Lefkoşa - Kıbrıs'ta gazeteci ve siyasetçiler ile bir araya gelen Gazeteciler Cemiyeti başkan yardımcıları Yusuf Kanlı, Ayhan Aydemir ve yönetim kurulu üyesi Zeynep Gürcanlı’ya gazeteciler Aysel Alp, Nazlan Ertan, Melis Yıldırım, Yıldız Yazıcıoğlu eşlik etti. Kıbrıs’taki olası barış sürecinin yanı sıra siyasi ve toplumsal gelişmelerle ilgili yerinde incelemelerde bulunan diplomasi muhabirleri, çeşitli temaslarda bulundu.
Gazeteci heyeti, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı makamında ziyaret ederek, yürütülen dış politika üzerine görüşlerini aldı ve Kıbrıs siyasetinde etkili isimlerle görüşmeler gerçekleştirdi.
Tatar: İki devletli çözümden dönüş yok
BM'yle yürütülen sürece dair soruları yanıtlayan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC'nin Doğu Akdeniz’de bağımsız bir Türk devleti olarak şu anda geldiği aşamada kendi kurum ve kuruluşları, demokrasisi ve kültürü ile gelişmeye devam ettiğini söyleyerek, egemen eşitlik temelinde iki devletli çözüm şeklindeki milli siyasetten artık geri dönüş olamayacağını da ifade etti.
Tatar gerek yabancılara arsa satışı konusunda gerekse de diploma skandalı hususunda KKTC polis ve yargı sisteminin duyarlı bir şekilde konuları incelediğini söyledi.
İsrail vatandaşlarına yoğun mülk satıldığı iddialarını abartılı bulduğunu, KKTC’de mülk alan yabancılar sırasında Yahudi asıllıların 12’nci sırada olduğunu anlatan Cumhurbaşkanı, konunun çok abartıldığını, İsrail’in düşman bir devlet olmadığını ancak yine de konuyla ilgili bir yasal düzenlemenin meclis gündeminde olduğunu anlattı. Diploma skandalıyla ilgili olarak da Cumhurbaşkanı Tatar heyete konunun kovuşturulduğunu, Kıbrıs Türk üniversitelerinin güvenilirliğini sarsacak bir boyutta olmadığını anlattı.
Tatar, "Çok iyi eğitim veren üniversitelerimiz var. Eğitim sektörümüzü korumamız lazım. Yükseköğretim Kurulu'ndan (YÖK) destek talep ettik. YÖK'ün Yükseköğretim Planlama, Denetleme ve Akreditasyon Kurumu (YÖDAK) ile çalışmasıyla sıkıntılar giderilecek. Gereği neyse yapılacak" dedi.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 2017 Crans Montana süreciyle çöken Kıbrıs görüşmelerinin bırakıldığı yerden tekrar başlamasının mümkün olmadığını, Birleşmiş Milletler Genel Sekreterinin özel temsilcisinin de kısa sürede görüşmelerin devamı için aradığı ortak zemini bulamayacağını göreceğini söyledi.
Özellikle ana muhalefet Cumhuriyetçi Türk Partisi liderliğinin “ideolojik saplantılı olmamakla beraber” BM parametreleri çerçevesinde iki kesimli, iki toplumlu ve siyasi eşitlik temelli federal çözümü savunmaya devam etmesine rağmen Tatar; iki devletli çözümün, uzun yıllar denenen federal sistemin Rumlar tarafından asla kabul edilemeyeceğinin belli olması üzerine Türkiye ve KKTC’nin “milli siyaseti” haline geldiğini, eşit egemenlik olmadan, adadaki iki devlet arasında bir yeni süreç öngörülmeden görüşmelerin başlamasının mümkün olmadığını kaydetti.
Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği Başkanı Emin Akkor ile Basın Yayın Sekreteri Efdal Keser’in ev sahipliğinde, adadaki barış konusundaki yaklaşımlar yanı sıra gündemdeki tartışmalı başlıklar hakkında detaylı temaslar yürütüldü.
