Genel

Engelsiz Erişim Derneği Başkanı Korkmaz: "Engelleri sevgi değil, engellenmişliklerin kaldırılması aşar"

Dünya Engelliler Haftası'nda, her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında bir dizi etkinlik düzenleniyor. Ancak veriler, Türkiye'deki engellilerden çok azının iş gücüne dahil olabildiğini ortaya koyuyor. Engelsiz Erişim Derneği Başkanı Nurşen Korkmaz, engelli bireylerin iş bulma sürecinde yaşadığı zorlukları ve koşulların iyileştirilebilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini 24 Saat'e anlattı.

Abone Ol

Esin Özdemir

Her yıl 10-16 Mayıs tarihleri arasında toplumda farkındalık yaratmanın amaçlandığı 'Dünya Engelliler Haftası'nda, engellilerin yaşadığı sorunlar ve çözüm önerileri tartışılmaya devam ediyor. Ancak düzenlenen etkinliklerin yanı sıra, engelli vatandaşların iş yaşamına dahil olmaya çalışırken karşılaştığı sorunlara da dikkat etmemiz gerekiyor. 

Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Temmuz 2020 istihdam verilerine göre, Türkiye'de iş gücüne katılma oranı yüzde 49,5 iken, çalışabilen engellilerin oranı yalnızca yüzde 22 seviyesinde.

'Ayrımcılığın her türüyle mücadele ederek eşitsizliklerin azaltılmasını' amaçlayan Engelsiz Erişim Derneği'nin Başkanı Nurşen Korkmaz, engelli bireylerin işe alım sürecinde yaşadığı zorlukları ve koşulların iyileştirilebilmesi için nelere dikkat edilmesi gerektiğini aktardı. 'Sevgi her engeli aşar' klişesinden vazgeçmek gerektiğini söyleyen Korkmaz, "Sevgi hiçbir şeyi aşmaz ancak engellenmişliklerin ortadan kalkması her engeli aşar"  dedi.

"İşverenler engellileri kendisiyle eşit görmüyor"

'Sağlamcı bakış açısı', 'önyargılar' ve 'erişilebilirliğin yeterince sağlanamaması' nedeniyle engellilerin iş gücüne katılım oranının düşük olduğunu belirten Korkmaz, çoğu işverenin engellileri kendisiyle eşit görmediğini vurguladı. "Kendisi bilgsayar mühendisiyse, körün bilgisayar mühendisi olamayacağını düşünüyor" diyen Korkmaz, şunları söyledi:

"Bunu kör hakkında hiçbir bilgisi olmadan söylüyor. Körün yaşamını sürdüremeyeceğini, bilgisayar kullanamayacağını düşünüyor. Bilgisayar mühendisliği eğitimi almış olan bir vatandaşın bütün eğitimini yok sayıyor. Engelliler de eğitim aldıkları ve yetenekleri olduğu her alanda, her işi yapabilir. Yeter ki erişilebirlik koşulları sağlansın. Ben bir avukatsam, belli yazışmaları yapmam  ya da kaynaklara ulaşmam gerekiyorsa, bu kaynakların erişilebilir olması gerekiyor."

"Enflasyon, erişilebirliği zorlaştırıyor"

Öte yandan, engelli aylıklarının yetersizliğine dikkat çeken Korkmaz, asgari ücretin yetersiz olduğu bir toplumda, engelli maaşlarının bu derece az olmasını şaşırtıcı bulduğunu söyledi. Korkmaz, engelli maaşının en az asgari ücret kadar olması gerektiğini vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: 

"Türkiye şartlarında yaşam, herkes için zor. Engelliler de bu toplumun bir parçası olduğu için eşit, hatta daha fazla etkilenebiliyor. Örneğin bastona ihtiyacım var. Çok çabuk kırılıyor ama daha sağlam, darbelere dayanıklı bastonlar oldukça pahalı. Telefonların her modelini de  kullanamıyorum. Çünkü ekran okuyucu program olmuyor. Burada da yine erişilebilirlik sorunu var. Herhangi bir telefonu sizin gibi kullanamamamı sağlayan faktör, telefonların erişilebilir olmaması. Enflasyon, erişilebirliği zorlaştırıyor."

"Engelliler, mesleğine ve yeteneğine uygun alanlarda çalıştırılmıyor"

Çalışmanın en temel insan hakkı olduğunu ifade eden Korkmaz, "Sizin ne kadar ihtiyacınız varsa, aynı sebeplerden dolayı bizim de çalışma, ekonomik özgürlüğümüzü elimize alma hakkımız var" dedi. 

Kamuda ve özel sektörde engelliler için kotalar olduğunu anımsatan Korkmaz, işverenlerin cezadan kaçmak için belirli oranda engelli vatandaş çalıştırdığını ancak kişilerin mesleğine ve yeteneğine uygun alanlarda çalıştırılmadığını kaydetti.

İnsanların önyargı nedeniyle engelli bireyleri çalıştırmak istemediğine değinen Korkmaz, şu ifadeleri kullandı:

"Belirli oranda engelli çalıştırmayanlar, bunun cezasını devlete ödemek zorunda. Bazı işverenler, cezadan kaçmak için alıyor ama hukukçu birini santral görevlisi yapıyor, telefonlara baktırıyor. Kendi mesleğine ve yeteneğine uygun alanlarda çalıştırmıyor. ‘Senin işe gelmene de gerek yok. Evinde dur, biz senin maaşını öderiz’ diyenler de var. İşverenler, engellileri kendiyle eşit görmüyor."

 "Sevgi her engeli aşar klişesinden vazgeçelim"

Son olarak, var olan sorunların yalnızca Engelliler Haftası'nda değil, her zaman dile getirilmesi gerektiğinin altını çizen Korkmaz, sözlerine şöyle son verdi: 

"Bu sorunlar yalnızca Engelliler Haftası’nda değil, her zaman var olan ve dillendirdiğimiz sorunlar. Bu haftalarda dile getirilmesi biraz rahatsız edici oluyor ama en azından değerlendirmiş oluyoruz. Bir de ‘sevgi her engeli aşar’ klişesinden vazgeçilmesi gerektiğine inanıyorum. Sevgi hiçbir şeyi aşmaz ancak engellenmişliklerin, engellerin ortadan kalkması her engeli aşar. Örneğin, yolda bir kılavuz yol yoksa, sevgi herhangi bir şeyi aşmıyor. Kimse kimseyi sevmek zorunda da değil. Saygı duymak ve temel haklardan yararlanmasını sağlamak zorunda."