Emekliler geçim sıkıntısına dikkat çekmek için Mecidiyeköy'de çadır kurdu. Yapılan açıklamada, “Hakkımız olanı alıncaya kadar mücadele edeceğiz. Bugün sokakta direnecek, yarın sandıkta göndereceğiz. Bugün emeklilere çadırdan ev yaptıranlar saraylarda yaşıyorsa, bugün bu memleket açlıkla, sefaletle, geleceksizlikle anılıyorsa Sanmayın ki bu devran böyle gidecek; saraylar, saltanatlar çökecek, zulüm bitecek, bu memleket yarın, inatçı gençlerin, umutlu işçilerin, huzurlu emeklilerin memleketi olacak" denildi.

DİSK'e bağlı emekçiler, Mecidiyeköy'de sorunlarını dile getirmek ve geçim sıkıntısına dikkat çekmek için çadır kurdu ve basın açıklaması yaptı. İstanbul Mecidiyeköy’deki emeklilerin buluşmasına DEM Parti İstanbul Milletvekili Kezban Konukçu, DİSK İstanbul Bölge Temsilcisi Asalettin Arslanoğlu, DİSK/Emekli-Sen MYK üyesi Gazi Akmeşe katıldı. Basın açıklamasını grup adına DİSK/Emekli-Sen'den Gürcan Demirbaş okudu. 

Demirbaş şunları söyledi;

 "Yoksuluz çünkü iktidar, yüksek enflasyon karşısında işçiden, emekçiden,emekliden fedakârlık bekliyor"

"İşçisiyle-emeklisiyle, öğretmeniyle-öğrencisiyle, genciyle-yaşlısıyla yoksulluğun pençesindeyiz. Evde, sokakta, mahallede, meydanlarda, bu halktan yükselen sesi duymayanlara haykırmak için buradayız: Yoksuluz. Yoksuluz çünkü iktidar, yüksek enflasyon karşısında işçiden, emekçiden,emekliden fedakarlık bekliyor. Fedakarlığı, bir koca ekonomi pastasının yüzde 29’unu ancak alabilen milyonlardan bekliyor. Tek başına koca dilimi midesine indirenlerden, sermayenin kar hırsından, sarayın elektriğinden vazgeçemeyenler; emeklilerden fedakarlık bekliyor. Ülkenin dört bir yanından, bir ses yükseliyor. Halk, “Yoksuluz” diyor. İktidar kulağını kapatıyor. Halk, “Açız” diyor. İktidar “Asgari ücret düşük değil” diyor. Halk, “Geçinemiyoruz” diyor. İktidar “Ama enflasyonla mücadele” diyor. Halk, “Barınamıyoruz” diyor. İktidar “ama tasarruf tedbirleri” diyor. Öyleyse bugün, sokaklar evimiz diyoruz. Bugün, çadırlar evimiz diyoruz.

"Bizleri bir kuru ekmeğe muhtaç bırakanlara sesleniyoruz: Gelin, 10 bin lira ile bir ev tutun. Gelin, kiradan kalanıyla beslenin; beslenmeden kalanla doktora görünün. Gelin, 10 bin lira ile siz geçinin"

Emeklilerin gıda enflasyonu yüzde 94’e tırmandı. İktidara yüzdeler bir anlam ifade etmiyorsa şöyle anlatalım: Emeklinin sofrasındaki ekmeğin yarısını enflasyon yedi. Buzdolabındaki sütün yarısını enflasyon içti. İşte şimdi, aylıklarımıza resmi enflasyon oranında yaptığınız sözde zamlarla kalan yarım ekmeğimize, yarım şişe sütümüze göz dikiyorsunuz. Emeklileri 10 bin liralık sefalet aylıklarına mahkum ediyorsunuz. Bu parayla geçinin diyorsunuz. Bu parayla barının diyorsunuz. Bu parayla özelleştirdiğimiz sağlık hizmetinden faydalanın diyorsunuz. Emeklinin yaşamına kast ediyorsunuz. Yaşamımıza kast etmenize izin vermeyeceğiz. On yıllarca döktüğümüz alın terinin, verdiğimiz emeklerin, nasırlı ellerimizin, yorulan zihinlerimizin karşılığında, bizleri bir kuru ekmeğe muhtaç bırakanlara sesleniyoruz: Gelin, 10 bin lira ile bir ev tutun. Gelin, kiradan kalanıyla beslenin; beslenmeden kalanla doktora görünün. Gelin, 10 bin lira ile siz geçinin. Gelin ucuz ekmek kuyruklarında bizimle bekleyin. 70 yaşınızdan sonra kapı kapı iş arayın. Eczaneden utana sıkıla veresiye ilaç isteyin. Bir kartınızın borcunu ötekine borçlanarak ödeyin. Bu defa yanlış ekonomi politikalarınızın bedelini siz ödeyin.

"Çadırlarımızı evimiz yapmaya geldik. “Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır” demek için buradayız"

Bir yanda 6 aylık resmi enflasyonun dahi altında zam alan memur emeklileri, diğer yanda kök aylığı 8 bin liranın altında olup fiilen hiçbir zam alamayan işçi emeklileri. Bir yanda açlık sınırının altında kalan asgari ücret; diğer yanda asgari ücretin de altında kalan emekli aylıkları. Cebimizdeki üç kuruş her geçen gün erirken, elektrikten benzine zamlar yağmur gibi yağarken, kiralar alıp başını giderken, adaletsiz vergi sisteminin bir parçası olan dolaylı vergilerle cüzdanımız boşalırken görüyoruz: Biz emekliler, ekmeğin bu kadar pahalı olduğu; yaşamlarımızın bu kadar ucuz görüldüğü başka bir dönemi yaşamadık. Aynı gemideyiz naraları atarak halkın sofrasından çaldıklarıyla zenginleşenlere söylemiştik: Sokakları evimiz yapacağız demiştik. İşte bugün buradayız; çadırlarımızı evimiz yapmaya geldik. “Sahip olduğunuz servet bizden çaldıklarınızdır” demek için buradayız. “İnsan onuruna yaraşır bir emeklilik istiyoruz” diye haykırmak için buradayız. Ekmeğimize göz koyanlara, emeklilerin örgütlü mücadelesinin sonuçlarını hatırlatmak için buradayız.

AKP'li isimden asgari ücrete ilişkin açıklama AKP'li isimden asgari ücrete ilişkin açıklama

"Bugün sokakta direnecek, yarın sandıkta göndereceğiz"

Açlığın, sefaletin, sömürünün tablosunu çizenlere, halkı açlıkla sınayanlara, emeklileri ölmeden mezara koymakta ısrar edenlere karşı; Hakkımız olanı alıncaya kadar mücadele edeceğiz. Bugün sokakta direnecek, yarın sandıkta göndereceğiz. Bugün emeklilere çadırdan ev yaptıranlar saraylarda yaşıyorsa, bugün bu memleket açlıkla, sefaletle, geleceksizlikle anılıyorsa Sanmayın ki bu devran böyle gidecek; saraylar, saltanatlar çökecek, zulüm bitecek, bu memleket yarın, inatçı gençlerin, umutlu işçilerin, huzurlu emeklilerin memleketi olacak. Yaşasın DİSK. Yaşasın Eemekli-Sen. Yaşasın emeklilikte insan onuruna yakışır bir yaşam mücadelemiz".

Editör: Ziya Burak Erol