Prof. Dr. Orhan Derman, "Türkiye’nin jeopolitik gerçekleri üzerine çözümler" söyleşisiyle Emin Antik Sanat Merkezi’ndeydi. Son kitabı “Türkiye’nin jeopolitik gerçekleri üzerine çözümler” için bir değerlendirme ve özet niteliğinde konuşan Derman, Türkiye sosyolojisi, kültürel Türklük, Anadolu coğrafyası gibi başlıklara vurgu yaptı. Moderatörlüğünü Emin Antik Sanat Merkezi Danışma Kurulu Başkanı Ümit Yaşar Gözüm’ün yaptığı söyleşinin ardından Yazar, konuklar için kitaplarını imzaladı
CEMRE POLAT/ANKARA- Yıl boyu çeşitli sanatsal etkinliklere ev sahipliği yapan Emin Antik Sanat Merkezi "Türkiye’nin jeopolitik gerçekleri üzerine çözümler" söyleşisiyle sanat ve edebiyat severleri bir araya getirdi. "Türkiye’nin jeopolitik gerçekleri üzerine çözümler" kitabı yazarı Prof. Dr. Orhan Derman’ın konuk edildiği söyleşide, Türkiye sosyolojisi, kültürel Türklük, Anadolu coğrafyası gibi başlıklara vurgu yapıldı. Moderatörlüğünü Emin Antik Sanat Merkezi Danışma Kurulu Başkanı Ümit Yaşar Gözüm’ün üstlendiği söyleşinin ardından Derman, konuklar için kitaplarını imzaladı.
[caption id="attachment_332170" align="aligncenter" width="2560"]
Emin Antik Sanat Merkezi Kurucularından İbrahim Terzioğlu[/caption]
Söyleşinin açılış konuşmasını yapan Emin Antik Sanat Merkezi kurucularından İbrahim Terzioğlu “Bu paneli yapmamızın en büyük sebebi hocamızın bu çalışmasında çok farklı pencerelerden bakması. Türkiye Cumhuriyet değerlerini gün geçtikçe kaybediyor, maalesef her sektörde ve her konuda bu durumu yaşıyoruz. Mustafa Kemal Atatürk belki de dünyada 4 binin üzerinde kitap okumuş tek lider ve Anadolu’nun 7 bin yıllık Türk yurdu olduğunu söylüyor. Biz de etnik değil kültürel Türklük üzerine konuşacağız” dedi.
Gözüm, “Derman’ın kitabında coğrafyanın kader olduğunu görüyorsunuz”
Prof. Dr. Orhan Derman’ın son kitabını “Bir solukta okudum” diyen Ümit Yaşar Gözüm, yazar ve kitap hakkında fikirlerini dile getirdi. Söyleşiyi “Türkiye’nin jeopolitik gerçekleri üzerine çözümler” kitabını dinleyicilere tanıtarak başlatan Gözüm, “Herkesin bu kitabı okuması gerek” dedi.
Gözüm, “Felsefi metinler okumak zor iştir, aklın biçimlenmesi için gerekir. Bunu yakinen bildiğim için tüm yazılarımda sanatsal bir dil kullanmayı yeğlerim. Tarih kitapları da bana bu metinler kadar zor geliyor ama bu kitabı iki günde hatmettim.
Orhan Bey mesleki birikiminin ötesinde sosyolojik tahlilleri son derece iyi yapan akademisyenlerden biri. Tarihi, ülke ve toplum gerçeğiyle yorumladığınızda ortaya çıkan şey tarih olmanın ötesinde kitlelere ufuk açıcı nitelikte bir birikime yol açıyor. Sosyoloji, coğrafya kader midir? Bu kitabı okuduğunuzda coğrafyanın bir kader olduğunu sadece bir aforizmaya bağlı kalmaksızın çok daha net olarak görebiliyorsunuz. Anadolu, kaderin kendisi. Dinlerin yaratıldığı, birçok tanrıya yol gösterici olan bir coğrafya. Orhan Hoca bunu çok iyi yakalamış. Neleri kazandığımızı ve neleri kaybettiğimizi, kaybederken başımıza nelerin geleceğini ayrıntılı şekilde işlemiş” sözlerini aktardı.
[caption id="attachment_332169" align="aligncenter" width="2560"]
Emin Antik Sanat Merkezi Danışma Kurulu Başkanı Ümit Yaşar Gözüm[/caption]
“Tarih, güçten çok aklın zaferini konuşur”
“Kültürel Türklük” kavramını esas alarak “Türk milletini bir arada tutan şey aidiyet duygusudur” diyen Gözüm, Orta Asya steplerinden Viyana kapılarına dayanmış bir uygarlıktan bahsediyoruz. Kendimizi Batının bizi tanımladığı tabirle barbar olarak görürüz ama Türk’ün kimliğinde üstün meziyetlerin olduğunu gönül rahatlığıyla söyleyebilecek bir birikimden bahsediyoruz. Kitapta çok kutuplu ve çok taraflı bir dış politikanın güzelliğini ve estetik algısını bulacaksınız. Atatürk’e dayanan kültürel Türklük kavramı, ırkları içinde barındıran ve millet olarak Türk milletini oluşturan şeyin aidiyet duygusu olduğunu göreceksiniz. Tarih, güçten çok aklın zaferini konuşur” dedi.
