CEMRE POLAT
Emekliler Meclisi Türkiye Koordinasyonu, Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi’nde gerçekleştirilen Emekli Meclisleri Sendikası Kurucular Konferansı’nda sendikalaşma taleplerini dile getirdi. Türkiye’nin birçok şehrinden bir araya gelen emekliler, emeklilerin yaşam şartlarının iyileştirilmesi konusunda örgütlenmenin önemine vurgu yaptı.
Program açılışında kurulan Meclis Divan’ında, Başkan Celal Adlı, Sekreter Bekir Rüştü Altay, Yazmanlar Fahriye Damar ile Ayten Kaplan yer aldı. Programın açılış konuşmasını yapan Dürdane Bekdemir, “Gençliğimizin en güzel yıllarını çalışarak ülkeye katkı sağlayarak geçirdik. Bu yıllarda emeklilik günlerimiz için güzel hayaller kurmuştuk. Kurduğumuz hayallerin hiçbirini gerçekleştiremeyen biz emeklilerin bugünkü durumu ortada. Emeklilerin birçoğu çalışmak zorunda. Kimi sokaklarda kâğıt toplayarak kimi karın tokluğuna 12 saat çalışarak hayatını idame ettirmeye çalışıyor. Emekli meclisleri sendikası, bu kötü gidişe ‘dur’ demek için, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamak için yola çıktı. Birlikte olursak çok şey başarabiliriz” sözlerini aktardı.
Gür, “Türkiye’de emeklilerin 16 milyonu örgütsüz”
Ardından söz alan Eş Sözcü Ali Ersin Gür ise sendikalaşmanın temsilî demokrasi krizine çözüm getireceğini ifade etti. Gür, “Türkiye’de 16,2 milyon emekli olmasına rağmen 100 bini bile bulmayan bir örgütlenme var. 16 milyon örgütsüz insanın olmasından hareketle Emekliler Türkiye Meclisi ve Sendikasını kurmaya karar verdik. Dünya genelinde egemen olan kapitalist sistemden ötürü küresel bir kriz yaşıyoruz. Demokratik yollarla bunu çözemeyen sistem savaşlarla bunu çözmeye çalışıyor. Dünya genelinde 40’tan fazla bölgede çatışmalar sürüyor. Bu kriz, temsili demokrasi krizidir. Temsili demokraside dünya genelinde yaşanan kriz, Türkiye’de çok daha derinleşiyor ve biz buna çözüm bulmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
İrdem, “7 bin 500 TL emekli maaşı, zorunlu ihtiyaçlarımızı dahi karşılamıyor”
Emekli maaşlarının iyileştirilmesi taleplerini bir kez daha gündeme getiren meclis üyesi Aynur İrdem, “Emekli Meclisleri Sendikası, emeklilerin ekonomik, demokratik, sosyal ve yaşamsal haklarını elde etmek için çaba sarf eder. Son yirmi yılda emeklilerin maaşında reel bir erime söz konusu ve bunun sonucunda yaşam standardımız düşüyor. Milyonlarca emeklinin aldığı 7 bin 500 TL maaş zorunlu ihtiyaçlarımızı dahi karşılamıyor.
Emekli maaşlarında oransal zam değil, milli gelirden kişi başına düşen pay kadar ödeme istiyoruz. İlaç, hastane ve muayene hizmetlerinde katkı payı kaldırılmalı, bu hizmetlere kolay ve seri şekilde ulaşılması sağlanmalıdır. Sosyal devlet şartlarının yerine getirilmesini yalnız yaşayan veya bakıma muhtaç tüm emekliler için yeterli kapasitede huzur ve bakım evleri açılmasını istiyoruz. Bunun için yerel yönetimler ile merkezi yönetim koordineli şekilde iş birliği yapmalıdır.
Hiçbir yurttaş sokaklarda aç ve açıkta kalmamalıdır. 65 yaşını doldurmuş her vatandaş için asgari yaşam standartlarını sağlayacak genel emeklilik yasası çıkarılmalıdır. Çalıştığı halde işveren tarafından SSK primleri ödenmemiş ya da sürekli işe ‘giriş çıkışı’ yapılanlar ise normal emeklilik yaşı geldiğinde emekliliğe hak kazanmalıdır. İntibak yasası çıkarılarak 2000 yılından önce ve sonra emekli olanların aylıklarındaki oransızlık emekliler lehine giderilmelidir.
Yılda iki kez ödenen emeklilik ikramiyesi bir maaş tutarına çıkarılmalıdır, örgütlenme gösteri ve ifade özgürlüğü önündeki tüm fiili ve kanuni engeller kaldırılmalıdır. Emeklilerin sendikalaşmaları hukuksal ve anayasal bir statüye kavuşturulmalıdır. Emekliler olarak özgür adil ve demokratik bir Türkiye’de barış ve huzur içinde yaşamak istiyoruz” sözlerini aktardı.
