Mansur Yavaş harcama raporunu paylaştı Mansur Yavaş harcama raporunu paylaştı

FIRAT KARAHAN/DİYARBAKIR
Şanlıurfa Platosu ile Diyarbakır havzasının kuzey-güney doğrultusunda ayıran sönmüş bir yanardağ olan Karacadağ, özellikle Diyarbakır için büyük önem taşıyor. 2008 yılından itibaren Diyarbakır Dicle Üniversitesi’nde görev yapan, Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Coğrafya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sabri Karadoğan, Karacadağ’ın Diyarbakır için anlam ve önemini vurgulayarak “Depremsellik özelliğiyle, su kaynağıyla Karacadağ, Diyarbakır halkı için nimettir. Diyarbakır’ı Karacadağ ayakta tutuyor” dedi.
Dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de yer şekillerinin sürekli olarak bir değişim içerisinde olduğunu belirten Prof. Dr. Karadoğan, bunun en büyük nedeninin Türkiye’nin konum itibariyle tektonik kuşakta yer almasından kaynaklandığını, kıtaların çarpışmasından yer tabakasının sıkışması sonucu depremlerin kaçınılmaz olduğunu anlattı.
Bazalt taşları, sağlık açısından mermer taşlarından daha faydalı
Karacadağ ve Diyarbakır konusunda ise Prof. Dr. Karadoğan, şunları söyledi:
“Diyarbakır, coğrafi konum, yeraltı şekilleri ve iklim bölgesinin geçiş bölgesinde bulunuyor. Deprem bölgesinde yaşadığımız Diyarbakır’da Karacadağ bölgesi, toplumumuz için en iyi yerleşim yeridir. Karacadağ’da toprak verimlidir. İnsanların elinin değmediği arazilerde doğa kendi kendini yeniliyor. Tarım ve hayvancılık faaliyetleri dışında insanların uğramadığı Karacadağ, Endemik bitkilerin anavatanıdır.
Diyarbakır’ı, doğuda Dicle Nehri, batı tarafında Fırat Nehri olmak üzere iki drenaj havzasına ayırır. Bu bölünmenin, yer altı ve yerüstü tatlı su potansiyeliyle çevresindeki köy yerleşim yerlerine önemli etkileri olmuştur. Gözenekli bazaltlardan sızan kar ve yağmur suları, Karacadağ, çevresinde yer alan başta Diyarbakır, Siverek, Viranşehir olmak üzere birçok yerleşim yeri için su kaynağı deposudur. Karacadağ iyi bir su akifidir. Diyarbakır’ın üzerinde kurulduğu bazalt plato, doğrudan doğruya yeraltına sızan yağışlarla beslenir. Bazaltlardan sızan suların, geçirimsiz killi topoğrafya yüzeyi boyunca topoğrafik eğime uygun olarak akışa geçmesiyle, Diyarbakır ve çevresinde kuruluşundan beri kentin içme suyu ihtiyacını karşılayan Gözeli, Anzele, Alipınar ve İçkale suyu gibi önemli kaynaklar oluşmuştur. Dağ aynı zamanda çevresine göre daha çok yağış aldığı için bazı akarsuların da beslenme kaynağıdır. Ancak Karacadağ, çevresindeki mevcut akarsular mevsimliktir ve buharlaşmanın fazla olduğu yaz aylarında kurumaktadır.
Bu arada 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli depremlerden sonra bir kez daha tuğladan yapılan evlerin sağlam olmadığını gördük. Bazalt taşları, sağlık açısından da mermer taşından daha faydalıdır. Karacadağ etrafında bir sürü fay hattı geçiyor. Olası bir deprem esnasında bazalt taşlarından yapılan evlerin kolay bir şekilde sarsılmayacağını söyleyebilirim.”
Prof. Dr. Karadoğan, Karacadağ’da bitki çeşitliliğinin fazlalığına işaret edip sözlerini şöyle tamamladı:
“Karacadağ, platoları üzerinde, genellikle bazalt kayacı üzerinde gelişmiş, bünyesinde daha çok balçık, killi balçık bulunan, besin maddeleri bakımından zengin ve koyu renkli bazaltik topraklar bulunur. Toprağın derinleştiği yerler, tarla ve çeltik tarımına izin verirken, toprakların sığlaştığı yerlerde bağcılık yapılmaktadır. Daha yüksek kesimler ise genellikle mera alanı olarak kullanılır. Birçok endemik bitki yetişmektedir.”

Editör: Ramazan Atabey