"Bilim insanlarının, yaklaşan tehlikeye karşı kamuoyunu her gün ikaz ediyor"
Bir kısmı Şura'da yer alan bilim insanlarının, yaklaşan tehlikeye karşı kamuoyunu her gün ikaz ettiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Yürütme olarak biz her ikaza kulak veriyoruz. Çıkacak kanunla, yasama, yani meclisimiz de üzerine düşeni yapmış olacak.Yargının da bu sürece çalışmaları zorlaştırıcı değil, kolaylaştırıcı bir anlayışla dahil olacağına inanıyorum. Kentsel dönüşüm yürütülen yerlerde yaşayan vatandaşlarımızdan beklentimiz, devletin tüm unsurlarıyla sahip çıktığı bu çalışmalara destek vermesidir. Küçük hesaplarla veya netice getirmeyecek taleplerle geciktirilen her kentsel dönüşüm projesinin, deprem gerçeğiyle yüzleştiğimizde enkaza dönen binalar, kaybettiğimiz canlar, kararan gelecekler, yıkılan umutlar olarak karşımıza çıkacağını unutmamalıyız. Biliyorsunuz ülkemizin deprem haritasında belirli fay hatları var. Uzun yıllar boyunca depremle ilgili çalışmalar bu haritalara göre yürütüldü. Ancak son dönemde bu haritalara göre sarsıntı yaşanmaması gereken pek çok yerde deprem meydana geldi. Dolayısıyla artık ülkemizin 81 vilayetinin tamamını deprem bölgesi olarak kabul ederek çalışmaları yürütmemiz gerekiyor. Ülkemiz tarihinin en büyük afeti olan 6 Şubat depremlerinde gördük ki şehirlerimizdeki yapıların önemli kısmı şiddetli bir depreme dayanacak durumda değildir." Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkan noktalar şu şekilde:"Şuramızın ülkemiz ve milletimiz ve deprem geçiren şehirlerimiz için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Komisyonlarda ortaya çıkacak raporların kentsel dönüşüm çalışmalarımıza ışık tutacağına inanıyorum. Deprem yasası için de yararlanacağız. Amacımız insanlarımızı ve şehirlerimizi tehdit eden deprem gerçeğine karşı kentsel dönüşümü en sağlıklı ve hızlı şekilde yürütecek hukuki alt yapıyı hazırlamaktır.
Yargının sürece zorlaştırıcı değil kolaylaştırıcı olarak dahil olacağına inanıyorum. Küçük hesaplarla geciktirilen her kentsel dönüşüm projesi, enkaza dönen binalar, yıkılan umutlar olarak karşımıza çıkacağını unutmamalıyız. Bilim insanlarımızın dile getirdiği bir gerçeği hatırlatmakta fayda görüyorum. Ülkemizin deprem haritasında belirli fay hatları var. Son dönemde bu haritalara göre sarsıntı yaşanmaması gereken yerlerde deprem meydana geldi. Artık ülkemizin 81 vilayetinin tamamını deprem bölgesi olarak kabul ederek çalışmamız gerekiyor. Avrupa'daki toplam konut sayısından daha fazla konut yıkıldı Can kaybımızın 50 binin üzerinde olduğu 6 Şubat depremlerinin bilançosunu hatırlamak bile karşı karşıya olduğumuz facianın boyutlarını göstermeye yeterlidir. 850 bin konut kullanılamaz hale gelmiştir. İfade ettiğimiz rakamlar Avrupa'daki toplam konut miktarından fazladır. Biz adeta orta büyüklükte bir ülkeyi yeniden inşa etmek ile karşı karşıya kaldık. 200 bin konutun inşasına başladık. Yerinde dönüşüm projeleri tüm aşamaları ile bakanlığımızın sıkı denetimi altında yürütülecektir. Hazırlanan rezerv alanlarda yeni temeller atmayı sürdürüyoruz. Önümüzdeki aylarda inşası tamamlanan konutları hak sahiplerine teslim ederek yeni bir safhaya geçeceğiz. Rekor sıcakların yaşandığı bir yıl geçirdiğimiz için konteynerlarımızın 160 bine yakınına klima da taktık. 580 bin vatandaşımız barınıyor. Destek, taşınma, vefat, enkaz ve yıkım gibi başlıklar altında depremzedelerimize 82 milyar lira mali yardımda bulunduk. Bu yardımların yarısını gelen bağışlardan yarısını ise hazineden karşıladık. Orta Vadeli Planda da önceliği deprem bölgesinin yaralarının sarılmasına verdik. 2024 yılında afet bölgesi için 1 trilyon liralık kaynak tahsis edeceğiz. Yeni yuvalarına kavuşana kadar vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Dünyanın hiçbir yerinde bu derece hızlı kapsamlı bir faaliyet yürütülmediğine inanıyorum. Allah devletimize zeval vermesin."