Bugünün Resmi Gazetesi (18 Ekim tarihli Resmi Gazete)

DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - Kadın Sağlığı ve Hastalıkları Riskli Gebelik ve Tüp Bebek Uzmanı Prof. Dr. Çağrı Gülümser ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ve Gelişimsel Pediatri Uzmanı Dr. Özlem Gülümser tarafından kurulan Gülümser Akademi, yıllardır “karşılıksız iyilik” mottosuyla sürdürdüğü çalışmalarını Gülümser Vakfı bünyesinde yürütecek. Gülümser Vakfı, “Embriyodan Üniversiteye” teması ile kadın sağlığı ve gebelik süreçlerinden yenidoğan, bebeklik ve okul çağına kadar çocuk ve ailelerin sağlık, gelişim ve eğitim dallarında bilim üretip topluma hizmet vermeye devam edecek. 
Gülümser Vakfı, öncelikle kısa vadede annelere, babalara, diğer tüm bakım veren kişilere ve kurumlara başta olmak üzere toplumun tümüne yönelik eğitsel faaliyetler yürütmeyi, ilgili tüm alanlarda çalışan profesyonel ve para-profesyonellere yönelik eğitimler vermeyi amaçlıyor. Uzun vadede ise aile merkezli bütüncül izlem modelinin, interdisipliner anlayışla sunulduğu ulusal ve uluslararası yüksek lisans ve doktora programına dönüşebilmesini, Embriyodan-Üniversiteye sağlık, gelişim ve eğitim alanlarında araştırmalar yapan, eğitim veren bir bilimsel araştırma enstitüsü kurulmasını hedefliyor. 
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nda Gülümser Akademi’de gerçekleşen Gülümser Vakfı’nın açılış toplantısına çok sayıda sağlık çalışanı, ilgili uzman ve “Gülümser Aileler” katıldı. Açılış kokteylinin ardından Gülümser Vakfı Kurucuları Prof. Dr. Çağrı Gülümser ve Uzman Dr. Özlem Gülümser açılış konuşmalarını yaptı. Vakfın açılış etkinliğinde Doç. Dr. Demet Gürhan ve Prof. Dr. Güler D. Györffy tarafından Şan Konseri gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Çağrı Gülümser: “Bugün burada attığımız bu adım, Atatürk’ün izinde, daha aydınlık bir Türkiye için atılan bir adımdır”
Gülümser Vakfı’nın açılış konuşmasını yapan Prof. Dr. Çağrı Gülümser, konuşmasına Mustafa Kemal Atatürk’ün “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” sözünü hatırlatarak başladı. Gülümser, Atatürk’ün bilim ve eğitime verdiği önemi vurgulayarak, onun bu ilkesini kendilerine rehber edindikleri için Gülümser Vakfı’nı 19 Mayıs tarihinde hayata geçirdiklerini söyledi. Prof. Dr. Çağrı Gülümser konuşmasında, “Gülümser Vakfı kâr amacı olmayan, bağış yapılabilir bir organizasyondur. Embriyodan-Üniversiteye bir zaman çizelgesi üzerinde Hayat akışı düşünülecek olursa Gülümser Vakfı’nın ilk faaliyet alanı olan sağlık alanında hayatın başlangıç noktası olan embriyodan başlayarak, gebelik öncesi, gebelik, doğum, doğum sonrası, yenidoğan, erken çocukluk dönemi, adölesan dönemine odaklanan, bilim üreten ve bilimsel bilgilerin tüm dünyada yayılmasına katkı sunan, sağlık hizmetlerinin tüm dünya genelinde eşit ve adil olarak toplumsal sınıf, din, dil, ırk, cinsiyet gözetmeksizin sunulması için çalışan bir kurum olmayı amaçlamaktadır. Gülümser Vakfı Embriyodan-Üniversiteye ikinci faaliyet alanı olan gelişim alanında ise tüm çocukların; bilişsel, dil, hareket, duyusal, duygusal ve sanatsal alanlarında her yönden desteklenmesini, otizm spekturum bozukluğu, Down Sendromu, disleksi, serebral palsy gibi özel gereksinimi olan çocukların ise gelişimsel pediatri, özel eğitim, ergoterapi, duyu bütünleme, dil konuşma terapisi, klinik psikoloji, fizyoterapiyi içeren tüm alanlarda erken desteklenmelerine ve müdahalelerine katkı sunmayı hedeflemektedir. Gülümser Vakfı’nın üçüncü faaliyet alanı eğitimdir. Atatürk, her zaman ülkemizin geleceğine inanmış ve bu geleceğin, eğitimli, bilinçli ve donanımlı nesillerle şekilleneceğini savunmuştur. O, ‘Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir toplum hâlinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder’ sözüyle eğitimin toplumlar için ne denli kritik bir öneme sahip olduğunu bizlere hatırlatmıştır. İşte bizler de bu bilinçle, vakfımızın en önemli misyonlarından birinin eğitim olduğunu belirlemekten onur duyuyoruz” diye konuştu.
