İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, Armağan Çağlayan'ın Sorgusuz Sualsiz programında konuştu.

Anket şirketlerinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye (ABB) Başkanı Mansur Yavaş arasında anket yapmalarına tepki göstererek; "Kimler birbiriyle yarıştırılıyor bakmak lazım. Yarıştırılan adaylardan bir tanesi Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Bana göre aday olamayacak bir isim. Aday olamayacak bir ismin yarıştırılması kabul edilebilir değil. Anket şirketleri iki CHP'li belediye başkanı üzerinden değerlendirmeler yapıyorlar. Sanki orta yerde bir konsensus oluşmuş, angajmanlar tamamlanmış gibi bir hissiyat oluşturuyorlar. Oysa yarınlarda ne olacağı belli değil" dedi.

Partisinin kendisini doğru ifade edebilmesi için bir aday çıkarma ihtimalleri olduğunu aktaran Dervişoğlu, şöyle devam etti: 

"Kendimizi doğru anlatmak adına bir Cumhurbaşkanı adayı çıkarmamız da muhtemel olabilir. Bugünün şartlarına bakarak yarınları tanzim etmeye yönelik bir planlama içerisinde değiliz. Benim asıl meselem vatandaşın, ülkenin, cumhuriyetin hali ne olacak?"

TBMM heyeti, UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini değerlendirdi TBMM heyeti, UCM'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama emrini değerlendirdi

"Muhalefetin tavrı Anayasa tartışmalarında önemli"

Muhalefetin dizayn edilmeye çalışıldığını belirterek yeni anayasa tartışmaları hakkında konuşan Dervişoğlu, “Mevcut anayasa ile Cumhurbaşkanı adayı olamıyor ise Anayasa’nın ya yeniden yapılması ya da değiştirilmesi lazım. Bunlar gündeme geldiğinde toplumun bütün kesimlerini uyardık. Anayasa değişikliği olmazsa, erken seçim yapmak suretiyle Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı adaylığının önünün açılması söz konusu olabiliyor ve erken seçime de telaffuz eden kontrolsüz beyanları ile muhalefet oluyor. O zaman bugün iş başında bulunanların iştahı kabarıyor. Muhalefet yeni anayasaya ve anayasa değişikliğine kapalı olduğunu ifade ederse, Türkiye'de ihtiyaç duyulan şeyin bir anayasa değişikliği değil, iktidar değişikliği olduğu hususunda ısrarla söylemler geliştirirse, Türkiye şayet yönetilemiyor da bunun için erken seçime ihtiyaç duyuluyorsa, Sayın Cumhurbaşkanı’nın erken seçim yapabilme ya da yeniden seçim yapabilme yetkisi var. Ama o yetki de Cumhurbaşkanı’nı yeniden aday olmaktan alıkoyuyor. Dolayısıyla muhalefetin elinde bu denli imkanlar varken; şövalye kültürüyle onu düelloya davet etmesi, seni buradan yenerek göndermek istiyorum diyerek Anayasa’nın arkasına dolanma eğilimi sergilemesi meseleye farklı boyutlardan bakmayı icap ettiriyor. Çok yönlü düşündüğümüzü söyleyebilirim” diye konuştu.

Erken seçime ilişkin Cumhurbaşkanının yetkisi var 

İYİ Parti’nin erken seçim yerine zamanında seçim isteyip istemediğine yönelik soru üzerine Dervişoğlu, “Erken seçime bir ihtiyaç varsa bu vadeye çek kesilir gibi talep edilmez. Bir temel ihtiyaçsa bunu doğrudan söyleyebilirsiniz ama ana muhalefet partisinin genel başkanı bir vade oydu. Dolayısıyla bu, Erdoğan’a seçimin takvimini siz belirleyin demektir. Oysa seçimin gerçekleştirilebilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde 3 bölü 5’lik bir nitelikli çoğunluğa, yani 360 milletvekiline ihtiyaç var. Adalete Kalkınma Partisi'nin şayet muhalefeti kontrol edebilme imkanı yoksa Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden kendi istediği zamanda bir erken seçim kararı kaldırılabilmesi mümkün değil. Aynı zamanda bu yapılan stratejik hataların sonrasında, iktidar erken seçim yapabilecek Meclis çoğunluğunu elde edebilmek için başka siyasi manevralara tevessül edebilir. Konuşurken bunlara vesile olabilecek dilden uzak durulması gerekir. Yeni anayasa değişikliğine kapalıyız, erken seçim eğer ihtiyaçsa, Sayın Cumhurbaşkanı’nın zaten böyle bir yetkisi vardır, ne zaman isterse yapabilir ve Recep Tayyip Erdoğan elimizdeki anayasaya göre bir daha Cumhurbaşkanı adayı olamaz denilir. Bu denildiği zaman bir daha Cumhurbaşkanı adayı olmak için yapılmış bütün stratejik planlamalarda akamete uğrar. Ama ‘Ben bu boşluğu sana veriyorum, siz istediğiniz planlamayı yaparsanız’ derseniz, bu iktidar; Sayın Cumhurbaşkanı’nı ömrünün sonuna kadar cumhurbaşkanlığı makamında oturtmak için her türlü müdahaleyi meşru hale getirebilir” değerlendirmesini yaptı.

Editör: Ziya Burak Erol