AK Parti eski Milletvekili ve Ege Üniversitesi Rektörü Necdet Budak’ın kararıyla, zarar ettiği gerekçesiyle Ege Üniversitesi’ndeki kreşlerin kapatılmasına sağlık ve eğitim sendikalarının tepkisi devam ediyor.
Yaklaşık bir aydır kreş hakkı için mücadele veren HEP-SEN, Sağlık Emekçileri Sendikası, Birlik Sağlık-Sen, Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası, Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası, Genel Sağlık-İş ve Eğitim Sen üyeleri bir kez de Ege Üniversitesi Rektörlüğü önünde ses yükseltti.
Kreşlerin kapatılmasına ilişkin sürecin şeffaf yönetilmemesini eleştiren kamu çalışanları, yönetimin kreşin kapatılmadığı, vakfa devredilip özelleştirildiği ifadelerine ilişkin de yönetime sorularını yöneltti.
Sendikalar adına açıklamayı Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmet İşçileri Sendikası Mali Sekreteri Nazım Özkan yaptı, açıklamanın ardından üniversitede çalışan kamu personeli Murat Gürsoy da söz alarak taleplerini iletti.
Özkan: “Kararınızı gözden geçirin bu yanlıştan dönün”
Yönetimin personelden gelen taleplere sessiz kalmaması gerektiğini belirten Özkan şunları söyledi:
“Ege Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren kreş/anaokulu hizmetinin, Sayıştay denetiminde zarar ettiği gerekçesiyle; rektörlük tarafından kapatılma kararı alınmıştır. Bu karar üzerine kurumda faaliyet gösteren tüm sendikalar, yöneticiler ile görüşmek için tüm kanalları denemiş fakat hiç kimseden sağlıklı bir geri dönüş alamamıştır. Kulaklarınızı buradan size seslenen emekçilere tıkayamazsınız. Sayın yetkililer, sağduyulu davranın. Mu yaptığınız eğitimci bir kurumun alacağı tavır ile çelişmektedir. Kararınızı gözden geçirin bu yanlıştan dönün.”
“Kâr amaçlı bir kurum yönetmiyorsunuz”
Üniversitenin ve hastanenin kar amacı güden bir kurum değil kamu korumu olduğunu hatırlatan Özkan, şunları kaydetti:
“Ege Üniversitesi, Türkiye’nin önde gelen eğitim kurumlarından biridir. A+ olmak ile övünen bir eğitim kurumunun çocuklarımızı, ülkemizin geleceğini oluşturacak evlatları kreşsiz bırakmaya hakkı yoktur. Ben yaptım oldu diyerek bu işi bitiremezsiniz. Yaz ortasında alınan bu kararla akıbetinin belli olmadığı kurum kreşimizin kapatılmaması için, daha önceki dile getirimiz soru ve taleplerimizi tekrarlıyoruz Kreş konusu ile alakalı nasıl bir tasarrufta bulundunuz? Bunu çalışanlarınıza açıklamak zorundasınız. Kreş hizmeti özelleşti mi vakıfa mı devredildi yoksa hiçbiri mi? Sorulardan kaçarak kalabalığı görmezden gelerek bu sorunu yok sayamazsınız. Kâr amaçlı bir kurum yönetmiyorsunuz. Sizler iş adamı değilsiniz. İsimlerinizden önce saygı duyarak eklediğimiz profesör, doktor, doçent unvanlarınızın hakkını vermenizi bekliyoruz. Yaptığınız sözde bu kapatma uygulamasına boyun eğmeyeceğiz.”
Gürsoy: Çocuklarımızın geleceğini karartmasınlar
Hastanede çalışan kamu personelinden Murat Gürsoy, yönetimlerin geçici olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı:
“19 yıldır Ege Üniversitesi’nde çalışan kamu personeliyim. Bu üniversite için gece gündüz demeden çalışıp emek üreten hizmet kolundayız. Kimimiz gecesini gündüzüne katarak, çocuklarından ayrı kalarak kamuya hizmet veriyor. Ve bizler şöyle bir talepte bulunuyoruz. Bizim bu çabalarımızın karşılığı üst yönetim tarafından karşılık bulsun. Şu anda kreşimiz belirsiz bir durumda olduğu için çocuklarımızın geleceğinden endişe duyuyoruz. Şunu unutmayalım. Kurumlar boş duvarlardır. İçerisinde mutlu ve huzurlu çalışanlar olmadığı süre hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Bizler olmayanı istemiyoruz. Bizler 40 yıldır, 70 yıldır bu üniversiteyle özdeşleşmiş bir anaokulunun ve bir kreşin devamlılığını talep ediyoruz. Ve bunun üniversite bünyesinde devam etmesini istiyoruz. Bu yüzden üniversitemizin anaokulunun veya kreşinin kapatılması bizim için kabul edilemez. Özelleştirilmesi de aynı şekilde kabul edilemez. Bizler farklı yönetimler gördük. Makamlar gelip geçiyor. Fakat biz çalışanlar buradayız. Burada olmaya devam edeceğiz. Lütfen sesimizi duysunlar. Bizi yok saymasınlar. Bizi görmemezlikten gelmesinler. Biz böyle bir durumla karşı karşıyayız. Bu kararı alan bütün yetkililere sesleniyorum. Biz çalışanlar olarak bu kadar emek bu kadar hizmet üretirken, adilce yönetilmek istiyoruz. Ve bunun için de haklarımızdan kısmasınlar. Sosyal tesisler zarar ediyor diye çocuklarımızın geleceğinden kısılmasın. Çocuklarımızın geleceğini karartmasınlar.”