Heyet, Kıbrıs’taki çalışma ziyaretine Kıbrıs’ta Türk tarafıyla Rum tarafı arasındaki “kapalı” Maraş bölgesinde sadece gezinti amaçlı kısmen açılan yürüyüş yolunda incelemeyle başladı. Burada KKTC’nin yürüttüğü Maraş’ın artık ada ekonomisine kazandırılması yönündeki yaklaşımıyla kademeli olarak açılması kapsamında, halka açık oluşturulan iki plaj bölgesi görüldü. KKTC’nin, 8 Ekim 2020’den sonra Gazimağusa Belediyesi’nin çalışmalarıyla ana cadde üzerinde bisikletle ve golf araçlarıyla gezilmesini sağlaması dolayısıyla kapalı Maraş bölgesine yönelik turistik ilgi gözlendi. Sonrasında Gazimağusa’da çok sayıda yeni konut inşaatı gözlemlenen İskele bölgesi gezildi.
Heyet, Rauf Denktaş’ın anıt mezarını ziyaret etti
Kıbrıs ziyaretindeki heyet, KKTC’nin Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın anıt mezarını da ziyaret etti. Denktaş’ın anısına saygı duruşunda bulunulmasının ardından Gazeteciler Cemiyeti adına başkan yardımcıları Yusuf Kanlı ile Ayhan Aydemir, anıt mezara çelenk koydu.
Gazeteciler heyeti, Denktaş'ın ve mücadele önderleri Dr. Fazıl Küçük ve Osman Örek’in bugün her zamankinden fazla anlaşıldığını, Kıbrıs mücadelesine üstün katkılarının yadedildiğini vurguladılar. Heyet, daha sonra Denktaş’ın Kıbrıs sorununa ilişkin sözlerine yer verilen parkı dolaştı.
Feyzioğlu ziyareti
Heyet, Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Metin Feyzioğlu’nu makamında ziyaret etti. Feyzioğlu, Türkiye ile KKTC’nin farklı alanlardaki derin iş birliğini vurgulayarak, Birleşmiş Milletler’in (BM) yeni özel temsilci ataması kapsamında olası sürece ilişkin değerlendirmesini aktardı. Büyükelçi gerek Kıbrıs Türk devleti ve Türkiye ilişkileri, gerek Türkiye’nin adaya yaptığı kalkınma katkıları, gerekse de BM genel sekreterinin yeni kişisel temsilcisinin temaslarıyla ilgili değerlendirmelerini paylaştı.
Diploma skandalıyla ilgili olarak büyükelçi KKTC Başbakanı Ünsal Ünal’ın konuyu Türkiye’ye, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iletip yardım istemesi üzerine Ankara’dan YÖK benzeri bir sistemi kurulması için YÖK’ün adaya bir ekip gönderildiğini söyledi. “YÖK, YÖDAK’a bu sistemi kurduğunda tek bir ekrandan, her bir öğrencinin ders seçiminden derslere devam edip etmediğine; ödevden teze tüm bilgileri görülecek ve her bir diplomaya da barkod verilecek,” dedi. Büyükelçi bu sistem sonrasında devam etmeden, derslere katılmadan üniversitelerden, çeşitli programlardan diploma alınması iddialarının ortadan tümüyle kalkacağını vurguladı.
Faiz Sucuoğlu ile görüşme
Heyet, çalışma ziyareti kapsamında, Ulusal Birlik Partisi (UBP) milletvekili ve önceki Başbakan Faiz Sucuoğlu’yla bir araya geldi. Sucuoğlu ile BM’nin yeni başlattığı süreç hakkında UBP’nin yaklaşımı üzerine sohbet edildi. Olası bir UBP kongresinde aday olabileceği konuşulan Sucuoğlu’nun gerek yabancılara arsa satılması tartışmasıyla ilgili, gerekse de son dönemde adada gündeme çıkan diploma yolsuzluğu konularındaki görüşleri alındı.
Önceki başbakan, "Sadece bu diplomayı verenler açısından değil, yozlaşma toplumun her düzeyine sirayet etmiş durumda. Yani müdür, müsteşar, milletvekili, eski bakan, üniversitelerden sorumlu kurum başkanı, bu bir kategori. İkinci kategori öğretmen, polis, asker aldığı diplomayı da devlete verip kademe derece ilerlemesi, makam-mevki maaş artışı. Şimdi bütün bunları biz gördük şu ana kadar. Toplumdan bağımsız bir şey değil bu. Çürüme, sadece siyasal bir çürüme değil. Toplumun bazı kesimleri de buna ortak olmuş durumda. Bir şeye karar vermemiz lazım, bu sorunu nasıl çözeceğiz? YÖK heyeti geldi, YÖDAK ile birlikte çalışarak sorunu çözecek. Evet bunu konuşmamız lazım, doğrudur. Ama eğer biz mevcutların üzerini örterek 'Yeni bir sistem yaratalım. Geçmişe bakmayalım' dersek, bu çuval içerisinde kalan o çürümüş patatesler hepsini çürütecek ve bu koku gitmeyecek” dedi.
