Enkazı kaldıran firmalar vatandaşın mallarına da el koyuyor
Haber: Erva Gün
Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra enkaz olan veya ağır hasarlı durumdaki binaların yıkım ve enkaz kaldırma işlemleri Çevre, İklim Değişikliği Şehircilik Bakanlığı tarafından açılan ihaleler ile yapılıyor. İhaleyi kazanan şirket, yıkımı bina içindeki demir ve diğer değerli malzemeleri almak için yapıyor ve devlete bunun için para veriyor. Üstelik ayıklama yerinde yapıldıktan sonra beton atığı hafriyat sahalarına dökülüyor.
Firmalar enkazı kaldırırken demir, kapı, pencere gibi demirbaşları da alma hakkına sahip. Ancak işleyişte firmalar sadece bu demirbaş malzemeleri almakla kalmıyor ve vatandaşın şahsi eşyalarına da el koyuyor.
Hatay Barosu'ndan ‘ihbar ediyoruz’ açıklaması
Hatay Barosu, firmaların yıkım sırasında kişisel mallara zorla el koyarak suç işlediğini duyurarak ‘ihbar ediyoruz’ başlığıyla bir açıklama yaptı. Açıklamada “yıkım ekiplerinin kişisel mallara el koydukları, vatandaşların evlerinin enkazından eşya toplamasına izin vermedikleri gibi kendi malzemesini kendi söken vatandaştan bu malzemelerin zorla alındığı” şeklinde şikayetlerin baroya ulaştığı duyuruldu.
Demirbaş denilerek şahsi mallara el konuluyor
İhale alan firmaların usule aykırı işlem yaptığını aktaran Hatay Baro Başkanı Av. Cihat Açıkalın, demirbaş denilerek özel mallara el koyan yetkililerin durumu fırsata dönüştürdüğünü dile getirdi. Çevre, İklim Değişikliği Şehircilik Bakanlığı’nın firmalara açtığı ihale kapsamında geri dönüşümü mümkün olan demirbaşların da ihaleye dahil edildiğini belirten Açıkalın, “Demirbaş denilirken demir, belki kapı pencere buna dahil edilebilir. Ancak şimdiki uygulamaya baktığımızda kişinin evinin içindeki kombisinden, beyaz eşyasına, özel her eşyasına kadar şahsın kendisine özgülenmiş, binaya değil şahsa ait olan eşyalara el konuyor. Demirbaş binaya aittir, diğerleri şahsa özgülenmiş kişisel eşyalardır. Bunu fırsata dönüştüren gruplar var” dedi.
Hukuki olması için kamu vicdanı da olması gerekir
Enkaz kaldırma işlemlerinin hukuki olup olmadığına açıklık getiren Açıkalın, “Kanuni ama hukuki değil bana sorarsanız. Afet yasasında buna gerekçe olabilecek düzenlemeler var ama bir şeyin kanuni olması onu aynı zamanda hukuki kılmaz. Hukuki olması için kamu vicdanının da toplum vicdanının da hakkaniyet karşılığında bunu kabul etmesi ve orada bir karşılığı olması gerekir” ifadelerini kullandı.
İhalenin kapsamında olmayan maddeler geçiştiriyorlar
İhale şartnamelerinde yazan maddelerin gerekçe olarak gösterildiğini belirten Açıkalın, “Madem demirini ihale ettiniz, peki vatandaşın içerideki şahsi eşyaları ne olacak? Kavga asıl buradan çıkıyor. Vatandaş bunları almaya teşebbüs ettiğinde darp ediliyor üstelik” dedi. Vatandaşın emniyete gidip bildirmesi gerektiğini dile getiren Açıkalın, “Emniyet ise gidiyor ama işlem yapmıyor. İhale verilmiş zaten deyip geçiyorlar. İhalenin kapsamına baktığın zaman bu yok ki” açıklamasında bulundu.
Sonradan döşenen ekipmanlar demirbaş sayılamaz
Avukatların bulunduğu yerde sorun çıkmadığını ancak sayılarının her yerde bulunmaya da yetmediğini belirten Açıkalın, “Yakın dostumun başına da benzer bir olay geldi. Kayınvalidesinin evi 40 yıllık ve sonradan doğalgaz geçtiği için gerekli teçhizatlar sonradan döşeniyor, kombi sonradan konulmuş. Kombinin bile sökülmesine polis müdahalede bulunuyor. Gerekçesi sorulduğunda demirbaş olduğu cevabı veriliyor. E iyi de bu demirbaş değil ki sonradan yapılmış. Binanın kendisine bakıyorsunuz asansörsüz, 40 yıllık bir bina. O tarihte doğalgaz, kombi benzeri bir ekipman yoktu. Bireysel olarak o arkadaşa hak verdiler ama işte her defasında karşısında bir avukat bulunmuyor” dedi.
Bakanlık, valilik ve emniyet ilke kararı almalı
Yetkililerin firmalara ulaşarak usulsüz yapılan işlemler hakkında karar alması gerektiğini dile getiren Açıkalın, “Bakanlık, valilik ve emniyet organize bir ilke kararı almalı. Firma yetkililerini çağırıp demeli ki, ‘Siz evin giriş kapısı ve demirler olmak üzere binanın enkazını kaldırıyorsunuz. Vatandaşın evinde şahsi eşyası varsa alabilir, müdahale etme’ zaten kaç firma var ki bunu söyleyebileceği? Tahminim 10-15 firma olduğu yönünde” dedi.
Büyük felaketlerin sebebi
Moloz ve enkaz yığınlarının boş bulunan yerlere döküldüğünü belirten Açıkalın, “Moloz çokmuş, yer yokmuş, şimdilik böyle olsun şeklinde mazeretler uyduruluyor. Zaten ‘şimdilik böyle olsun’ mantığı toplumun böyle büyük felaketler yaşamasına sebep oluyor. Şimdilik kalsın, kentsel dönüşüm yapılmasın dendiği için bunlar yaşandı. Aynı felaket İstanbul için de kapıda bekliyor. Biz şimdilik kalsın toplumu olduğumuz için felaketleri yaşıyoruz” dedi.
Yorumlar