İSTANBUL (AA) - BİRİZ ÖZBAKIR - Uzmanlar, konutlarda doğru enerji verimliliği planlamasıyla toplam enerji maliyetlerinde en az yüzde 20 tasarruf edilebileceğini, bunun da karbon ayak izini azaltarak iklim kriziyle mücadeleye katkı sunacağını kaydediyor.

AA'nın enerji verimliliğine odaklandığı ve 3 haberden oluşan haber dosyasının birinci bölümünde, konutlarda ve binalarda enerji verimliliği ve uygulamaları ele alındı.

Teknolojinin hızla gelişmesi ve buna bağlı olarak yaşam tarzındaki değişimler sonucunda enerji kullanımı her geçen gün artıyor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Türkiye'de bir ailenin yıllık ortalama enerji tüketimi yaklaşık 5 bin kilovatsaat. Bunun yüzde 40 ila 60'ı ısıtma, yüzde 5 ila 15'i soğutma, yüzde 10 ila 15'i sıcak su, yüzde 20 ila 30'u elektrikli cihazlar ve aydınlatma, yüzde 5 ila 15'i de yemek pişirme, çamaşır yıkama, elektronik cihazlar ve diğer günlük aktiviteler için harcanıyor.

Konutlarda enerji verimliliği sağlayacak uygulamalarla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan enerji verimliliği uzmanı Altuğ Karataş, bina yalıtımının en önemli tasarruf yöntemlerinden biri olduğunu söyledi.

Karataş, "Eğer evimizde yalıtım yoksa doğal gaz faturamızın yüzde 50'si israf oluyor. İkincisi, elektrik kullanımında da aynı şekilde yüzde 25-30'lara varan israflarımız var. Eğer biz bunu yönetirsek; aydınlatmayı, beyaz eşyadaki elektrik tüketimini, su tüketimimizi ve ısıtma soğutma tüketimimizi eğer doğru planlarsak bu, bizim toplam enerji maliyetlerimizde minimum yüzde 20 azalma demek. Sadece cebimizi değil, dünyayı da koruyabiliriz. Dünyayı koruduğumuz zaman da bu kadar enerjiyi engellemeniz karbon ayak izinizi azaltır, iklimi korur." ifadelerini kullandı.

Altuğ Karataş, üretilen elektriğin üçte birinin evlerde kullanıldığını, evlerdeki yüzde 20 enerji tasarruf potansiyeli değerlendirildiğinde Türkiye'deki enerji tüketiminin yüzde 5 ila 8 azaltılabileceğini belirtti.

Türkiye'de elektriğin yüzde 50'ye yakınının yenilenebilir enerjiden üretildiği bilgisini paylaşan Karataş, enerjinin verimli kullanılmasıyla fosil yakıtlardan kaynaklanan ve küresel ısınmaya neden olan emisyonların azalacağını ve böylece dünyadaki karbon salımının yüzde 1'inde pay sahibi olan Türkiye'nin bu oranı daha da aşağıya çekebileceğini işaret etti.

- Evlerde enerji verimliliğini artıracak öneriler

Çamaşır kurutma makinesinin ve buzdolabının konutlarda en çok enerji tüketen cihazlar olduğunu bildiren Karataş, bilgisayar, televizyon, modem ve uydu alıcı gibi elektronik cihazların da enerji tüketiminde yüksek bir paya sahip olduğunu aktardı.

Altuğ Karataş, konutlarda enerji verimliliğini artıracak uygulamalarla ilgili şu tavsiyelerde bulundu:

Bingöl-Elazığ kara yolunda yoğun kar yağışı ulaşımı olumsuz etkiliyor Bingöl-Elazığ kara yolunda yoğun kar yağışı ulaşımı olumsuz etkiliyor

"20 yıllık bir buzdolabı yılda 700 kilovat harcarken A plus sınıfı bir buzdolabı 300 kilovatlık bir elektrikle aynı işi yapabilir. Çamaşır ve bulaşık makinelerimizi yüksek doluluk oranında ama ekonomik programda kullanırsak 55 santigrat derecede, 70 santigrat derece ısıtmaya göre yüzde 40 elektrik tasarrufu sağlayabilir. Yine elektronik aletler için de aynı şey geçerli. Televizyonlarımızdan modem alıcılarımıza ve uydu alıcılarımıza kadar bunları aslında dörtlü, beşli bir prizle, düğmeli sistemlerle kapattığımız zaman ömrü boyunca tükettiği elektriğin yüzde 4'ü kadar tasarruf sağlayabiliriz."

