Doğu sınırındaki mayınlar.. Kapıdaki tehlikeler..
Hakan ŞANLITÜRK İktidarın dilinden düşürmediği 'Türkiye Yüzyılı' ifadesi kulağa hoş geliyor. Lakin ortadaki manzaraya bakınca, geçmiştekiler gibi bunun da bir algı operasyonundan b...
Hakan ŞANLITÜRK
İktidarın dilinden düşürmediği 'Türkiye Yüzyılı' ifadesi kulağa hoş geliyor. Lakin ortadaki manzaraya bakınca, geçmiştekiler gibi bunun da bir algı operasyonundan başka şey olmadığını düşündürüyor. 'Türkiye Yüzyılı'nı Türklersiz mi gerçekleştirecekler merak etmiyor değilim.
Malumunuz AKP'nin iktidar olduğu ilk yıllarda Suriye sınırındaki mayınlar söküldü. Bunun boşuna olmadığı bir planın parçası olduğunu, iç savaş-Suriye'nin parçalanması-Türkiye'ye sığınmacı akını gelişmeleriyle gördük.
Şimdi benzer şey İran sınırında yaşanıyor. Hangi sınır komşumuzda savaş ihtimali varsa, bir kaç yıl önceden o sınırımız mayından arındırılıyor ve akabinde savaş patlak veriyor. Şu an Türkiye'nin doğu sınırındaki mayınların temizliği bitmek üzere ve İran-Afganistan savaşı da kapıda.
Yakın zamanda Avrupa da bir anket yapıldı. "Ülkende neden Mülteci istemiyorsun?" diye soruldu.
Avrupalılar endişelerini bakın nasıl sıraladı:
1- İşsizlik artabilir.
2- Ekonomi bozulabilir.
3- Kriminal olaylarda artış olabilir.
4- Kent kültürü bozulabilir.
5- Demografik yapı bozulabilir.
Elin 'Avrupalısı'nın taşıdığı kaygılar bizim insanlarımızda da var. Aradaki fark oraların bizim gibi sığınmacı akınına uğramamış olması. Çok az sayıdaki insan transferinden bile dehşete düşmüş Avrupalılar. Bizde ise adeta demografik bir istila yaşanıyor. Bir ülkeyi savaşsız-silahsız ele geçirmek isteseniz herhalde bundan daha iyi bir yöntem bulamazsınız. Ele geçiremezseniz de o ülkede kaos yaratarak felç edecek imkana kavuşursunuz. Peki bu büyük tehlikeye rağmen ülkesini sığınmacılarla-kaçaklarla dolduran bir iktidar anlayışına güvenebilir misiniz?
Önümüzdeki dönemde, dünyanın en fazla sığınmacısına sahip Türkiye’nin karşı karşıya kalabileceği risklere bakalım:
1. aşamada, Türkiye’yi NATO’dan uzaklaştırma adımları atılabilir.
2. aşamada, dünyanın en fazla göçmenimi barındıran Türkiye, ABD/NATO/AB tarafından riskli ülkeler statüsüne alınabilir.
3. aşamada, asıl stratejik sonuç, Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) Türkiye ayağının son adımı atılabilir.
Bazıları bu gerçekleri görmezden gelse de durum böyle. Kaygı dolu gelişmelere bakınca Devlet Bahçeli'nin, "İnşallah Türkiye değişmez" ifadesini daha iyi anlayabiliriz. Türkiye'yi bu badirelerle baş başa bırakan iktidar ve destekçileri acaba rahat uyuyabiliyorlar mı?