HP lideri Özersay’dan temiz toplum vurgusu
Gazeteciler heyeti, Halkın Partisi Genel Başkanı ve eski Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile de parti genel merkezinde görüştü. Burada Halkın Partisi’nin neden KKTC Meclisi’nden çekildiği konusu ve olası barış süreciyle adadaki siyasi kirlilik, üniversite diploma krizi, yabancılara mülk satışı gibi birçok başlıkta Özersay ile parti yöneticilerinin görüşleri dinlendi.
Özersay yabancılara mülk satışı konusunun da diploma kriziyle su yüzüne çıkan adadaki nüfuz kirliliği de çok ciddiye alınması gerektiğini vurgulayarak, temiz toplum talebinin önemini anlattı. İktidarı konuların üzerini kapatmaya çalışmakla suçlayan Özersay, soruşturmaların ciddiyetle devam etmesini ve adanın bacasız sanayisi durumundaki üniversitelerin şaibeden kurtarılmasını istediklerini vurguladı.
Erhürman: Takıntımız yok
Ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) genel merkezini de ziyaret eden heyet Genel Başkanı Tufan Erhürman ve Genel Sekreter Asım Akansoy’un, adadaki barış müzakeresine yaklaşımıyla ilgili görüşleri aldı.
Erhürman partisinin BM parametreleri çerçevesinde ama takvimli, şimdiye kadar gerçekleştirilen tüm yakınlaşmaları dikkate alan, iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayanan bir federasyon kurulması amacıyla görüşmelere başlanılmasını ancak sürecin sonunda başarısızlık durumunda görüşmeler başlamadan net bir şekilde Kıbrıs Türklerinin statüsünün aynı olmayacağı, ambargoların ve izolasyonun sona ereceğinin kabulünün ön şart olacağını söyledi. CTP lideri bu durumun aslında ön şart da değil, BM müktesebatının bir gereği olduğunu kaydetti.
Toros’tan temiz siyaset çağrısı
Çalışma ziyaretinde, Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) milletvekili ve Kıbrıs’ta tanınmış iş insanı Fikri Toros ile bir araya gelindi. Toros’la görüşmede, barış müzakeresi açısından “güven arttırıcı önlemler” ile “temiz siyaset” gibi başlıklar görüşüldü.
Yakın bir dönemde ama mutlaka hedef odaklı, BM parametreleri çerçevesinde bir gevşek federasyon oluşturulması amaçlı yeni bir sürecin başlayabileceğini ancak Rumların beklediği gibi ucu açık bir çalışmayı Kıbrıs Türk halkının asla kabul etmeyeceğini söyleyen Toros, siyasi irade olması durumunda adada bir çözümün ulaşılabilir olduğunu vurguladı.
Rum gazeteciler ile akşam yemeğinde buluşuldu
Heyet, güneydeki Rum tarafındaki Kıbrıs Gazeteciler Sendikası Başkanı George Frangos ile beraberinde bir grup Rum gazeteciyle akşam yemeğinde bir araya geldi. Yemekte Gazeteciler Cemiyeti, Kıbrıs Türk Gazeteciler Birliği ve Kıbrıs Gazeteciler Sendikası arasında ileride ne gibi ortak faaliyetler gerçekleştirilebileceği konusunda görüş teatisinde bulunuldu.
Kıbrıs Gazeteciler Sendikası Başkanı George Frangos ve Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı
Bu buluşmada ayrıca gazeteciler gözüyle Kıbrıs sorunu üzerine karşılıklı görüş alışverişi gerçekleşti, adadaki iki toplum arasında birbirini anlama sıkıntısının temelde aynı terminolojilerin farklı anlamlarda kullanılması olduğu vurgulanarak, bu alanda müşterek çalışmalar yapılmasının yararları üzerinde duruldu.
CTP milletvekili olan gazeteci kökenli Sami Özuslu ile de sohbet toplantısında bir araya gelen heyet son olarak da önceki dönem başbakan ve meclis başkanlarından Sibel Siber ile bir araya geldi, gerek Kıbrıs sorunu gerekse de KKTC iç siyasi gelişmeler konusunda değerlendirmelerini aldı.
