Genel

Dışişleri Bakanı Fidan, İslam İşbirliği Gençlik Forumu 5. Genel Kurulunda konuştu:

- "(İsrail'in saldırıları) Bu sessiz kalma, bu katliama, bu soykırıma ortak olmak, dünyadaki düzeni temelinden sarsan bir gelişmedir. Dünyada daha sonraki çatışmalara referans tutacağınız hiçbir ahlaki değerin, uluslararası hukuk zemininin kalmadığını gösteren bir gelişmedir" - "İslam düşmanlığı, Kur'an düşmanlığı bir düşünsel meydan okumadan çıkmış, fiziki müdahaleye ve hakarete dönüşmüş durumda. Bunun medeniyetle, olgunlukla, açık fikirlilikle hiçbir alakası yok"

Abone Ol

İSTANBUL/ANKARA (AA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, başta Batı ülkeleri olmak üzere dünya kamuoyunun İsrail'in katliamlarına ya sessiz kaldığını ya da destek verdiğini belirterek "Bu sessiz kalma, bu katliama, bu soykırıma ortak olmak, dünyadaki düzeni temelinden sarsan bir gelişmedir. Dünyada daha sonraki çatışmalara referans tutacağınız hiçbir ahlaki değerin, uluslararası hukuk zemininin kalmadığını gösteren bir gelişmedir." dedi.

İstanbul Şişli'deki otelde düzenlenen İslam İşbirliği Gençlik Forumu (ICYF) 5. Genel Kurulunda katılımcılara hitap eden Fidan, ICYF'nin kuruluş yıllarından itibaren faaliyetlerini yakından izlediğini ve ilk kurulduğu yıllardan beri çalışmalarında bir nebze de olsa katkı payı sahibi olma imkanı bulduğunu söyledi.

Foruma Türkiye olarak destek verdiklerini dile getiren Fidan, İslam dünyasında eksik olan konuların başında kurumsal işbirliğinin geldiğini, özellikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde izlenen dış politikada İslam dünyasındaki işbirliğinin kurumsallaşması, İslami işbirliği örgütlerinin daha aktif hale gelmesi konusunda çok mesai sarf ettiklerini belirtti.

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) bünyesindeki bütün kurum ve kuruluşların, İslam dünyasının sorunlarını çözmede, İslam dünyasını dünyanın geri kalanına temsil etmede, üstün bir vazife görmede çabalarını ortaya koyması için her türlü desteği verdiklerini belirten Fidan, bu forumun bugün hayatta olmasının kendileri için büyük sevinç kaynağı olduğunu kaydetti.

Fidan, İİT'nin ekonomiden finansal eğitime, kültüre uzanan geniş yelpazede faaliyet gösterdiğine işaret ederek, gençlik alanında da İslam toplumlarının etkileşim içinde bulunmasını sağlayacak platform ihtiyacını herkesin uzun zamandan beri hissettiğini söyledi.

ICYF'nin başkanlığına yeniden seçilen Taha Ayhan'ı ve Azerbaycan'daki seçimleri kazanan Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i tebrik eden Fidan, Azerbaycan halkını da seçimlerde gösterdiği olgunluktan dolayı kutladı.

Fidan, İslam dünyasının çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu belirterek "Bunlar, siyasi düşünsel, ekonomik, iyi yönetişim gibi birçok alanda sınıflandırılabilecek meydan okumalar." dedi.

- "İslam ve Kur'an düşmanlığı, fiziki müdahaleye ve hakarete dönüşmüş durumda"

Dışişleri Bakanı Fidan, Müslüman karşıtlığı, Müslümanların ve İslam'ın başka ülkelerde kötülenmesi, hor görülmesi, hakaret edilmesi, kimliklerinden dolayı ayrımcılığa tabi tutulmaları ve Müslümanlara düşmanlık üzerinden siyaset yapılmasının giderek artan trend haline dönüştüğüne dikkati çekti.

"Müslümanlar, bu tehditle, bu sıkıntıyla her geçen gün biraz daha karşı karşıya kalmaktalar." diyen Fidan, şunları kaydetti:

"Dünya Müslümanları olarak bu sıkıntının kaynağına inmeli, bununla mücadele etmeli. İslam'ın en iyi şekilde temsili için elimizden geleni yapmamız gerekiyor. Özellikle Batı merkezli İslam düşmanlığı, Kur'an düşmanlığı bir düşünsel meydan okumadan çıkmış, fiziki müdahaleye ve hakarete dönüşmüş durumda. Bunun medeniyetle, olgunlukla, açık fikirlilikle hiçbir alakası yok.

Kur'an yakmaların, Kur'an'a çeşitli şekillerde hakaret etmelerin giderek arttığı bir ortamda Müslümanların sürekli provoke edilmeye çalışılması, onlar üzerinden, Müslüman düşmanlığı üzerinden iktidar devşirilmeye çalışılması, aslında zamanı çoktan geçmiş olan bir politika yöntemi olmalıydı ama maalesef Batı'da giderek artan İslam düşmanlığı, öteki düşmanlığı, bizi bu konuda daha teyakkuz halinde olmaya itmekte."

