Depremin en çok yıkıma neden olduğu dört ildeki Hatay, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Malatya’da üniversitelerin Tıp ve Diş Hekimliği fakültelerinde eğitim alan asistan hekimler, “kalıcı, şartsız geçiş” ve “nakil hakkı” istiyor. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Bulut, “Tıbbi yani uzmanlık eğitiminin aksaması söz konusu, geçici görevlendirme bu soruna çare değil” değerlendirmesi yaparken depremzede asistan hekimler, eğitim alma şanslarının kalmadığı, bölgede zorla çalıştırılan bir kitle olduğu, hiçbirinin kalacak yeri olmadığını başka şehirlerdeki üniversitelere “şartsız geçiş” ve “kalıcı nakil hakkı” talep ettiler
SAİT ÖZMEN 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin en çok yıktığı dört ildeki (Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Malatya) üniversitelerin tıp ve diş hekimliği fakültelerinde eğitim gören depremzede asistan hekimler, eğitimlerini sürdürme konusunda sıkıntı yaşıyorlar. Hatay Mustafa Kemal, Adıyaman, Kahramanmaraş Sütçü İmam ile Malatya İnönü üniversitelerinin tıp ve diş hekimliği fakültelerinde eğitim gören depremzede asistan hekimler ve Türkiye Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut, yaşanan süreçte asistan hekimlerin eğitimlerinin devamlılığı ve beklentilerini konuştuk. TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Bulut, hasarlı hastanelerde hekimlerin çalışılmasının risk taşıdığının altını çizip başka üniversiteye nakil yapmak isteyenlerin hiçbir koşul aranmadan nakledilmeleri gerektiğini vurguladı. Depremzede asistan hekimlerin temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını ve mevcut şartlar altında çalışmalarına imkân olmadığını belirterek yetkililere seslendi. Eğitimlerinin devamlılığı için başka şehirlerdeki üniversitelere “şartsız geçiş” ve “kalıcı nakil hakkı” isteyen depremzede asistan hekimler, 15 Mart’ta “Tıpta Uzmanlık Kurulu (TUK)” tarafından alınan “6 aylık geçici görevlendirme” ve bu kararın üniversite yönetimine bırakılarak “şartlı geçiş kararı”nın, yaşadıkları sorunlara çözüm olmayacağının altını çizerek karara tepki gösterdi. [caption id="attachment_269019" align="alignright" width="400"] Türkiye Tabipler Birliği (TTB) Genel Sekreteri Prof. Dr. Vedat Bulut[/caption] TTB Genel Sekreteri Bulut: Geçici çözümlerle halledebilecek bir iş değil TTB Genel Sekreteri Prof. Dr. Bulut, çoğu hastane binasının hasarlı olduğunu ve burada çalışılmasının hekimler için risk taşıdığına dikkat çekip şu açıklamayı yaptı: “Öncelikle tıbbi yani uzmanlık eğitiminin aksaması söz konusu. Bu asistanlar, eğer başka üniversiteye nakil yapmak isterse hiçbir koşul aranmadan ve ortaya çıkan bu zorunlu koşullar nedeniyle YÖK ilgili üniversiteye/lere nakledilmelerini sağlaması gerekiyor. Hocaların bir kısmı ayrıldı. Eğitim yeterlilikleri düştü. Eğitim yapılamayan bu geçici, altı aylık çözümlerle halledebilecek bir iş değil. Buralarda da sağlık personelinin çalıştırılması riskli. Buralarda ameliyatlar yapılamayacağı ve yoğun bakımlarda sterilizasyon sağlanamayacağı için hizmet verilmesi sorunlu bir durum.” Asistan hekimlerin eğitiminde temel konunun hastalar üzerinde eğitim olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bulut sözlerini şöyle tamamladı: “Deprem bölgesindeki hekimlerin çoğu zaten depremzede ve halen çalışıyorlar. Hızlı bir şekilde özellikle dört ilimizde; Kahramanmaraş, Hatay, Adıyaman ve Malatya’da olan asistanların eğitimlerinin aksamaması için Tıpta Uzmanlık Yönetmeliği gereği geçişlerinin yapılması gerekir. Bu durumun çözümü için de TTB olarak TUK’a yazılar yazarak çağrıda bulunduk. Ayrıca Dekanlar Konseyi ve üniversitelerle de tekrar görüşme diyaloğu arıyoruz.” Yaklaşık 2 bin sağlıkçı, mecburiyetten hastanede konaklıyor Malatya İnönü Üniversitesi’nde çalışan ve nakil isteyen asistan hekimler, hastane hasar durumunun yanlış lanse edildiğini belirterek şunları söylediler: “Halen Malatya’daki sağlıkçılar için, orada ‘zorla çalıştırılanlara’, ne bir idari izin veriliyor ne de bir ihtiyaç izni. Bazı bölümler olarak hasta sayısı az olduğu için, - gayri resmi- geçici olarak birbirimizi