Dünyanın gözüne baka baka…

Abone Ol

Netanyahu yönetimi, 8 milyar insanın gözü önünde alenen insanlık suçu işliyor, katliamlarını sürdürüyor. Filistin’de hastaneler bombalanırken, masum sivillerin üzerine füze yağarken, elin gariban Afrikalısını, Orta Asyalısını, birkaç çaresiz Amazon yerlisi ve Eskimo’sunu tenzih ediyoruz, ancak sözde gelişmiş G20, Arap dünyası ve 50 küsur ülkedeki bir buçuk milyara yakın Müslüman aleminde yaşayanların aldıkları her nefes haramdır! Amerika Birleşik Devletleri, Büyük Britanya ve Fransa’nın başı çektiği o sözde uygar Batı, Doğu Akdeniz’e gönderdikleri görkemli armadalarıyla, mahallenin kabadayısı, zavallı çöp toplayan çocuğunu ölesiye döverken etrafını çevirmiş, “Dokunanı yakarız, bırakın iyi bir ders versin” edasındalar! Son olarak, Gazze'de çatışmalara "acil ve uzatılmış ara verilmesi" yolunda karar tasarısını kabul eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ise, Netanyahu yönetimine adeta, “hele biraz soluklan sonra yine pataklarsın” der gibiydi…
11 Eylül 2001’de New York’daki Dünya Ticaret Merkezi saldırısında 3 bine yakın insan yaşamını yitirince, 2015 yılında Paris’teki Charlie Hebdo baskınında 11 kişi ölünce ortalığı ayağa kaldıranlar,  Gazze’de 5 bini, çocuk, 11 bin insan yaşamını yitirirken ne kadar da rahat ve gevşekler!
Bu demokrasi havarileriyle, petro dolarlar zengini gününü gün eden Arapların yatacak yeri yok! Filistin yanıp kül olurken, kurumuş dere yataklarından kan ve gözyaşı akarken, yedikleri her lokma boğazlarına dizilsin!
***
VİYANA
Avusturya’nın başkenti Viyana, dünyanın en yaşanabilir şehirleri sıralamasında yine ilk sırayı aldı. The Economist tarafından 173 şehrin verilerine göre her yıl hazırlanan yaşanabilirlik endeksinde, Viyana 2023 yılında da dünyanın en yaşanabilir şehri unvanını korudu. 
En yaşanabilir on şehrin sıralaması şöyle oluştu; Viyana (Avusturya), Kopenhag (Danimarka), Melbourne (Avustralya), Sidney (Avustralya), Vancouver (Kanada), Zürih (İsviçre), Calgary (Kanada), Cenevre (İsviçre), Toronto (Kanada), Osaka (Japonya).
***
TÜRKLERİN TERCİHİ LONDRA
İklim krizi, ekonomik kriz, yaşam koşullarını iyileştirmek, savaş, iş imkânı, gelecek kaygısı gibi pek çok nedenden dolayı insanlar bulundukları yerleri, ülkeleri değiştiriyor. Göçmenlere yönelik bir finansal hizmet sağlayıcısı olan Remitly isimli şirket de bu göçler sırasında en popüler yerleri sıraladı.
164 ülke incelendi, Google'ın 12 aylık arama verileri kullanıldı ve insanların en çok hangi şehirlere gitmek istediği sıralandı, her ülkede en çok aranan yerleşmek üzere gidilmek istenen şehirler belirlendi. Oluşturulan haritada Dubai’ye taşınma ile ilgili aramaların pek çok ülkede en üst sırada yer aldı. Çeşitli iş fırsatları, gelişmiş altyapısı, ileri seviyedeki sağlık ve eğitim hizmetleriyle, özellikle de gelir vergisi olmaması gibi avantajlar Çölün kıyısındaki Dubai’yi popüler destinasyon haline getirdi. Günümüzde kentin nüfusu 3 buçuk milyonu aştı.
Dubai’nin ardında Miami ve Paris yer alırken, Türk insanının ilk sıradaki tercihi İngiltere’nin başkenti Londra oldu. Tüm dünyada en çok göç edilmek istenen şehirlerin sıralaması şöyle, Dubai, Miami, Paris, New York, Madrid, Singapur, Londra, Brüksel, Toronto, Washington DC, Buenos Aires, Christchurch, Quebec City,  Bogota, Portland, Vienna, Phoenix ve Chicago
***
SÜPER LÜKS OTO SATIŞINDA BÜYÜK ARTIŞ
Son haftalarda bazı istisnalar dışında gayrı menkulde yaprak kımıldamıyor, ikinci el oto satışları da durma noktasında. Akaryakıt, sigorta, vergi ve bakım giderlerindeki aşırı artış, pek çok yurttaşın ekmek teknesi olan aracını elinde zorlanarak tutmasına neden oluyor. Zenginin daha zengin olduğu bu dönemde, lüks araç satışında ise patlama yaşanıyor. Otomotiv Distribütörleri Derneği verilerine göre, toplam otomobil satışları Ekim ayında yıllık süreçte yüzde 74 artarken, bu dönemde fiyatları 5 milyondan 40 milyon liraya kadar olan süper lüks araç satışlarında yüzde 104’lük artış yaşandı.
Sosyal medya fenomenleri ile ilgili gelişmeleri ulusça yakından izliyoruz. Lüks ve şatafat içindeki yaşamlarının her anını takipçileriyle paylaşan bu yeni türedilerin sergilediği davranış biçimi, insanımızın örf, adet ve ahlak sınırlarını zorluyor. Sonradan görme bu güruhun hiçbir şey umurunda değil, ne dar gelirli yurttaşlarımız, ne Gazze’de yaşam mücadelesi veren yüz binlerce Filistinli, ne de Rusya askerinin postallarından kaçıp canını kurtarmaya çalışan milyonlarca Ukraynalı sivil… 
Bu gibi durumlar halk arasında mahalle yanarken saçını tarayanlar olarak mı tanımlanır ya da, bir elinde cımbız bir elinde ayna mı pek bilemiyoruz ama onların tek derdinin lüks yaşam ve kazançları olduğu kesin… Allah ıslah etsin!