Dolomitlerin 20 milyon yıllık hikayesi, CerModern'de ziyaretçilerini bekliyor
Haber: Deniz Ali Tatar
İtalya’da bulunan Dolomit bölgesinin kültürünü çağdaş sanat aracılığıyla yansıtan “Bir Zamanlar Denizin Olduğu Yer” sergisi, Ankara Cermodern’de açıldı. İtalya Büyükelçiliği’nin yeni sezonunun açılış etkinliği olan çağdaş sanat sergisi, 10 farklı sanatçının eserlerini bir araya getirdi. 1 Ekim’e kadar Cermodern’in hangar bölümünde görülebilecek olan sergi, Dolomitler bölgesinin 250 milyon yıl önceki deniz hali yani Tetis Denizinin geçmişine götürüyor. İtalya'nın kuzeydoğusunda bulunan dağ sırası olan ve Alp Dağları'nın bir parçası olan Dolomit Dağı’nın 20 milyon yıllık hikayesini aralayan sergi, bölge hakkında hissettiklerini sanatlarına aktaran 10 sanatçının eserlerinden oluşuyor. Sergide; Julia Bornefeld, Aron Demetz, Arnold Mario Dall'O, Wil-ma Kammerer, Hubert Kostner, Sissa Micheli, Robert Pan, Peter Senoner, Barbara Tavella ve Gustav Willeit’in eserleri bulunuyor. Südtiroler Künstlerbund Direktörü olan ve aynı zamanda “Bir Zamanlar Denizin Olduğu Yer” sergisinin küratörü olan Lisa Trockner, serginin detaylarını 24 Saat’e anlattı.
“Eserlerde somut olanla öngörülemeyen arasındaki çatışma resmediliyor”
İtalya’da bulunan Dolomitler dağı bölgesinin serginin temel öğesi olduğunu söyleyen Trockner, bölgenin Avusturya ve İsviçre ile sınır komşusu olduğunu da ekledi. Trockner, serginin etkilendiği bölgenin sürecini şu şekilde anlattı: “Yaklaşık 20 milyon yıldır var olan ve 2009’dan bu yana UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan İtalyan Alpleri, Dolomit dağlık manzarasını oluşmaya başladı. Deniz çekilmeye başlayınca, ilk nehirler yataklarını kazdı ve böylece vadiler şekillendi. Bir zamanların mercan resifleri büyük bir kuvvet tarafından itildi. O kuvvet, mercan resiflerini sıkıştırdı, büktü ve yonttu. Geriye ise, pembe tonlu kule gibi göğe yükselen sarp kaya oluşumlar kaldı. İçlerinde, geçmiş şahitliğini yapan fosiller ve dev deniz kabukları bulunuyordu.”
Sanatçıların çalışmalarında ‘taşlaşmış olanın parçalanması ve özgürleşmesi, var olma ve dönüşme arasındaki bitmek bilmeyen bir oyunda fikirlerin şekillenmesi’ nin de anlatıldığından söz eden Trockner: “Somut olanla öngörülemeyen arasındaki sürekli çatışma, eserlerle karakterize ediliyor. Heykel, resim, fotoğraf ve sanat enstalasyonları gibi çeşitli sanatsal formlar aracılığıyla fikirlerine şekil verdiler sanatçılar. Bölgeden etkilenerek, uluslararası kabul gören ve gelenek ile değişim, doğa ile kurgu ve zanaatkarlık ile teknoloji arasında bir köprü oluşturarak sanatçılar, eserlerini yarattılar.” diye belirtti.
“Sergiyle hem geçmiş keşfediliyor hem de günümüz yansıtılıyor”
Bölgenin aynı zamanda yüksek kalitede turizmin ve yenilikçi bir kuzey-güney geçiş yolu olduğunu da söyleyen Trockner: “Sanatçılarımız, yeninin ve gelenekselliğin bu birleşiminden yararlanarak, kendilerine özgü sanatsal dilleriyle, çağdaş sanata anlamlı katkılar sundular. Aslında Süper kıta Pangea'nın doğusunda, sınırları bugünkü Asya, Avrupa, Afrika ve Avustralya kıtalarını oluşturan büyük bir körfez vardı. Sergide, yaklaşık 250 milyon yıl önce Tetis Denizi’nin tabanı olan yer anlatılıyor. 20 milyon yıl önce doğan Dolomitler ise, asıl temamız. Güçlerin enerjisi, sergideki eserlerin yaratıcı süreçleriyle kıyaslanabilir. Direnç, yer değiştirme ve sürtünme gibi jeolojik olaylar, eserlerde de hissediliyor.” diye anlattı. Sergi aracılıyla geçmişin keşfedildiğini ve günümüzün yansıtıldığını söyleyen Trockner: “Sergi, bir anlamda da gelecek hakkında hayaller kurmayı amaçlıyor. Ziyaretçiler, bu on sanatçının dünyalarına kaptırmaya, sürekli bir değişim duygusu geliştirmeye ve metaforik olarak bir denizin kaybolmasıyla yeni ufukların açıldığını fark edecekler.”
Yorumlar