Emeklilerin yaşadığı sorunlara, yoksulluğa karşı 27 Ekim’de beş koldan yürüyüş başlatan Tüm Emeklilerin Sendikası üyeleri, Sakarya Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen tarafından yapılan açıklamada, ''İnsanca yaşamak istediğimizi ve bunun koşullarının var olduğunu biliyoruz. İktidarın para yok açıklamaları gerçeği yansıtmıyor'' denildi.

Basın açıklamasına katılan emekliler, ellerinde ''Dilenci Değil, Emekliyiz'' , ''İnsanca Yaşamak İstiyoruz'' , ''Saray’a Değil, Emekliye Bütçe'' , ''Yoksulluk Kader Değildir'' , ''Susma, Sustukça Yoksulluk Devam Eder'' yazılı dövizler taşıdı.

Bakan Bolat, Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu'nda konuştu: Bakan Bolat, Türkiye-Cezayir İş ve Yatırım Forumu'nda konuştu:

''Tam bir otokratik yönetimle karşı karşıyayız. 5510 sayılı Emeklilik Yasası, sosyal tarafların iş birliğiyle yeniden yapılmalı dedik, Meğer hazırlıkları varmış, hemen atladılar. Bizi devre dışı bıraktılar'' diyen Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen, basın açıklamasında şöyle konuştu:

''Bir olursak diri oluruz, diri olursak iri oluruz''

Kaynaklarımızın özelleştirme adı altında peşkeş çekildiği, kamu ihaleleri yoluyla devletin adeta soyulduğu, çocuklarımızın emaneti olan doğamızın üç beş şirkete parsellendiği, mantar gibi çoğalan yandaş dernek, vakıf, cemaat ve tarikatlara hesapsız para aktarıldığı sır değildir. Bu kesime kaynak aktarıldığında para yoktur diye sızlanıldığını hiç duymadık. İşin acı tarafı bu talanın meşrulaşmasına siyasal islamcı propagandalarla bir kısım emeklilerimizin inandırılmasıdır. Emekli vatandaşlarımız bu yalanlara kanmayalım. Gelin hep birlikte bir olalım. Bir olursak diri oluruz, diri olursak iri oluruz. Bu talanlara son verebiliriz. Ömrümüzün bu son ve kısa dönemini insanca ve onurumuzla yaşayabiliriz.

''Duyumlarımız çok iç karartıcı''

Önemli bir konu da primlerimizdir. Primlerimizin günün koşullarına göre güncellenmediği gerçeğidir. Prim güncellenmesinin doğru dürüst yapılmadığı, aslında bunun bir tercih sorunu olduğu ve adaletsiz davranıldığıdır. Aylık bağlama oranları düşürülerek insanlar açlıkla baş başa bırakıldı. Bunlar düzeltilmelidir. Bu pervasız ekonomik yönetiminin sorumlusu biz değiliz. Dolayısıyla faturası biz emeklilere çıkarılamaz. İtirazımız bunadır. Basın açıklamaları yaptık duymadılar. Mitingler yaptık görmediler. Taleplerimizi 100 bini aşkın imzalı dilekçeyle TBMM Dilekçe Komisyonu’na verdik, 4 aya yaklaştı çıt yok. Duyumlarımız çok iç karartıcı. Esnek çalışma gibi tezgahlarla, emekli olmayı neredeyse imkansızlaştıracaklar.

''Mezarda emekliliğin ortamını oluşturdular''

Bütçeden SGK payını oransal olarak düşürüyorlar. Zaten, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ‘Çalışanlar son nefesine kadar çalışmalıdır ve emekli olunmamalıdır’ diye beyanat veriyor. Bir de 2025 Ocak ayında yine bizi enflasyona ezdireceklerini her icraatıyla çekinmeden belli ediyor. Bu kadar derin sorunlar ve bu kadar umursamazlık çekilir değildir. Sayın Bakan gözlerimizin içine baka baka, ‘Emeklilerin hepsi 12 bin 500 lira almıyor. 50-60-80 bin lira da alıyorlar’ diyor. Yıllarca sayı bakımından emeklilerin yüzde 1-2'si kadar olan ve erken yaşta emekli olanlar var diye, mezarda emekliliğin ortamını oluşturdular. Şimdi de emeklilerin yüzde 1-2’sinin ancak aldığı aylığı, ortalama aylık gibi algı yaratmak istiyor. Pes doğrusu. Yalanlara karnımız tok

''Emekli maaşına acilen 15 bin lira artış yapılmalı''

Bu eylemle 3 ana talebimizi dillendirdik. İlki sendikalaşmamızın önündeki engellerin kaldırılmasıdır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Ankara Valiliği iş birliği ile sendikalarımıza açılan kapatma davaları geri çekilmelidir. Demokrasiden bahsedenlerin samimiyetini görmek isteriz. Her emekli maaşına, acilen her ay verilmek üzere 15 bin lira seyyanen artış yapılmalıdır. 5510 sayılı yasa kaldırılmalı, yerine sosyal tarafların iş birliğiyle yeni bir adaletli yasa getirilmelidir. Ocak ayında en düşük emekli maaşının en düşük memur maaşına eşitlenerek kademelendirilmelidir.’’

Editör: Ziya Burak Erol