Gülistan Korban – Diyarbakır

Elazığ’ın Sivrice ilçesinden doğup Irak, İran ve Türkiye’den geçerek Basra Körfezi’ne dökülen, geçtiği her bölgedeki su ihtiyacını karşılayan Dicle Nehri, kirlilik riski altında. Nüfusu 2 milyonu aşan Diyarbakır’da atıklar nedeniyle nehrin kirliliği üst seviyeye çıktı. Ekolojistler ise, “bu daha başlangıç” diyerek, acil önlem çağrısı yaptı.

Dicle Nehri’nde 32 yıldır balık tutan ve tuttuğu balıklar ile geçimini sağlayan Veysi Bozyıl, 9. Köy’e yaptığı açıklamada, “Ağlarıma artık balık takılmıyor” sözleri ile kirliliğin canlı yaşamını nasıl yok ettiğini özetledi.

Bakan Kacır: Farklı kesimler üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyoruz Bakan Kacır: Farklı kesimler üzerinden siyaset yapılmasını doğru bulmuyoruz

“Şimdi sadece 17 balık türü var”

Suyun yıllar içinde önemli oranda kirlendiğini ve nehirdeki aşırı kirlilik nedeniyle balık türlerinin yok olduğuna dikkat çeken Balıkçı Bozyıl, “Eskiden nehirde 50’ye yakın balık türü vardı, şimdi sadece 17 balık türü var” dedi.

Çocukluğunu nehrin üstünde balık tutarak geçiren, nehrin geldiği durumdan bir hayli dertli olan Bozyıl, şöyle konuştu:

“Çocukluğumdan beri nehirde balık tutarım o zamanlar nehrin suyu berraktı, onlarca balık türü vardı, oltayla bile kilolarca balık avlayabiliyorduk, şimdi ise akşamdan attığımız ağlarımıza bile birkaç balık takılmış oluyor. Eskiden günde 40 kilo balık avlardık. Şimdi 2-3 kilo anca tutabiliyoruz. Balıklar giderek azalıyor.”

Hevsel Bahçeleri tehlike altında

Zeki Kanay

Ekolojistlere göre Dicle Nehri’ndeki kirlilik nedeniyle nehirdeki canlı yaşamının yanı sıra, yine nehrin can verdiği ve UNESCO Dünya Mirası listesindeki Hevsel Bahçeleri de tehlike altında. Yıllardır Dicle ve Hevsel’deki kirliliğe dikkat çekmek için çalışmalar yürüten Ekolojist Zeki Kanay, Dicle Nehri’nin nasıl kirletildiğini 9. Köy’e şu sözlerle anlattı:

“HES’ler yüzünden debisi düşünce nehir statüsünden çıkardılar”

“Her ne kadar Diyarbakır’ın atık su arıtma sistemi yapılmış olsa da hala Hevsel Bahçeleri’nden kanalizasyon sistemleri kapatılarak kanalizasyon sularıyla bahçeler sulanmakta ve fazlası nehre atılmaktadır. Yer yer sanayi tesislerinin kirli suları da nehre boşaltılmaktadır. Nehir çevresine molozlar doldurulmakta, nehir kenarındaki kafelerin atık suları ve çöpleri de nehri atılarak nehir kirletilmektedir.”

“Hem kirlenme var hem de yapılaşma”

Dicle’nin kaynaklarında ve yan kollarında yapılan HES’lerin sonucunda nehrin debisinin düştüğünü ifade eden Kanay, “Zaten debisi azaldığı gerekçe gösterilerek Dicle Nehri’nin Dicle Vadisi’nden Bismil ilçe sınırlarına kadar olan kolu 2015 yılında, “nehir” statüsünden “dere” statüsüne alındı. Diyarbakır kent merkezinden geçen bölümünü de kapsayan yaklaşık 60 kilometrelik kısım, bu sebepten dolayı artık dere oldu. Böylece, kıyı koruma vasfı kalmadığı için nehir kenarları ve dünya mirası olan Hevsel Bahçeleri savunmasız hale geldi” dedi.

Dicle Nehri’nde ve Hevsel Bahçeleri’nde hem kirlenme olduğunu, hem de bölgenin yapılaşmaya açıldığını ifade eden Kanay, “Önlem alınmaz ise bu kirlenme daha başlangıç, önümüzde daha kötü günler var” diye konuştu.

“Yerel ve ulusal düzeyde iş birliği ile korunabilir”

Dicle Nehri’ne kısa sürede nehir statüsünün tekrar kazandırılması gerektiğini ve bunun nehrin ekosistemini ve kirletilmesinin önünü alacağını ifade eden Kanay, “Dicle Nehri kıyısındaki Diyarbakır ilinin biyoçeşitliliğini koruma çabaları, yerel ve ulusal düzeyde iş birliği ile güçlendirilmelidir. Doğal kaynakların sürdürülebilir bir şekilde kullanılması ve gelecek nesiller için biyoçeşitliliğin korunması ancak bu şekilde mümkün olacaktır” dedi.

Editör: Orhan Karadağ