Kültür-Sanat

Ebru Coşkun tabloları Akdora Sanat Galerisi’nde izleyici karşısına çıktı

Ressam Ebru Coşkun’un “Dokunuşlar” sergisi Akdora Sanat Galerisi’nde sanatseverlerle buluştu. Açılışı yoğun katılımla gerçekleşen sergide, sanatçının “sevgisini” anlattığı 43 suluboya eseri izleyici karşısına çıktı. Duayen Ressam Hasan Pekmezci ile Sanat Eleştirmeni Ümit Yaşar Gözüm de programa konuşmalarıyla katkı sundu. Çeşitli boyutlarda yaşam manzaralarından oluşan “Dokunuşlar” sergisi, 4 Mart Pazartesi gününe kadar ziyarete açık olacak.

Abone Ol

CEMRE POLAT/ANKARA- Ressam ve Moda Tasarımcısı Ebru Coşkun’un son sergisi “Dokunuşlar”, Akdora Sanat Galerisi’nde açıldı. Farklı boyutlarda rengarenk doğa resimlerinin izleyici karşısına çıktığı sergi, sanatseverlerden yoğun ilgi gördü. 
Ressam Hasan Pekmezci ile Sanat Eleştirmeni Ümit Yaşar Gözüm’ün de konuşmalarıyla katkı sunduğu açılış programı çok sayıda sanatseveri bir araya getirdi. Eserlerinde hayvan ve doğa sevgisini yansıtan ressamın 43 suluboya tablosunun beğeniye sunulduğu “Dokunuşlar”, 4 Mart Pazartesi gününe kadar galerinin duvarlarını süslemeye devam edecek.
Açılış kokteylinde bir araya geldiğimiz Coşkun, çalışmaları hakkında gazetemize açıklamalarda bulundu. Eserlerinde doğa, hayvanlar ve insan sevgisini yansıtmaya çalışan Coşkun, peyzaj çalışmalarında doğadan ilham alırken kostüm tasarımlarında mitolojiyi esin kaynağı olarak kullandığını aktardı. 
Ressam, çalışmalarından “Tüm tekniklerden yararlanarak suluboya, akrilik ve yağlıboya çalışmalarıma devam ediyorum. Bu sergimde suluboya eserlerimi kullandım. Tematik olarak peyzaj çalışıyorum ama kostüm tasarımlarımda mitolojiden esinleniyorum” diye bahsetti. Ayrıca “Dokunuşlar” sergisinin hemen ardından Akdora Sanat Galerisi’nde düzenlenecek fuara katılacak olan sanatçı, fuarda da akrilik ve yağlıboya peyzaj çalışmalarıyla izleyicileriyle buluşacağını duyurdu.
Gözüm, “Yaşama, sevgiyle ve aşkla dokunun”
Sergi kapsamında “Yüreğimdeki Evren/Dokunuşlar” adıyla bir manifesto hazırlayan Ümit Yaşar Gözüm ise konuşmasında insanın içsel yolculuğunu vurgulayarak yaşamın zorluklarıyla başa çıkmanın ancak içsel bir dönüşümle mümkün olduğunu belirtti. 
Güvenin yaşam serüveninde önemine değinen Gözüm, insanların birbirlerine dokunarak ve sevgiyle yaşama tutunmaları gerektiğini vurguladı. İnsanların birbirlerine sevgiyle yaklaşarak yaşama aşkla dokunmaları gerektiğini söyleyen Gözüm, “Yaşam bizi sürekli aşağı çekiyor. Yukarı gitmek insana has bir şey. Gölgenin duvarlarını yıkmak zordur. Bu zorluğu ancak içsel bir yolculukla aşabilirsiniz. 
Hepimizin hayatında hayatımıza dokunmasını istediğimiz birileri vardır. Sosyal yaşamda hepimizin güvene ihtiyacı vardır. Güven dediğimiz şey, yaşam serüveninde hangi kapıyı hangi kilidin açabileceğini bilmektir. Onu bilmeyenler bir hayata dokunamaz. Her mevsimin rüzgârı farklı eser, yüreğimize ve bedenimize farklı dokunur. Yaşama, sevginizle dokunun, aşkla dokunun. Dünyaya bakıp geçenlerden olmayanlar adına, aşkla dokunarak yol alın” diye konuştu.