Gazze'deki katliam ve yaşanan drama da değinen Fidan, Filistin topraklarındaki işgalin kesintisiz on yıllardır devam ettiğini, 7 Ekim'den bu yana 100 günü aşkın süren bu katliamda 30 bine yakın masum insanın hiçbir ayrım gözetilmeden bilinçli şekilde katledildiğini söyledi.

Başta Batı ülkeleri olmak üzere dünya kamuoyunun İsrail'in bu katliamlarına ya sessiz kaldığını ya da destek verdiğini belirten Fidan, "Bu sessiz kalma, bu katliama, bu soykırıma ortak olmak, dünyadaki düzeni temelinden sarsan bir gelişmedir. Dünyada daha sonraki çatışmalara referans tutacağınız hiçbir ahlaki değerin, uluslararası hukuk zemininin kalmadığını gösteren bir gelişmedir." değerlendirmesinde bulundu.

- "İki devletli çözüm hayata geçmezse çatışmaların yaygınlaşacağını öngörmek zor değil"

Fidan, Gazze'deki savaşın bütün dünyayı etkisi altına alacak savaşa dönüşebileceğine dikkati çekerek, bu jeostratejik kırılmaların, jeostratejik sonuçların dünyanın kaldıramayacağı birtakım yükleri ve sıkıntıları beraberinde getirebileceğini, onun için bu katliamın bir an önce durması ve iki devletli çözümün hayata geçmesi amacıyla herkesin elinden geleni yapması gerektiğini söyledi.

"Eğer Gazze'deki katliam durmazsa, Filistin'de iki devletli çözüm hayata geçmezse bu türden çatışmaların tekrar yaşanacağı ve yaygınlaşacağını öngörmek zor bir şey değil." diyen Fidan, daha istikrarlı bir bölge ve coğrafya için, dünya barışı için bir an önce bu katliamın durmasını ve iki devletli çözümün hayata geçmesini istediklerini dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Fidan, İİT üyesi ülkeler olarak bu konuda ellerinden geleni yaptıklarını kaydederek, şunları ifade etti:

"Tabii ki problem esas itibarıyla güç kullanımına dayalı, bu dram. Güç kullanan, saldırgan ve işgalci bir tarafın, İsrail'in ayrım gözetmeksizin insanları öldürmesiyle gerçekleşen bir dram. Bunu durdurmanın kestirme yolu da buna mukabil güçle ortaya çıkmak fakat Filistinli kardeşlerimizin elindeki imkanların sınırlı olması bunu mümkün kılmamakta. Onun için diplomasiyi bütün araçlarla kullanarak, İsrail üzerinde baskı oluşturarak bir an önce bu katliamın durması, ateşkesin sağlanması ve iki devletli çözümün hayata geçmesi hem İsrail halkının hem Filistin halkının hem bölge halklarının selametine olacaktır diye düşünüyoruz. Bunun altını bir kez daha çizmek istiyorum."

Dünyadaki çatışmaların, iç savaşların ve işgallerin büyük bir kısmının İslam dünyasında yaşandığına dikkati çekmek istediğini belirten Fidan, bunun nedenlerinin iyi düşünülmesi gerektiğini söyledi.

- "Çoğu zaman sorunu çıkan çıkaran aktörden tekrar çözüm üretmesini bekliyoruz"

Fidan, gençlik teşkilatının faaliyet alanındaki kitlenin, İslam dünyasındaki sorumlu makamlara bugün veya yarın gelecek olmaları nedeniyle İslam dünyasının genelini ilgilendiren sorunlara çok yakından ilgi göstermeleri gerektiğini vurguladı.

"İslam dünyası, kendi siyasi sorunlarını iyi analiz edip bunlara sahip çıktığı zaman, kendi sorunlarını kendi sahiplendiği zaman, kendi sorunlarının çözümü için dışarıdan bir kurtarıcı değil kendi içinde işbirliği ve dayanışma ruhu sergilediği zaman inşallah bu sorunların hepsi büyük oranda ortadan kalkacak ama biz çoğu zaman sorunu çıkan çıkaran aktörden tekrar çözüm üretmesini bekliyoruz." diyen Fidan, İslam dünyasının hatalarından ders çıkararak büyük bir dayanışma ve sorunlarını çözme yönünde adımlar atmaya gayret gösterdiğini söyledi.

- "Teknolojiden muazzam şekilde istifade etmemiz gerekiyor"

Dünyada küresel şekilde büyük teknolojik gelişmelerin yaşandığına işaret eden Fidan, bunun sadece İslam dünyasını değil dünyadaki bütün kültürleri, dinleri ve yaşam tarzlarını etkilediğini dile getirdi.

Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, teknoloji merkezli bağlantısallığın artmasıyla tek taraflı, tek boyutlu kültürel dalganın giderek bütün dünyada daha hızlı yayılmasının zemininin oluştuğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Teknolojiden, dijitalleşmeden, yapay zekadan, büyük veriden muazzam şekilde istifade etmemiz gerekiyor ama bunun ortaya çıkardığı sosyal etkileri, felsefi etkileri, düşünsel etkileri, kültürümüzü tehdit eden unsurlarını da yine düşünceye dayalı analitik bir şekilde iyi irdelemeli ve buna yönelik kanaat önderlerimizin, sosyal bilimcilerimizin, siyasetçilerimizin ciddi kritikler, eleştiriler ve önermeler getirmeleri gerekmekte."