Özbekistan'da geleneksel Atlas Festivali başladı Özbekistan'da geleneksel Atlas Festivali başladı

ZERRİN SARGUT 
2023-2024 eğitim-öğretim yılı 11 Eylül’de başladı. Öğrenciler yeni döneme, derinleşen ekonomik kriz ve artan enflasyonla girerken; veliler çocuklarının beslenme, kırtasiye ve ulaşım masraflarını nasıl karşılayacağını düşünüyor. Okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 18 milyon 85 bin 943 öğrenci, kantinlerdeki fiyat artışından kaynaklı yeterince beslenemezken, eğitim maliyetlerinin artışı ise aileleri zor durumda bırakıyor. Özel okulların artan fiyatlarının yanı sıra, ücretsiz eğitim veren devlet okullarındaki öğrenciler de artan kantin fiyatları, eğitim masrafları ve velilerinden “aidat, temizlik gideri” adı altında istenen ücretler, ailelerin bütçelerini zorluyor. 
Ekonomik krizin eşiğinde bütçelerini zorlayan veliler, yeni eğitim-öğretim yılının başlamasıyla yaşadıkları güçlükleri 24 Saat’e anlattı. 
NURGÜL SALMAN VELİ“EĞİTİM SORUNLARI ARTARAK BÜYÜDÜ”
Çocuklarından biri ilkokul, diğeri ise lise de olan Nurgül Salman eğitim masraflarını karşılamakta zorluk çektiğini belirterek, “Her yıl yeni eğitim öğretim yılını zorluklarla karşılıyorduk. Bu yıl sorunlar artarak büyüdü. Ortalama gelir sahibi insanların yaşadığı bir semtte yaşıyoruz. Liseye giden öğrencime geçen yıl verdiğim harçlık bu yıl üç katına çıktı. İlkokula giden kızıma beslenme koyuyorum. Bunun için yaptığım alışveriş fişlerini evde tekrar tekrar incelemek zorunda kalıyorum. Ulaşım haricinde sağlıklı bir beslenme çantasının, 70-80 TL’den az olması mümkün değil. Kalite ve miktardan ödün verildiğinde de çocuğun sağlığına zarar veriyor. Dışarıdan beslenmek ise oldukça pahalı. En ucuz kaşarlı tost dahi 40 TL’den satılıyor” dedi. 
“SORUMLULUKLARINI YERİNE GETİRMEYENLER VAR”
Orta gelir düzeyine sahip bir  aile olduklarını vurgulayan Salman, “Maaşlı bir işte çalışamıyorum. Bir TL’nin bile hesabını yapmak zorunda kalıyorum.  Emeğimizle kazanıp zorunlu ihtiyaçlarımızı sıkıntıya düşmeden karşılayabilmeliyiz. Sorumluluklarını yerine getirmeyenler var! İlkokula giden kızımla kırtasiye alışverişi yapıyorum... Beğendiği bir kalemi almak için bana, ‘Anne bu kalemi alabilir miyim? Çok mu pahalı?’ diye soruyor. Bildiğimiz kalem, 50 TL. Kalemin basitliğine ve fiyatına bakıyorum ve çocuğumun yüzündeki tedirginliğe... Liseye giden kızım da kantindeki fiyat listesinin fotoğrafını çekip gösteriyor. Düşünün, çocuğunuz bunu kanıt olması için fotoğraflıyor” diye konuştu. 
“TAM ANLAMIYLA ÇARESİZLİK”
Aldıkları maaşla masraflarını karşılayamadıklarını dile getiren Salman, “Maaşımız ev kirası, elektrik, su, ulaşım ve yemeğe yetmiyor. Bir de okul masrafları eklendi mi, kartvizit gibi dağıtılan kredi kartlarına yükleniyoruz. Eksideyiz... Okulların açılmasıyla daha da düştük. Tam anlamıyla çaresizlik. Anne babaların mutlu olmadığı, hesap telaşı olan evlerde çocukların sağlıklı gelişim göstermesi mümkün müdür?” dedi.
