İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun basın toplantısında adı geçen bir bilirkişiyle ilgili yayınlanan haberden sonra gazeteciler Barış Pehlivan, Seda Selek, Serhan Asker, Kürşad Oğuz'un gözaltına alınması, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'ın tutuklanmasına tepkiler ve Halk TV'ye destek ziyaretleri devam ediyor.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ve beraberindeki sendika temsilcileri de kanalın Zeytinburnu’ndaki binasına destek için geldi.
DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, “Ülkeyi yöneten siyasi iktidar işi gücü bırakmış, her gün yeni suçlar icat ederek iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Ülkeyi yöneten siyasi iktidar her gün yeni suçlar icat ederek siyasi rakiplerini saf dışı etmenin, itiraz edeni susturmanın, hakikati söyleyenleri cezalandırmanın peşinde” dedi.
“Siyasi iktidarın meşgalesi bambaşka”
“Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Özgür basın susturulamaz” sloganları atılan destek eyleminde konuşan Arzu Çerkezoğlu, şunları söyledi:
“Halk TV’ye geçmiş olsun demek ve dayanışma duygularımızı ifade etmek için bugün buradayız. Bu ülkenin, bu toprakların demokratik geleneği birkaç mahkeme kararıyla, birkaç hakimin hükmüyle yok edilemeyecek kadar derin ve güçlüdür. Demokrasiye, adalete sahip çıkmak için bugün burada bir aradayız, Halk TV’nin önündeyiz. Biliyoruz ki burada hedef alınan gazeteci dostlarımız ve Halk TV değil sadece. Hedef alınan demokrasidir, adalettir, hakikattir. Gazeteci arkadaşlarımız tüm baskılara rağmen yazıyorlar, çiziyorlar, anlatıyorlar. Bizler her gün yaşıyoruz. Bu ülkenin hakikati ortada. Bu ülkede milyonlarca işçi açlık sınırının altındaki 22 bin lira asgari ücretle yaşamaya mahkûm edilmişken, milyonlarca emekli 14 bin 469 lira emekli aylığıyla açlığa mahkûm edilmişken, bu ülkede bir avuç azınlık dışında herkes işini, ekmeğini, geleceğini hatta yaşamını tehdit altında hissederken, bu ülkede gençlerimiz bu ülkeden ümidini kesmişken, bu politikaların tüm yükünü işte ve evde çeken kadınlar şiddete karşı korunamazken, bu ülkede herkes geleceğinden kaygı duyarken, çoluğunun çocuğunun, daha doğmamış torunlarının geleceğinden kaygı duyarken ülkeyi yöneten siyasi iktidarın meşgalesi bambaşka.