Uzmanı Dr. Özlem Gülümser: “Toplumun temel unsuru olan annelerimizi başta olmak üzere aileleri güçlendirmeyi amaçlıyoruz”
Gelişimsel Pediatri Uzmanı Dr. Özlem Gülümser ise vakfın temelinde yatan değerlerin mimarının ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olduğunu söyleyerek “Gülümser Vakfı, Atatürk'ün kadınlara verdiği değeri yaşatmayı ve onların toplumsal hayatta daha fazla yer almalarını sağlamayı görev edinecektir. Toplumun temel unsuru olan annelerimizi başta olmak üzere aileleri güçlendirmeyi amaçlıyoruz” dedi. Gülümser devamla, “25 yıllık çocuk hekimliği hayatımda, gelişimsel pediatri uzmanı olarak ve özellikle infertilite, perinatoloji alanlarında uzmanlaşmış bir kadın hastalıkları ve doğum uzmanının eşi olarak daha anne karnından itibaren gelişimsel risk ve sorunlarla karşılaşan ailelerin tüm süreçlerine yakından şahit olma fırsatım oldu. Aslında çoğunlukla onların bu zorlu sürecinde daha embriyodan hatta öncesinden doğum, yenidoğan, bebeklik, çocukluk ve okul çağı derken üniversiteye kadar yaşanan tüm zorlukların neler olduğunu ve ailelerin bu süreçlerde bir rehberle doğru yönlendirme ve desteğe ne kadar çok ihtiyaçları olduğunu birebir yaşayarak öğrendim. Beynin en hızlı geliştiği erken çocukluk döneminde yapılan müdahalelerin önemini hepimiz biliyoruz. Gelişimsel riskleri olan çocuklar için nitelikli hizmetlere ulaşmadaki zorluklar, toplumun her kesiminde din, dil, ırk, cinsiyet farkı olmaksızın hak ve hizmetlere ulaşmadaki zorluklar tüm dünyada önemli bir problemdir. Bilimsel öğretilerimiz ve Atamızın bize miras bıraktığı ilkesel duruşumuz ile Gülümser Vakfı’nı kurmaya karar verdik. Amaçlarımız özellikle imkanları kısıtlı olan çocuk ve ailelere ya da bu alanda çalışan profesyonel ve paraprofesyonellere destek sağlamak, bilimsel araştırmalar yapmak, projeler üretmek, bu alanlarda başlatılan ya da süren araştırma, proje ve etkinliklere destek olmak; bireylere eğitim ve öğretim olanakları sağlamak, toplumun çok yönlü gelişimine katkıda bulunmak olacaktır” açıklamasında bulundu. 
Prof. Dr. Ali Gülümser: “Gülümser Vakfı, modern Türkiye'nin geleceğine katkı sağlayacaktır”
Gülümser Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Gülümser konuşmasına, vakıfların kuruluş tarihini anlatarak başladı. İlk Türk devletlerinden itibaren, toplumun refahını sağlamak ve sosyal dayanışmayı güçlendirmek amacıyla vakıfların kurulduğunu söyleyen Gülümser, “Vakıfların kuruluş amaçları, tarih boyunca değişmemiştir. Temel amaç, toplumsal dayanışmayı güçlendirmek, ihtiyaç sahiplerine yardım etmek ve toplumun refah seviyesini yükseltmektir. Vakıflar, sosyal adaletin sağlanmasında, kültürel değerlerin korunmasında ve gelecek nesillere aktarılmasında önemli bir rol oynamıştır. Vakıflar tarih boyunca süre gelmiş yardımlaşma ve dayanışma duygusunun kurumlaştırılmış halidir. Vakıflar insanlığın mutluluğunu amaçlayan bir sistemler bütünüdür. Vakıflarda din, dil, ırk, cinsiyet, etnik köken gözetmeksizin evrensel eşitlik ilkesi ve etik değerler üzerinde yükselen hizmetler esastır. Ayrıca vakıflar sadece insanın kültürel ve içtimai yönden gelişmesi değil, hayvan, tabiat ve çevre ile ilgili konularda da faaliyet göstermektedir” dedi. Gülümser Vakfı’nın kuruluşunu Mustafa Kemal Atatürk öncülüğündeki vakıf anlayışına dayandıran Prof. Dr. Ali Gülümser, “Cumhuriyet dönemine geldiğimizde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde vakıf anlayışı modern Türkiye'nin sosyal ve kültürel yapısına entegre edilmiştir. Atatürk, eğitimin ve bilimin önemine olan inancıyla birçok eğitim kurumunun ve kültürel yapının vakıflar aracılığıyla desteklenmesini sağlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren vakıflar, modern Türkiye'nin gelişiminde kritik bir rol üstlenmiş ve bu sayede çağdaş Türkiye'nin temelleri sağlam bir şekilde atılmıştır. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Gülümser Vakıfı, tarihimizin bu köklü geleneğini devam ettirerek, toplumumuza hizmet etme yolunda önemli bir adım atacaktır. Vakıflar, geçmişte olduğu gibi bugün de sosyal adaletin, dayanışmanın ve kültürel mirasın korunmasının en güçlü araçlarından biridir. Gülümser Vakıfı, tarihimizden aldığı ilhamla, modern Türkiye'nin geleceğine katkı sağlayacaktır” ifadesinde bulundu.