Emeklilerin birçoğu ek işlerde çalışırken, iş bulamayanlar ise geçinebilmek için temel ihtiyaçlarından kısıyor. Memur emeklilerin talebi, en düşük emekli maaşının asgari ücretle beraber 35 bin TL olarak belirlenmesi. Seslerini duyurmak için Ankara’ya gelen emeklilerden Ali Paşa Şanlı, emeklilerin 12 bin 500 TL ile geçinemediklerini belirterek, “En düşük emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenmesini ve intibak yasasının çıkarılarak 5510 sayılı yasanın iptal edilerek geçmiş haklarımızın yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Biz özellikle sermayeye değil, emeklilere bütçe diyoruz” dedi.

Ekonomide yaşanan zorluklar, düşen alım gücü ve enflasyonla mücadelede talebe yönelik baskıların etkilediği maaş zamları nedeniyle emeklileri çalışmak zorunda bırakıyor.

Yılbaşı heyecanı yaklaşırken piyasada sahte Milli Piyango bileti dalgası Yılbaşı heyecanı yaklaşırken piyasada sahte Milli Piyango bileti dalgası

Geçinemeyen, ev kirasını ödeyemeyen, emeklilikte hayal ettiği hayatı yaşayamayan emekliler, Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu’nun (KESK) Ankara’da düzenlediği mitingde bir araya gelerek “Geçinemiyoruz” dedi. “Halka bütçe” talebiyle Türkiye’nin dört bir yanından başkente gelen emekliler ANKA Haber Ajansı’ndan Dilan Kutlu'ya konuştu.

“Ev kirası yok herhangi bir masrafımız yok ama geçinemiyoruz”

Mersin’den gelen Meral Yaman, “Benim çocuğum da memur olduğu halde, bir maaşla geçinemiyoruz. Ev kirası yok herhangi bir masrafımız yok ama geçinemiyoruz. Bir simit olmuş 15 TL. Bizden daha aşağıdakiler ne yapsın? Çocuğu okula giden ne yapsın. Büyüklerin duyması lazım, duymuyorlar. Bugün aldığımı öğleden sonra alamıyorum. Zam üstüne zam geliyor” diye konuştu.

“Yüzdelik zamlarla bu iş düzelmez

Memur emeklisi olduğunu söyleyen bir vatandaş ise, “Tek başıma yaşıyorum, evim de kira değil ama yetmiyor, geçinemiyorum” derken. Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen emeklilerin “insanca” yaşamak istediğini belirterek şunları söyledi:

“Yüzdelik zamlarla, yüzdelik ayarlamalarla bu işin düzelmeyeceği ortada. Bizim talebimiz çok net. Zaten bir defa memur emeklilerine bir kazık attılar. Memurlara 15 bin civarında seyyanen zam verdiler fakat emeklilere vermediler. Orada hile yaptılar. Bunun verilmesini istiyoruz.

“Talebimiz, en düşük emekli maaşıyla asgari ücretin 35 bin TL’de buluşmasıdır”

İkincisi; en düşük görev yapmış bir emeklinin, yeni işe girmiş memur maaşıyla eşitlenmesi gerekir. Bu da 35 bin üzerinde bir rakamdır. Siyasi partilerin birçoğu asgari ücretin 30 bin TL olmasını istiyor. ‘30 bin TL bugünün koşullarında yetersiz’ diyebiliriz ama iktidar bunu 23-24 bin bandına çekmeye çalışıyor. Bizim talebimiz, en düşük emekli maaşıyla asgari ücretin 35 bin TL’de buluşmasıdır.”

“5510 sayılı yasa emeklilere zulüm yasasıdır”

Ergen, 2008 yılında değiştirilen 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile birlikte emekli aylık hesaplamalarında değişiklik yapıldığını belirterek “Bu yasa emeklilere zulüm yasasıdır ve yeni emekli olacaklara da zulüm yasadır. Bu yasanın yeniden düzenlenmesi gerekir” dedi.

Ergen, en önemli sorunun ise “emeklilere sendika hakkının tanınmaması” olduğunu ifade ederek, “Bu konuda bizim tepemizde Demokles'in kılıcı gibi yargı vardır. Bunun kaldırılması lazım” diye konuştu.

"Yoksulluk sınırının en az yarısı kadar asgari ücret olmalı"

DİSK Emekli-Sen üyesi Fikri Kalender de “5510 sayılı yasayla emeklilerin aylıklarının, asgari ücret karşısında erimeye” başladığını ifade ederek, “Bugün yüzde 40’ı bulan eksik maaş söz konusu. Burada yapılması gereken insanca yaşamı idame ettirilen ücretin verilmesi. Yoksulluk sınırının 70 bin liraları bulduğu, açlık sınırının 50 bin liraları bulduğu bir dönemde en düşük memur maaşı en düşük işçi ücreti diye matematiksel işlem yapmak yanlıştır. Yoksulluk sınırının en az yarısı kadar asgari ücret olmalı, en düşük emekli aylığı asgari ücret seviyesine çekilmeli ve bu taban sayılmalı buna da enflasyon oranında zam yapılmalı” dedi.

“En düşük emekli maaşı en düşük memur maaşına eşitlensin”

Emekli Ali Paşa Şanlı ise emeklilerin 12 bin 500 TL bir ücretle yaşamlarını sürdüremediklerini belirterek, “Bu ücretlerle gıda ihtiyaçlarını bile karşılayamazlar. En düşük emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenmesini ve intibak yasasının çıkarılarak 5510 sayılı yasanın iptal edilerek geçmiş haklarımızın yeniden düzenlenmesini istiyoruz. Biz özellikle sermayeye değil, emeklilere bütçe diyoruz” diye konuştu.

“Her öğretmen ek iş bulmaya çalışıyor ya da kısıyor. Yemeğe gitmiyor, dışarı çıkmıyor”

Kamuda çalışan öğretmen Mehmet Aydoğdu ise öğretmenlerin de geçinemediklerini ifade ederek ANKA’ya şunları söyledi:

“Daha önce eğitim emekçilerine promosyon görüşmelerinde bankalar çok daha ucuz ücret veriyorlardı. İşçiler, ‘kredi kartına bulanıyor, ek hesaplara bulanıyor’ diye. Şimdi aynısı bütün öğretmenlerde... Burada sorun herkesin üç-dört defa kredi çekmişliği vardır ancak böyle geçinebiliyoruz. Ciddi anlamda geçinemiyoruz. Her öğretmen kendine göre iş bulmaya çalışıyor ya da kısıyor. Yemeğe gitmiyor dışarı çıkmıyor.

“Çocuk açlığı var. 2 milyon 900 bin öğrenci okula gelemiyor”

Ben 23 yıldır öğretmenim dünya kadar sıkıntı yaşıyorum. Eşim de çalışmış olmasına rağmen ciddi anlamda sıkıntı yaşıyorum. Daha önce kredi kartı sorunum yoktu. Hiçbir zaman ek hesap meselem yoktu ama şu anda aynı şekilde ben de bu durumdayım. İşçilerin emekçilerin kendisini alanlarda ifade ettiği sürece halk için bütçeyi Meclis’te istememiz gerekiyor. Şu anda bütçe görüşmelerinde tamamen sermayeye akan bir para var ama halka yok, eğitime yok, çocuklara yok. Çocuk açlığı var. 2 milyon 900 bin öğrenci okula gelemiyor. Bunun gibi dünya kadar sıkıntı var.”

Editör: Ahmet Çağatay Bayraktar