talep artınca enflasyon yükselir. Tam bir neoliberal bakış açısı. Bu politikada dar ve sabit gelirli yok. Varsa yoksa maaş, aylık ve ücretleri baskılamak, böylece enflasyonu düşürmek. Lakin insanlar mutsuzken uygulamanın başarılı olması olanaksız. İnsanlar yoksul ve gönenç düzeyi düşükken mevcut ekonomik politikanın gözden geçirilmesi gerekmez mi?
Ara zam ve refah payı için gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevrildi. Asgari ücreti bilmem ama, en düşük emekli aylığının artırılması ve refah payı verilmesi yönünde Beştepe’den sürpriz açıklamanın gelmesi olasılıklar dahilinde. Tabii
Hazine ve Maliye Bakanı karşı çıkarak engellemezse. Yine de 3 Temmuz ve sonrasını beklemek gerek.