HAKAN EKEN“EĞİTİME OLAN İNANÇ KAYBOLDU”
Başka bir öğrenci velisi olan Hakan Eken ise her ekonomik krizde zenginin daha zengin, fakirin ise daha da fakir olduğunun altını çizdi. Derinleşen ekonomik krizle, aileler arasında ciddi bir uçurumun oluştuğunu söyleyen Eken, yaşadıkları sorunları şöyle detaylandırdı: 
“Yoksullaşan aileler önceki yıllara göre düşük alım gücünden kaynaklanan moralsizliğin yanında öğrencinin giyimini, beslenmesini, eğitim malzemesini ve harçlığını gördükçe eziliyor. Çoğunluk kendini böyle hissederken, bunların bir bölümü eğitime olan inancını kaybediyor. Ulaşım haricinde sağlıklı bir beslenme çantasının 70-80 TL’den aşağı dolması mümkün değil. Kalite ve miktardan ödün verildiğinde de çocuk yavaş yavaş sağlığını kaybediyor. Dışarıdan beslenme de daha pahalı. En ucuz kaşarlı tost bile 40 TL’den aşağı değil! 100 gram tavuk döner 70-80 TL ve o etin ne kadar sağlıklı olduğu şaibeli. Servis kullanmak zorunda kalan bir öğrenci en kısa mesafeye 10 bin TL ödüyor. Okul için istenen hijyen malzemeleri, temizlik için istenen katkılar, tükenen kırtasiye malzemeleri, yardımcı kitaplar da eklenince bir öğrencinin günlük eğitim masrafı 150- 250 TL’yi buluyor.”
“ÇOCUKLARIN PSİKOLOJİSİ ETKİLENİYOR”
İhtiyacın altında bir bütçe ile okula gitmek zorunda kalan çocukların psikolojik olarak etkilediğini söyleyen Eken, durumun çocukların derslerine odaklanmasında ciddi sorunlar yarattığına dikkat çekti. Eken, “Sosyalleşemeyen çocuklar, içe kapanık, güvensiz ve hakkını aramaktan aciz bir hale geliyor. Geçen yıllardan kalan yarısı boş defterlerle, kullanılmış, sık sık değişen müfredat nedeniyle güncelliğini kaybetmiş kitaplarla, kalitesiz ve sağlığa zararlı kırtasiye malzemeleriyle çalışılıyor. Çalışmayan yetişkinler işe girmeye bir işte çalışanlar, bulabilirse ikinci bir işe girmeye çalışıyor” dedi. 
HÜLYA DARAN DEVECİ“EĞİTİM HAKKI FİİLEN ENGELLENİYOR”
Öğrenci Veli Derneği (Veli- Der) Ankara Şube Başkanı Hülya Daran Deveci, ekonomik sorunlar nedeniyle velilerin çocuklarının eğitim masraflarını karşılayamaz hale geldiğini ifade ederek, şu tespitleri yaptı:   
“Eğitim sistemi her yıl paralı hale getiriliyor. Milyonlarca öğrenci velisi çocuklarını okutabilmek için çok yüksek rakamlarla harcama yapmak zorunda bırakılıyor. Ödemiş olduğumuz vergileri, bizlerin ihtiyaçları için harcamaktan kaçınanlar, herkesin eşit ve parasız olarak yararlanması gereken eğitim hakkını para ile satmaya çalışıyor. Bugün okula başlayan bir çocuğun eğitim masraflarını en basit şekilde hesaplarsak; kıyafet, kırtasiye olarak ele aldığımızda 5-6 bin TL’ye kadar yükselmektedir. Servis ücretleri, devlet okullarında yüzde 70, özel okullarda ise yüzde 200’lere varan zamla velinin ödeyemeyeceği miktara yükselmiştir. Beslenme, su, fotokopi, belirli gün ve hafta kutlamaları vb. harcamalar bunların dışında... En temel hak olan eğitim hakkı, artık biz veliler için lüks haline geldi. Bu, eğitim hakkının fiilen engellenmesidir. Eğitim masrafların artmasının yanı sıra, çocuklarımızın okula kaydını yaptırırken bağış adı altında fahiş ücretler talep edilerek, yaşatabilecekleri en sıkıntılı anları reva görüyorlar. Her türlü mücadeleyi tüm velilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve tüm sosyal paydaşlarınızla birlikte yapacağız.”

Editör: Ramazan Atabey