Ekrem İmamoğlu
Mehmet Necati GÜNGÖR Şimdiki derdimiz Ekrem İmamoğlu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildikten sonra siyasi baskılara muhatap olduğuna, unvanının elinden al...
Mehmet Necati GÜNGÖR
Şimdiki derdimiz Ekrem İmamoğlu.
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na seçildikten sonra siyasi baskılara muhatap olduğuna, unvanının elinden alındığına ve haksızlıklara uğradığına inanılan siyasetçi.
Birinci seçilişi 13 bin oy farkıyla olmuştu.
İkinci seçilişinde oy farkı 800 bine çıktı.
Belli ki İstanbul halkı 13 bin farkla seçilen Belediye Başkanına yapılan işlemi haksızlık olarak görmüş ve oylarıyla bu haksızlığı düzeltme yoluna girmişti.
Nedense İstanbul Belediye başkanlığının el değiştirmesi bir türlü hazmedilemedi.
Yeterince hizmet üretememesi için önüne manialar konuldu.
Şimdi, olmadığı iddia edilen bir suç üzerine yeniden yargılanıyor.
Siyasi yasaklı hale getirilmek isteniyor.
Son duruşma geçenlerde yapıldı.
Hakim, İmamoğlu’nun o sözlerle kabinenin bir bakanını kastettiğini söylerken, savcı farklı bir iddianame ile suç tesis ediyor, siyasi yasaklı hale getirmek için cezanın en üst limitinin uygulanmasını istiyor.
Duruşma uzatıldı.
14 Aralık’ta yeniden hakim karşısına çıkacak.
Hepimiz merak ediyoruz.
Umarız, bir yanlışlık yapılmaz, adalet yerini bulur.
İddia edildiği gibi İmamoğlu eğer siyasi baskılarla yasaklı hale getirilir, başkanlığı elinden alınırsa, bunun iktidar açısından farklı ve onarılmaz sonuçlar meydana getireceği açıktır.
Böyle bir kararın, İmamoğlu’nu yıldızlaştırmaktan öte bir yere varmayacağı bellidir.
İmamoğlu, İstanbul halkı tarafından sevilen ve taktir edilen bir belediye başkanı imajı çizmiştir.
İstanbul’a pek çok eser kazandırmak istediği açıktır.
Böyle bir belediye başkanının çalışmalarını engellemek, her kim tarafından yapılmak istenirse istensin, büyük bir gaflettir.
İktidarı töhmet altında bırakabilecek bir gafletten söz ediyoruz.
Birinci seçimi iptal edilince, ikinci seçimdeki oy farkını 800 bine çıkaran halk
Bu rakamı da katlayan bir sonuçla kendisini ödüllendirir, bu böyle bilinmeli.
İmamoğlu üzerine hüküm kurmak isteyenler acaba iktidarı mı bitirmek istiyorlar?
Böyle bir oyuna gelmemek, öncelikle iktidarın görevidir.
Duruşma hakimi muhatabın YSK üyeleri değil, bir bakan olduğunu, dolayısıyla böyle bir suçtan dolayı siyasi yasaklı hale getirilemeyeceğini itiraf ettiğine,
24 Sayfalık raporun üç dakikada okunduğu iddia edildiğine,
Savcının mütalâasının çelişkili olduğu belirtildiğine göre,
14 Aralık’ta nasıl bir sonuca ulaşılacağını, doğrusu biz de merak ediyoruz.