Haber: Ahmet Çağatay Bayraktar
6 Şubat depremleri sadece şehirleri değil, köyleri de etkiledi. Çocukların eğitim hakkına erişiminin deprem öncesinde de zor olduğu köylerde, köy okullarının durumuna dair ilk kapsamlı çalışmayı ise arasında Köy Okulları Değişim Ağı’nın 21 uzmanı gerçekleştirdi. Köyde yaşayan çocukların daha iyi bir eğitim alabilmesi için çevresindeki öğretmenler, aileler, öğretmen adaylarıyla 6 yıldır çalışmalar yürüttüklerini söyleyen Köy Okulları Değişim Ağı’nın (KODA) Araştırma ve Savunu Çalışmaları Koordinatörü Okan Pala, afet sürecinde de KODA’nın yaptığı çalışmalardan bahsetti. “Afetin ilk üç gününde topluluğumuzda yer alan 665 kişiyle görüşmeler yaptık. Görüşmelerden elde ettiğimiz bulguları raporlaştırdık. Hazırladığımız raporun belki de en büyük farkı, durumu kırsalda yaşayan ya da görev yapan öğretmenlerin, öğretmen adaylarının ve ailelerin gözünden anlamaya katkı sunacak olması. Bu doğrultuda topluluk üyelerimizin özellikle eğitimin geleceği konusuna dair görüş ve kaygılarını bu rapora taşımanın önemli olduğunu düşündük.”
Köyler farklı sorunlar aynı
Depremin ilk günlerinde KODA’da yürüttükleri programların içeriklerini de deprem sonrası ihtiyaçlar için tekrar düzenlediklerini belirten Pala, 4-7 Nisan tarihlerinde de KODA merkez ekibinden 4’er kişilik gruplarla Adıyaman, Kahramanmaraş, Hatay ve Gaziantep’te yaptıkları çalışmaları anlattı: “Gittiğimiz yerlerde il ve ilçe milli eğitim müdürleriyle görüşüp bilgi aldık, ardından köylere gittik. Köy halkı ve çocuklarla bir araya geldik. Dört günlük bu çalışmanın ardından İstanbul’da 21 kişi bir araya gelip farklı şehirlerde neler gördüğümüzü birbirimize anlattık. Farklı bölgeler olsa da sorunlar aynıydı. Özellikle öğretmen, çocuk, kız çocuklar ve ailelere odaklandık.”
Pedagojik yetkinlik gerekiyor
İkinci saha ziyaretlerinden sonra Suna’nın Kızları Topluluğunun desteğiyle ikinci bir rapor yayınladıklarını da söyleyen Pala gözlemlerini şöyle anlattı: “Köylerde okul binalarında çoğunlukla fiziksel bir yıkım yok. Ama hem öğrenciler hem de aileler okul binasına girmekten çekiniyor. Bundan dolayı da eğitim çadır okullarda devam ediyor. Fakat bu çadırlar da pek sağlıklı koşul sağlamıyor. Özellikle havanın sıcak olduğu zamanlar sanki naylon poşet içindeymişçesine bir plastik kokusu etrafa yayılıyor. Öğretmen ise çadırda ailesinden ayrı yaşıyor, çadırda eğitim vermeye çalışıyor. Eğitim öğretime sağlıklı bir şekilde devam etmek için çadır yerine konteyner bekleyen birçok öğretmen var. Aynı zamanda öğretmenlerimiz kendi travmalarını bir kenara koymaya çalışıyor ve öğrencilerine nasıl faydalı olabileceğini düşünüyor. Bu noktada da en büyük sorun öğretmenin travma sonrası öğrenciye nasıl yaklaşacağını bilememesi. Bir diğer gözlemlediğimiz nokta da ailelerin söyledikleri. Farklı çalışmalarla gönüllülerin geldiğini çocuklarla ilgilendiğini fakat sonrasında ayrıldıklarını anlattı. İyi niyetle yapılsa da bölgeye giden birçok gönüllünün travma görmüş çocukla ilgilenebilecek pedagojik yetkinliği yok. Bir veya iki gün kalıp ayrılmışlar. Bu kadar sık değişimin çocuğa bir faydası olmamış. Aksine kısa sürede bağ kurduğu insanlar tarafından terk edilme hissi uyanıyor. Bundan dolayı çocuklara yapılan eğitim ve desteklerin uzun süreye yayılması gerekiyor.”
Çocukların eğitim hakkı için uyarı
Deprem sonrasında birçok çocuğun eğitim hakkından mahrum kalabileceğini belirten Pala, “Bizim tahminimiz çocukların tarım ve hayvancılık işlerinde çalıştırılabileceği yönünde. Çocukların büyük bir çoğunluğu da ailesinin yolda başına bir şey gelmesi endişesi ile okula gönderilmiyor. Yaşça büyük okul çağındaki kız çocukları ise evin iş yükünü anne ile sırtlanmış durumda. Tüm bunlar ise yaşanan krizler sonucu toplumda var olan sorunların derinleştiğinin göstergesi. Taşımalı eğitim ise tamamen çökmüş durumda” şeklinde konuştu. Okan Pala, KODA olarak yakın zamanda Hatay ve Adıyaman’da saha çalışmalarına da başlayacaklarını sözlerine ekledi.