Beyaz eşyaların elektrik tüketimlerinin kontrolü için portatif, elektrik tüketimini ölçen cihazlar kullanılmasının farkındalığı artıracağına değinen Karataş, suyu verimli kullanmak için de musluklardan akan su tüketimini azaltan perlatör ve tasarruflu duş başlığı kullanılmasını önerdi.

- "Faturamızın yüzde 30 ila 40'ı ısıtma ve soğutmaya gidiyor"

Konutlarda peteklerin arkasına yalıtım malzemesi koyarak ve pencere kenarlarında sünger şeritler kullanarak doğal gaz faturalarının yüzde 10-15'lere kadar azaltılabileceğini vurgulayan Karataş, özellikle merkezi sistemle ısınan evlerde sistemi düşük sıcaklıkta ve sürekli çalıştırmanın verimi ve karlılığı artıracak bir yöntem olduğunun altını çizdi.

Karataş, şöyle devam etti:

"Aydınlatma, elektrik faturalarımızın yaklaşık yüzde 10'unu oluşturuyor ama bir yıl boyunca elektrik ve doğal gaz da dahil olmak üzere toplam faturamızın yüzde 30 ila 40'ı ısıtma ve soğutmaya gidiyor. Onun için ısıtma ve soğutmada yalıtım ya da kontrole dikkat etmemiz lazım. Evlerimizdeki pencerelerin ve buzdolabının kapağının açılıp kapanmasından tutun çamaşır yıkama şeklimizden su tüketimimize kadar hayatta her şey enerjiyle yapılıyor. Onun için enerji hayattır. Daha iyi bir hayat içinse daha az enerji ama yüksek verimlilikle her şeyi elde edebiliriz."

- "Ülkemizde enerjinin tüketildiği en büyük alanlardan biri binalar"

Isı, Su, Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ertuğrul Şen, Türkiye'de kişi başı enerji tüketiminin gelişmiş ülkelere göre 3 kat fazla olduğunu, bu nedenle tüketicilerde enerji verimliliği bilincinin artırılması gerektiğini kaydetti.

Şen, "Elde edeceğimiz verimlilik ya da tasarrufla, sera gazı etkisini de azaltmış olacağız. Bu, sadece ülkemizde değil dünyamızda da çok önemli bir kriter olarak gelişmekte. Hatta önümüzdeki süreçte ticareti de etkileyecek, sınırda karbon ticareti ve yeşil ticaret önem kazanacak. İşte en büyük verimlilik alanı da binalar çünkü bu ülkemizde en fazla enerji binalarda tüketiliyor. Burada yaratacağımız verimliliğinin çevreye, ekonomiye ve istihdama etkisi olacaktır." dedi.

Türkiye'de son 15 yılda binalarda enerji verimliliğini artırmak üzere çeşitli yasalar, kanunlar ve uygulamaların yürürlüğe girdiğini hatırlatan Şen, bunlardan birinin 2011'de uygulanmaya başlanan ve binanın enerji ihtiyacı, enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma veya soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içeren bina enerji kimlik belgesi olduğundan bahsetti.

Şen, sözlerini şöyle tamamladı:

"Binanın girerken görünür bir yerinde o binanın enerji kimlik belgesini bulmanız mümkün. Orada C sınıfı yazması gerekiyor. C sınıfı olmayan bir binaysa ruhsat alamıyor. Dolayısıyla bugün uygulamada baktığımız zaman ülkemizin iklim bölgelerine göre yılda metrekareye 80 kilovatsaat ile 150 kilovatsaat arasında bir enerji tüketim izni verilmekte. Mesela Antalya'da tüketilecek enerjiyle Erzurum'da ya da İstanbul'da tüketilecek enerji birbirinden farklıdır. İklim bölgesine göre değişen kurallar vardır."

Kaynak: aa