Konuşmasında milletleri bir arada tutan ve uygarlık seviyesini yukarı taşıyan şeyin tarihi bilmek olduğunu vurgulayan Orhan Derman, “Sosyolojiyi anlayabilmek için tarihi bilmek gerekiyor, tarihin kırılma noktalarını bilmek gerekiyor. Bizler Anadolu topraklarında yaşayan bir ulusuz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşıyız. Sınırlarımız tarihin her döneminde şu anki gibi değildi. Resmi sınırlarla gönüldeki sınırlar bir değil. Bu topraklarda var olmuş ve yaşamış tüm halklar, tarihini bilmeli. Tarihi bilmek kendini bilmektir” sözlerini aktardı.
“Türklüğü etnik Türklüğe indirgerseniz, kaybedersiniz”
Kitabın bölümlerinden özetler aktaran Yazar, Anadolu halklarının her birine sahip çıkılması gerektiğini söyledi ve kültür mozaiğinin korunmasının önemine dikkat çekti. Derman, “Rumeli Türkleriyle Anadolu Türkileri birbirinden farklıdır. Osmanlı çok zeki insanlar tarafından yönetilmiş bir uygarlıktır. Rumeli’de Türklüğün yerleşebilmesi için Bektaşilik ile doku tutuyor. Her millet ulus olmak için birilerini ötekileştirerek bir düşman yaratmış. Anadolu birçok medeniyete ev sahipliği yapıyor. Etnik Türklük çok yanlış bir politika. Türklük, kültürel Türklüktür. Kültürel Türklüğün içinde Türk, Arap Ermeni, Yahudi, Musevi, Rumlar vardır, büyük bir şemsiyedir. Türklüğü etnik Türklüğe indirgerseniz, kaybedersiniz. Bu kitabı kullandığı kelimenin anlamını bilmeyen birçok insana dert anlatabilmek için, hiçbir popülist düşünceye dayanmadan, insanlar gerçeği bilsin diye yazdım” dedi.
Prof. Dr. Orhan Derman
Fevziye Mektepleri Özel Işık Lisesi'ni ve İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ni bitirdi. Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyoloji Anabilim Dalı'nda yüksek lisans yaptı. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’nda uzmanlık eğitimini 1998'de tamamladı. 2000’de Yardımcı Doçent, 2004’te Doçent, 2010 yılında da Profesör oldu.
2002’de 3 ay süreyle ABD'de Ohio Columbus Children’s Hospital'da Stecker Scholar bursu ile Adolesan Ünitesi'nde çalışmalar yaptı. 2003-2004 yılları arasında Children's Hospital of Pittsburgh Adolesan Ünitesi'nde fellow olarak çalıştı. Bu dönemde medikososyal, ıslah evi, madde bağımlılığı ve cinsel istismara uğrayanlara yardım merkezlerinde Adolesan Ünitesi tarafından görevlendirildi. 2010 yılında 4 ay süreyle ABD de Harvard Childrens Hospital'da Developmental Health kliniğinde Fogarty bursu ile çalışıp Harvard School of Public Health'de Etik ve Sağlık Sorunları, Toplumsal uygulamalı araştırma metotları, Üreme Sağlığı, Cinsellik ve Cinsel yaşam sorunları derslerini aldı.
2007-2013 yılları arası Adolesan Ünitesi başkanlığı görevini yürütmüş olup 2006 yılından itibaren Çocuk İstismarını ve İhmalini Önleme Derneği yönetim kurulu üyeliği ve gençlik kolu başkanlığı, 2008 yılından itibaren Ergen Sağlığı Derneği başkanlığı, 2012 yılından itibaren Psikososyal Destek Hizmetlerinden sorumlu Rektör Danışmanı, 2012 yılından itibaren Çocuk Sağlığı Enstitüsü Aile Sağlığı Anabilim Başkanı 2012 yılından itibaren Tıp Fakültesi Farabi Programı Koordinatörü 2012 yılından itibaren HÜSSAM (Hacettepe Üniversitesi Sosyal Sorumluluk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürlüğü) 2013 yılından itibaren Ergen Sağlığı Bilim Dalı Başkanlığı (YÖK'ün Adolesan Ünitesini Ergen Sağlığı Bilim Dalı şeklinde yapılandırmasından sonra), 2013 yılından itibaren Mevlana Program Koordinatörlüğü görevlerini yürütmekte.
Adolesan jinekolojisi, yeme bozuklukları, meme problemleri, spor hekimliği, çocuk istismarını ve ihmalini önleme ve madde bağımlılığı konularında çalışmalarda bulundu.