Kültür-Sanat

Doğum gününde “Ahmet Say’a Saygı Gecesi”

Abone Ol
CEMRE POLAT/ANKARA- Geçtiğimiz yıl vefat eden müzik yazarı, eğitimci ve edebiyatçı Ahmet Say, doğum gününde düzenlenen “Ahmet Say’a Saygı Gecesi”nde anıldı. MEB Şura Salonu’nda gerçekleştirilen anma gecesinde Fazıl Say, babası için piyano başına geçti. Yekta Kopan’ın sunumu ile yürütülen programda, Ahmet Say’ın dostu şair Ahmet Telli ve yazar Fahri Özdemir konuşmacı olarak yer aldı. Say’ın hayatını anlatan belgesel gösteriminin ardından Fazıl Say ve Serenad Bağcan bestelerini seslendirdi. Etkinlik kapsamında, elde edilen gelirin tümü depremzede üniversite öğrencilerinin bursu için kullanılacak Ahmet Say’ın kitapları satışa sunuldu. Programın açılış konuşmasını yapan Yekta Kopan, “Ahmet Say, yazdıklarıyla, öğrettikleriyle ve bunları herkese aşılayabilme yeteneğiyle bir ışık. Onu okudukça anlayacağız ve düşüncelerini yaşatacağız. Onun ışığının taşıyıcısı olarak bizler de umudu aşılayalım” diye konuştu. Telli, “O, haysiyetli ve aydın kuşağın bir temsilcisidir” Konuşmasında Ahmet Say'ın eserlerinin ve mirasının önemini vurgulayan Ahmet Telli, Say'ı tanıdığından beri geçen 47 yıl boyunca onun sadece yaşadığı zamanla sınırlı olmadığını, aynı zamanda yaşanacak hayatları sunan bir rehber olduğunu ifade etti. Telli, Ahmet Say'ın yazılarıyla ve yaşam tarzıyla haysiyetli aydın kuşağın önemli temsilcilerinden biri olduğunu söyledi. Ahmet Telli, “Ahmet Say, bizlere yaşanacak hayatların ufkunu sundu. Bu ufuk, her türlü kötülüğün bittiği, aydınlık bir ütopyanın çiçeklendiği zamanlardır. Say, yazdıkları ve yaşadıklarıyla reklama slogana, popülizme yüz vermeyen bir sanat anlayışını, devrimci bir tavırla gösterdi. Mahallenin haylaz çocuğuydu ve ömrü boyunca böyle bir çocuk olarak kaldı. İnatçı kabuğunun altında vefalı bir yürek barındırırdı. O, haysiyetli ve aydın kuşağın bir temsilcisidir” dedi. Özdemir, “Say, edebiyatçılar için bir kılavuzdu” Ahmet Telli’nin ardından söz alan Fahri Özdemir ise “Onun hakkında edilen sözler, onun büyüklüğünü gösteriyor. Ahmet Say, hayata tutunmamızı, ayakta durmamızı sağlayan özel bir eğitimciydi. Özellikle Ankaralı edebiyatçılar için kılavuz olan değerli bir insandı. Bize bıraktığı sorumluluk, onun eserlerini yaşatmaktır” diye konuştu. Konuşmaların ardından sahne alan Fazıl Say, etkinliğin bir bölümünü kendi sunarak babası Ahmet Say için bestelerini dinleyicilerle paylaştı. “Kara Toprak” ve “Babam Ahmet Say” adlı eserini icra eden piyanist, "Bu geceyi aile olarak babama ithaf ediyoruz ve her yıl bu geleneği sürdüreceğiz" dedi. Fazıl Say, babası Ahmet Say'ın öğretmenlik yaptığı Bingöl'de bir konser düzenlemeyi düşündüklerini belirtti. Say, “Babam, bu memleket için, aydınlanma için çok çalıştı” Fazıl Say, sergiledikleri her eserin babası ile ilişkisini küçük hikayelerle anlattı. “İlk kez bestelerimi hikayeleriyle anlatıyorum” diyen Say, “Nazım Oratoryosunu 20’li yaşlarımda bestelemiştim, bir gençlik başyapıtı olmuştu ve babamın gurur duyduğu bir şeydi. Babam 19-20 yaşında Almanya’da öğrenciyken Nazım Hikmet’le tanışmış. Nazım Hikmet babama, ‘Asıl mücadele yeri memleketimizdir evladım’ demiş. Babamın, 86 yıllık hayatının her saniyesinde bu sözü tuttuğunu biliyorum. Bu memleket için, aydınlanma için çok çalıştığını biliyorum. Bir öğretmen, sanatçı ve devrimci olarak Nazım Hikmet’e verdiği sözü tuttuğunu düşünüyorum” dedi. “Hayyam bestelemeye devam edeceğim” Serenad Bağcan ile Nazım Oratoryosundan “Memleketim” eserini seslendiren Say, ardından Ömer Hayyam’ın “Akılla Bir Konuşmam Oldu” bestesinin hikayesini şu sözlerle anlattı: “Küçükken üzerinde ‘Hayyam’ yazan uzay resimli bir kitap gördüm. Uzayla ilgili şeyleri çok severdim. Babama bu kitabı sorduğumda bana ‘Mutlaka okumalısın’ demişti. Okudum ve çok sevdim. Hayatım boyunca bir ‘Hayyamist’ oldum. Bu başıma dert oldu ama olsun. Hayatımda Hayyam’ın hep bir yeri oldu ve hep olacak. Hayyam bestelemeye devam edeceğim.” Şairlerle büyüdüğünü anlatan piyanist, “Turgut Uyar, Tomris Uyar, Cemal Süreya, Metin Altıok, Aziz Nesin ve Yaşar Kemal gibi birçok edebiyatçı Ankara’ya geldiğinde bizim evimizde kalırdı. 20’nci yüzyılın ikinci yarısında adı ‘edebiyatçı’ olan herkesle bir dostluğumuz olmuştu. Babam için Cemal Süreya’nın çok özel bir yeri vardı” diyerek “Dört Mevsim” eserini icra etti. Kadın şiirlerinden oluşan “Dünya Anne” albümü 22 Eylül’de dinleyiciyle buluşacak Ahmet Say’ın en sevdiği şairlerden biri olan Gülten Akın’ın “Kaprisli” şiirini “Sorma Dön” adıyla bestelediklerini aktaran Say, yeni albümlerinde yer alan bu eseri ilk kez seslendirdiklerini söyledi. Say, “Bu yıl bestelediğim, 22 Eylül’de çıkacak yen albümün adı ‘Dünya Anne’. 11 şarkının tümünün sözlerinin sahibi kadın şairlerimiz. Serenad Bağcan ile üstün nitelikli kadın şairlerin şiirlerini güzel bir seçkiyle sunacağız. Babam için özel olacağını düşündüğüm Gülten Akın, babamın kıymetlisiydi, ‘Gülten Abla’sıydı. Onun için albümden bu eseri seslendiriyoruz” dedi.