Emekli zammı... Önce götürdüğünüzü yerine koyun...

Hakan ŞANLITÜRK Türkiye Emekliler Derneği (TÜED) Genel Başkanı Kazım Ergün, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a mektup göndermişti. Ergün, memurlar, kamu işçileri ve asgari ücretlileri ekonomik olarak rahatlatacak tedbirlerin alınmasının kendilerini ziyadesiyle mutlu ettiğini kaydederek şöyle devam ediyordu: "Lakin aynı marketten aynı ekmeği aynı fiyatı ödeyerek alan ve 7 bin 500 lira ile geçinmek durumunda kalan emeklilerimizin ne yazık ki yaşamlarını sağlıklı bir şekilde sürdürebilme imkanı kalmamıştır. TBMM'de görüşülen kanun tasarısına eklenen ve emeklilere yüzde 25 zam öngören teklif, hayatlarını bu memleketin imar ve inşası için harcamış ve yıllarca prim ödeyerek kutsal hak olarak tanımladığımız, emekliliğe erişen topluluğumuzda büyük bir hüsranla karşılanmıştır." Ergün emekliler için şu talepte bulundu mektubunda: "Emekliler olarak talebimiz; emeklilerimizin bir nebze olsun rahatlamasını sağlayacak bir iyileştirmenin yapılması, en düşük emekli aylığının asgari ücret seviyesine çekilmesi ve söz verildiği gibi 7 bin 500 lira üzerinde aylık alanlara da en az yüzde 25 + 4 bin lira seyyanen zam yapılarak gerçek anlamda, devlet korumalı sosyal güvenliğin hayata geçirilmesidir." Ergün'ün en düşük emekli maaşı yükseltildiğinde hakkı yenen 7 bin 500 lira üzeri maaş alan emekliler için istediği zam yüzde 25 + 4 bin lira. Bunu 7 bin 500 liraya eklediğinizde ortaya çıkan rakam asgari ücret kadar. Yani 11 bin 400 lira olan asgari ücrete ulaştırmış olunuyor 7 bin 500 lira maaşı olan emekli. Ve maalesef bir önceki artışta yaşadığı hak kaybı yine devam etmiş oluyor. Kazım Ergün, acaba 8 bin 77 lira zam alanlar gibi emeklilere de aynı paranın yada daha fazlasının verilmesini neden talep etmiyor? 4 bin lira seyyanen zammı gece rüyasında mı görüp de talep etmeye karar vermiş? Yoksa iktidar "Sen böyle bir talepte bulun. Emekliler için hak aramış ve istediğini almış olursun" diye bir telkinde mi bulundu? İlk zam oranı yüzde 19.77 olarak açıklandığında şu paylaşımı yapmıştım: "Arkadaş eğer bir gün ülkeyi yönetenler yanlış politikalarının faturasını halka kesmeye kalktıklarında vatandaşlarıyla, devletiyle buna izin vermezsek o gün adam oluruz. Biz üzerinde deney yapılacak kazlar mıyız? Kaymağı yiyenler faturayı ödesin. Benim emekli maaşım 2 asgari ücretti. Şimdi 1 asgari ücret bile etmiyor. Niye çalıyorsunuz cebimden arkadaş? Allah korkunuz da mı yok sizin? Vicdanınız nerede? Kesenizden mi veriyorsunuz? Muhalefet yok. Örgütlü toplum yok. İtiraz eden yok. O zaman sonuç bu.. Devlet vatandaşına sahip çıkmalı.. Hakkını, hukukunu çaldırmamalı.." "Devlet" henüz sesimi duymadı ama sağolsun Devlet Bahçeli duydu. Devlet Bey grup toplantısında, 8 bin 77 seyyanen zammın emeklilere de yapılması gerektiğini açıkladı. Devlet Bey, "Sayıları 15,9 milyona ulaşmış emeklilerimizi yapılan yüzde 25’lik maaş artışı gördüğümüz kadarıyla makul ve yeterli bulunmamıştır. Açık ve samimi teklifimiz şudur; 8 bin 77 liralık seyyanen artışın kök ücrete aynısıyla emekli maaşlarına yansıtılması beklentimiz ve talebimizdir" dedi. Kişisel olarak diyeceğime gelirsek.. Emekli olduğumda aldığım maaş asgari ücretin 2 katıydı. Bu ne demek? 11 bin 400 çarpı 2 eşittir 22 bin 800 lira. Yani benim emekli maaşımın şu an bu rakam olması gerekiyordu en azından. Sizden ulufe istemiyoruz, zam da istemiyoruz yıllar içinde cebimizden iç ettiğiniz maaşlarımızı geri verin yeter. Her ay benden ve diğer emeklilerden bir, bir buçuk maaş götürdünüz. Hele siz bu bu kaybı yerine koyun sonra o rakamın üzerine zam yapın. Ekonomiyi emekli mi batırdı, devletin kaynaklarını emekli mi çarçur etti? Ülke kaynaklarını siyasi yandaşlara emekliler mi dağıttı? Suriyelilere,sığınmacılara bizim hakkımızı yedirirken kime sordunuz? Bedel ödemesi gereken emekliler değil...