dinlendirerek çalışıyoruz. Ancak acil gibi shiftli çalışmaya geçmeyen bölümler de mevcut. Burada, ‘zorla çalıştırılan bir kitle var’ ve bunların hiçbirinin kalacak yeri yok. Bu, bilinçli yapılan bir işkence gibi. Buradaki insanlar da yakınlarını kaybetti ya da yakınları bir yerde enkaz altında kaldı. Hepsi travma yaşıyor. Yaklaşık olarak 2 bin personel, hastanede konaklıyor.” Bölge nüfusu kalmadığı için asistanların eğitim alma şansı yok Depremin yıkıcı etkisinin ardından bölgede nüfusun azalması nedeniyle asistan hekimlerin eğitim alma şanslarının kalmadığına işaret eden depremzede asistanlar, “Malatya özelinde, bölge nüfusuna baktığımızda 950 bin kişiden, 60 bin kişi kaldı. 60 bin kişiye zaten 550 asistan var. Bölge nüfusu kalmadığı için de buradaki asistanların eğitim alma şansı yok. Çünkü bizde eğitim, ‘bölgede ne kadar hasta varsa, o kadar vaka, ne kadar vaka varsa da o kadar iş’ şeklinde ilerliyor” ifadesini kullandılar. Malatya İnönü Üniversitesi’nde çalışan ve nakil isteyen afetzede asistan hekimler, siyasi sebeplerden dolayı üniversite hastanesinin kapatılmadığı iddiasını şöyle açıkladılar: “Hastane hasar durumu, yanlış lanse edildi. Mustafa Kemal Üniversitesi, Adıyaman Üniversitesi ve Maraş Sütçü İmam Üniversitesi’nin hasar durumu bizimkiyle hemen hemen aynı olmasına rağmen güvenlik gerekçesiyle kapattılar. O bölgelerde hep sahra hastaneleri kuruldu ve oradaki çalışanlara belli süreliğine idari izin verildi. Ama tamamen siyasi sebepten, inatla Malatya Üniversitesi kapatılmadı. İnsanlar Malatya’nın ne durumda olduğunu çok bilmiyor ve diğer yerlerden daha iyi olduğunu düşünüyor. Bu sebepten dolayı da hastanenin de çok iyi durumda olduğu, çalışılabileceği bilgisi, yanlış bir şekilde Ankara’ya, ilgili kurumlara gitti ve kapatılmadı.” Kalıcı şartsız geçiş olması gerekiyor Malatya’da 550, Maraş’ta 394, Hatay’da 366, Adıyaman’da 171 asistan hekimin olduğunu, bunların tamamı gitse bile bölgedeki hastanelerinin sürekliliğini sağlamak açısından hiçbir sıkıntı yaratmayacağının altını çizen depremzede asistan hekimler, taleplerini şöyle dillendirdiler: “TUK toplantısı kararının 18. maddesine göre, ‘altı aydan bir yıla, altı ay ya da bir yıl olmak üzere bir yerden geçici görevlendirme isteyebiliyorsunuz’. Yine tabii gönderecek ve alacak kliniğin onayı şeklinde. Ancak biz, görevlendirme usulü bir sistemde bulunmak istemediğimiz ve muhakkak kalıcı şartsız geçiş sağlanması gerektiğine yönelik bir hareketlenmeye girdik. Eğitim hakkı bazında bunu reddedip kalıcı şartsız geçiş olması gerektiğini söylüyoruz.” Üniversite yönetimi ve TUK topu birbirine atıyor Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nde görev alan asistan hekimler, depremin ilk gününden beri çalıştıklarını ancak hâlâ başka şehirlere kalıcı nakil için karar çıkmadığını aktararak depremin ardından yaşadıkları süreci şöyle anlattılar: “Hatay’da birçok hastane, Eğitim Araştırma Hastanesi ve özel hastaneler yıkıldı, ilçe hastaneleri hasar gördü. Ancak Mustafa Kemal Üniversitesi’nin Hastanesi ayakta kaldığı için devam etti. Samandağ depreminden sonra poliklinik kısmının da çatısı göçünce, ‘Bu bina güvensiz’ dediler ve olduğu gibi tahliye edildi. Yatan tüm hastalar başka şehirlere nakledildi. Sonra Amerikalılar Sahra Hastanesi kuracak denildi ve çadırlar ile hastane kuruldu. 13 Mart’ta da hizmet vermeye başladı. Daha sonra ‘Her branştan insanlar gelsin, konteynerler ayarladık, çadırda hizmet vereceğiz’ denildi. Başladık ancak burası birinci basamak sağlık hizmeti verilebilecek bir seviyede. Ameliyat yapılabilecek bir pozisyonda değil.” Talepleri karşısında üniversite yönetimi ile TUK’un, topu birbirine attıklarını ve bunun sonucunda asistan hekimlerin mağdur olduğuna işaret eden hekimler, “Bizim durumumuz maalesef ortada. Geçici görevlendirme seçeneği bize sunuluyor ancak biz kalıcı nakil istiyoruz. Bu talebimizi de yinelediğimizde dekanlar ve üniversite yönetimi topu, TUK’a atıyor, ‘Biz böyle bir karar alamayız’ diyor. Sonuç olarak da burada mağdur olan eğitimlerine devam etmesi gereken depremzede asistan hekimler oluyor” vurgusu yaptılar.
Editör: Ahmet Ertüm