Pekmezci, “Bir sergi için toplanmak, miting yapmak kadar etkilidir”
İnsanların sanata daha fazla zaman ayırmaları gerektiğini vurgulayan Hasan Pekmezci ise sergi gezme alışkanlığının önemine dikkat çekti. Sanatın bakmak ve görmek eylemlerine yeni anlamlar kattığını belirten Pekmezci, sanatla uğraşan herkese saygı duyulması gerektiğini ifade etti. Sanatta güzel veya kötü yorumların subjektif kavramlar olduğunu belirten ressam, sanatın insanları bir araya getirerek büyük bir etki yaratabileceğini vurguladı.
Pekmezci, konuya dair “Bizde öyle bir sergi gezme alışkanlığı var ki bir resmin önünde iki saniyenin üzerinde duran kişi çok az. Bunu değiştirmek gerekiyor. Böyle ufak konuşmalarla buna başka bir boyut kazandırmak zorundayız. Çünkü bakmak ve görmek eylemi başka türlü anlamlanmaz. 
Yazmak ve çizmek özdeştir. Resim ve heykel yapanlara ‘Yaptığınız işle ilgili iki üç sayfa yazı yazabiliyor musunuz?’ diye soruyorum. Bu, insanın kendini sınava çekmesidir, ne yaptığına yanıt aramasıdır. Bu, sanatınıza artı değer katar. Sanatla uğraşan, zamanını boşa harcamak yerine resmin karşısında geçiren herkese saygımız var. Bu etkinlik için toplanmamız büyük bir eylem, bir miting yapmak kadar etkisi olabilecek bir eylem” şeklinde konuştu. 
Ebru Coşkun kimdir?
Atılım Üniversitesi Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi, Moda ve Tekstil Tasarımı bölümünden mezun olan sanatçı, Akdeniz Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde pedagojik formasyonunu tamamladı. Ardından İstanbul Üniversitesi Eğitim Fakültesi’nde sosyoloji eğitimi aldı ve Öğretim Görevlisi olarak çalıştı. 
2011 yılında Ebru Coşkun Tasarım Stüdyosu’nu kuran sanatçı, Türkiye’de bulunan alışveriş merkezlerinde tanıtılmak üzere ürettiği özgün tasarımlarıyla çok sayıda yarışmada ödül aldı.  Sanatçının 2014 yılında Eskişehir Valiliği tarafından düzenlenen Moda Tasarımı Yarışması’nda sergilenen “Özbek Çolpanı” eseri büyük beğeni topladı. 
Moda tasarımı alanında özgün eserleriyle defileler düzenledi, öğrenciler yetiştirdi. Kreşlere ve yardım derneklerine “Çocuklarımız Gülsün” başlığı altında kostümler tasarladı. UTEF-Uluslararası Edebiyat Festivalinde “Su ve Mekân” konulu sempozyumda davetli konuşmacı olarak “Estetik ve Moda Üçgeni Üzerine İzdüşümler” başlıklı bildiri sundu. 
Coşkun, özgür ruhlu düşünsel yaratıcılığını, doğaya ve canlılara beslediği sevgiden ve mitolojilerden esinlenerek kurguladığı özgün çalışmalarında kullanmakta. Çok sayıda karma sergide eserleriyle yer alan sanatçı, kitap editörlüğünün yanı sıra halen Zorba TV-Dergi’de editörlük, “Sanatım” dergisinde, “Ebru’nun Moda Dünyası” köşe yazarlığını sürdürüyor. 
Çankaya Belediyesi, Ankara Kadın Ressamlar Derneği ve Zorba TV-Dergi sponsorluğunda, “Hüznün, Coşkunun, Ahengin Ressamı Feyha Özsoy” Retrospektif Sergisinin program sunumunu yapan sanatçı, resim, tasarım ve sunum çalışmalarına Ankara’da devam etmekte.