Divaların divası: Leyla Gencer
Orhan GÜRDİL Soprano Maria Callas’tan sonra dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü sesi olan Leyla Gencer, 10 Mayıs 2008 yılında aramızdan ayrılmıştı. Klasik müzik dünyasının mab...
Orhan GÜRDİL
Soprano Maria Callas’tan sonra dünyanın gelmiş geçmiş en ünlü sesi olan Leyla Gencer, 10 Mayıs 2008 yılında aramızdan ayrılmıştı. Klasik müzik dünyasının mabedi olarak vasıflandırılan Milano’daki muhteşem La Scala'da 25 yıl aralıksız, dünyanın en zor operalarında sahne alan Leyla Gencer’in vefat haberini, “1984” adlı operanın temsilinden önce sahneye çıkan Lorin Maazel, "Bugün eşsiz diva Leyla Gencer'i yitirdik. Burası La Scala, onun evi, yuvası” diye duyurmuştu. Leyla Gencer'in vasiyeti gereği cesedi İtalya’da yakılmış ve külleri İstanbul boğazında denize serpilmiştir.
Leyla Gencer'in vefatını takip eden günlerde dünyanın pek çok ülkesindeki yayım organları sanatçımızın, “Dünyanın en büyük sesi sustu" şeklinde başlıklarla duyurmuşlardı. Leyla Gencer ile bir belgesel hazırlanmış, gazeteci Zeynep Oral "Tutkunun Romanı" adlı kitabi ile dünya şöhreti Gencer'i tanıtmıştır. 10 Ekim 1928 yılında bir Türk baba ve piyano çalmasını bilen bir Polonyalı annenin kızı olarak, Safranbolu’nun bir köyünde dünyaya gelmiş. Annesinin teşviki ile daha küçük yaşlarda üstün yeteneğini ortaya koymuş. Bu sahada kendini yetiştirmek üzere geldiği Ankara, şöhrete giden yolun başlangıç noktası oldu. İstanbul’da ünlü soprano Giannina Arangi Lombardi ile tanışması, genç Gencer'e Avrupa'nın kapılarını açmış oldu. 1950 yılında Ankara’da Giannina Arangi Lombardi ile tanışması Gencer’e Avrupa’nın kapılarını açmış oldu. 1950 yılında Ankara’da Cavalleria Rusticana Santuzza’yı seslendirmesi La Scala'nın yöneticilerinin dikkatini çekmiş. Nitekim, 1953 yılında Napoli’de çıktığı sahnede 6 bin kişinin önünde Cavalleria Rusticana'da sesini İtalyanlara duyurmuş oldu. La Scala yöneticileri Türk Soprano La Turco Leyla Gencer için yeni bir belgesel hazırlamaktadır.