Esin Özdemir 

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından "Dünya Engelliler Günü" olarak kabul edilen 3 Aralık günü, engelli vatandaşların ihtiyaçlarına dikkat çekmek ve farkındalık oluşturmak açısından büyük önem taşıyor.

Ankara 2 Nolu Şube Toplu İş Sözleşmesi (TİS) ve Hukuk Sekreteri Hazal Battaloğlu, Dünya Engelliler Günü'nde engelli bireylerin sosyal haklar ve erişilebilirlik açısından yaşadığı sorunları anlattı. 

Whatsapp Image 2024 12 03 At 15.47.34Meselenin farkındalık değil, politik irade ve eşitlik olduğunu vurgulayan Battaloğlu, "Engelliler, sistemin eksiklikleri yüzünden her gün mücadele etmek zorunda bırakılıyor. Dünya Engelliler Günü’nü gerçek bir mücadele günü olarak yeniden tanımlamak şart" dedi. 

Eğitimde ve iş dünyasında fırsat eşitsizliği

Karşı karşıya kalınan sorunların çok temel ve tanıdık olduğunu belirten Battaloğlu, yapısal eşitliğe, ayrımcılığa ve sağlamcı zihniyete dikkat çekti.  

"Engelliler kamusal alanlardan dışlanıyor, toplu taşıma 'herkes için' değil, 'sağlamlar için' tasarlanıyor, eğitimde ise bir çocuğun engelli olması hâlâ yük olarak görülüyor" diyen Battaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Burdur'da tırla çarpışan otomobildeki 2 kişi yaralandı Burdur'da tırla çarpışan otomobildeki 2 kişi yaralandı

"Yani sorun bireylerde değil, sistemin tamamen görme, duyma ve hissetme engelli oluşunda. Kazanılmış hakların gasp edilmesi de işin cabası. Örneğin son günlerdeki 5510 sayılı yasada yapılan yeni düzenlemeyle engellilerin emeklilik hakkı zorlaştı, sosyal haklarını daha da erişilmez hale getirdi. Sistem, engelli bireyleri 'uyum sağlamaya' zorlamak yerine kendisi uyum sağlamalı.

Tabii yine işin toplumsal cinsiyet eşitsizliği boyutu devreye giriyor. Engelli kadınlar için hayat daha da zor. Hem engellilik hem de toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele ediyorlar. Kadınlar evde oturup çocuk baksın, bizim kutsal ailemiz var zihniyeti, engelli kadınlara ekstra bir duvar örüyor. Ne eğitimde ne iş gücünde eşit fırsat sunuluyor. Bakım yükü kadınların omuzlarına yıkılıyor, devletin omuzlarına değil."

"Erişilebilirlik konusunda düzenlemeler yalnızca kağıt üzerinde"

Erişilebilirlik konusunda düzenlemelerin yalnızca kağıt üzerinde kaldığını kaydeden Battaloğlu, uygulamaların 'işlevsiz' ya da 'sembolik' olduğunu söyledi. Ayrıca, erişilebirliğin bir insan hakkı olarak değil, ekstra maliyet veya bir lütuf gibi görüldüğünü ekleyen Battaloğlu, şu ifadeleri kullandı: 

"Yine kadınlar için durum daha da karmaşık. Engelli kadınlar, toplumsal alanlara erişim bir yana, güvenlik kaygılarıyla evlerinde sıkışıp kalıyor. Hukuki düzenlemeler yalnızca fiziksel değil, toplumsal ve ekonomik erişilebilirliği de kapsamalı. Ama önce sağlamcı zihniyeti değiştirmek gerekiyor, çünkü bu zihniyetle yasa da yapılsa işlemiyor."

"Engelli bireyler 'yük' gibi görülüyor"

Battaloğlu, kamu ve özel sektörün engelli bireyleri bir kota doldurma aracı olarak gördüğünün de altını çizdi. İhtiyaçlara uygun çalışma ortamlarının yaratılmadığını ekleyen Battaloğlu, açıklamasına şöyle devam etti:

"Engelli bireyler bir 'yük' gibi algılanıyor, üretken bir iş gücü değil. Bu zihniyet hem insanlık dışı hem de ekonomik olarak akıl dışı. Burada yine kadınlara değineceğim; Kadınlar için işler daha da kötü. Engelli bir kadın iş bulduğunda, evdeki bakım yükü ve toplumun beklentileri onun sırtında kocaman bir engel olmaya devam ediyor. İstihdam politikaları yalnızca 'engelli kotası' koymakla kalmamalı, engelli kadınların iş gücüne katılımını destekleyecek mekanizmalar geliştirmeli. Eşitlik sadece sözde kalmamalı, somut adımlara dönüşmeli."

"Engelli Emekçiler Komisyonu’nu kurduk"

Son olarak, Büro Emekçileri Sendikası'nın engelli bireylerin haklarının korunması ve geliştirilmesi için yürütülen çalışmalarını aktaran Battaloğlu, "Engelli kamu emekçilerinin ve engelli çocuğu olan çalışanların yaşadığı sorunların sadece bireysel olmadığını, sistemin kör ve sağır bıraktığı yapısal bir mesele olduğunu biliyoruz. Bu nedenle, sorunları gündemden düşürmemek ve çözümler üretmek için Engelli Emekçiler Komisyonu’nu kurduk" dedi.

Battaloğlu, komisyonun engelli bireylerin çalışma hayatında karşılaştığı erişilebilirlik sorunlarından, ayrımcılık ve hak kayıplarına kadar geniş bir alanda çalışmalar yürüttüğünü söyleyerek, şunları kaydetti:

"Aynı zamanda engelli çocuğu olan kamu emekçilerinin bakım yükü, esnek çalışma talepleri ve sosyal destek ihtiyacı gibi meseleleri de odağımıza alıyoruz. Bu süreçte, her şeyi bildiğimizi ya da tek başına yapabileceğimizi iddia etmiyoruz. Birbirimizden öğreniyor, yaşanan her sorunu birlikte tartışıyor ve dayanışmayla güçleniyoruz. Politikalarımızı oluştururken sahadan gelen talepleri, komisyonumuzdaki deneyimleri ve mücadele içindeki pratiklerimizi harmanlıyoruz. En önemlisi, haklarımızın verilmediğini, ancak mücadeleyle alınabileceğini çok iyi biliyoruz. Bu yüzden kararlıyız; engelli emekçilerin ve ailelerinin eşit, erişilebilir ve adil bir çalışma yaşamı için mücadelemiz büyüyerek devam edecek."

Editör: Esin Özdemir