Günaydın, “Türkiye’de ilk kez yatay örgütlenme modelini geliştirdik”
Meclisin çalışma politikasını anlatan Emekliler Meclisi Dış İlişkiler Sekreteri Sezgin Günaydın, hiyerarşik sistemden herkesin eşit söz hakkına ve yetkiye sahip olduğu yatay sistemin ayrıntılarını aktardı. Günaydın, “Emekliler Türkiye Meclisi gönüllülük temelinde aktivistlerin oluşturduğu bir yapıdır. Genel sekreterlerinden, eş sözcülerine sekreteryasının hiçbiri maaş yahut başka bir ekonomik gelir sağlamaz. Hiçbir üyesinden aidat almaz. Bütün giderler imece usulü ile karşılanır. Kolektif Emekliler Türkiye Meclisi doğrudan demokrasiyi işletir. Her karar her bir meclis üyesinin katılımı ile alınır.
Meclis, yeni sendikal hareketin ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak tamamen yeni bir örgütlenme modeli, çalışma tarzı ve eylem anlayışını geliştirdi. Dolayısıyla hareketimiz dinamik bir yapıdır. Mevcut hiyerarşik dikey ve piramit türü örgütlenme yerine iç ilişkilerinde doğrudan demokrasi ve doğrudan demokratik katılımı temel alan ‘yatay örgütlenme modelini’ geliştirmiştir. Bu örgütlenme modeli delege sistemini, yöneten ve yönetilen ayrımını reddeder” diye konuştu.
Çankaya Belediyesi’ne protesto
Programın düzenlenmesi sürecinde belediyelerden destek göremediklerini aktaran Günaydın, Çankaya Belediyesi’ni belediye salonunu ücret karşılığı kiraladıkları için protesto etti. Günaydın, “Ne yazık ki bizim arkamızda hiç kimse yok. Türkiye’nin her yerinden emekliler, kendi imkanlarıyla buraya ulaştılar. Bu durumun belediyeler tarafından teşvik edilmesi gerekirken maalesef Çankaya Belediyesi salon için bizden para aldı” diyerek üzüntüsünü dile getirdi.
Program sonunda, Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi önünde bir basın açıklaması yapıldı. Açıklama şu şekilde:
“Bugün burada hep birlikte tarihi bir an yaşıyoruz. Emekli Meclisleri Sendikası’nı kuruyoruz. Tarihi bir an diyoruz çünkü; katılımcı doğrudan demokratik anlayış ile meclisler şeklinde yatay örgütlenerek eski olandan radikal bir kopuşu tamamen yepyeni bir örgütlenme anlayış ve felsefesinin doğuşuna tanıklık ediyoruz.
Örgütlenme, mücadele ve çalışma anlayışıyla dünya sendikal mücadelesinde tamamen yeni bir patika açıyoruz. Yeni bir kültür, yeni insan ilişkileri, yeni bir yaşam ve yeni bir toplumsal yaşamın tohumlarını atıyoruz.
Bizler hayatımızın en genç ve en verimli yıllarında; ülke ekonomisine, büyüme ve gelişmesine hizmet etmiş emeklileriz.
Çalışırken yıllarca vergi ve SGK primlerimizi eksiksiz ödedik. Çalıştığımız yıllar boyunca hep emekliliğimizi ve emeklilikte nasıl bir yaşam kuracağımızın hayalini kurduk. Bu hayalimizin içinde açlık, yoksulluk, sefalet ve başkasına muhtaç yaşamak yoktu. Bugün milyonlarca emekli, açlık sınırının yarısı kadar bir emekli maaşı ile ölüme terk edilmiş durumdadır. Hak etmediğimiz bu olumsuz gidişe dur demek için sendikal başvurumuzu yapıyoruz. Biz, insan onuruna yakışır bir yaşam için,
Milli gelirin adil ve eşit dağılımı ile emeklilere de milli gelirden kişi başına düşen miktar tutarında emekli maaşı ödenmesi için, ilaç ve sağlık hizmetlerinin ücretsiz ve kolay erişiminin sağlanması için, Sosyal Güvenlik Kurumu’nun gerçek sahipleri olan işçi, memur, esnaf ve emeklilerce yönetilmesi için, emekli sendikalarına hukuksal bir statü elde etmek için, eşitlik, özgürlük, demokrasi, barış ve adalet için, Bugün Emekli Meclisleri Sendikası’nı kuruyoruz. Bizim için hak yasadan önce gelir. Fiili ve meşru sendikacılığı kendimize rehber edindik.
Sendika işverenlerden daha çok bizim hakkımız. Emeklilerin sendika kuramayacaklarına dair açık bir yasa maddesi olmadığına göre, emeklilerin sendika ana sütü gibi hakkıdır.
Toplu sözleşmeli sendikal hakkımızı almak için azimli ve kararlıyız.”
Basın açıklamasının ardından, emekliler sendika başvurusu için topluca Ankara Valiliği’ne gitti.