Sağlık

Depremden en çok etkilenen kesimler, kadınlar, gebeler ve çocuklar

Abone Ol

Kadın Hastalıkları ve Kadın Doğum Uzmanı Op. Dr. Aylin Anıl Arslan, İskenderun Sahra Hastanesi'ni ziyaret ederek gebe ve kadın hastalıkları muayeneleri yaptı. Deprem bölgesinde kadınların ve gebelerin karşılaştığı sorunları paylaştı. Anne adaylarının deprem anında kendilerini nasıl korumaları gerektiği hakkında bilgiler verdi

[caption id="attachment_268418" align="alignright" width="349"] Op. Dr. Aylin Anıl Arslan[/caption] DİCLE KAVAK EKMEKCİ/ANKARA - Ankara'da Kadın Doğum Uzmanı olarak çalışan, Hataylı Op. Dr. Aylin Anıl Arslan, İskenderun Sahra Hastanesi'ni ziyaret ederek gebe ve kadın hastalıkları muayeneleri yaptı. Depremden etkilenen Hataylı kadınlarla bir araya gelen Arslan, sorunları dinledi, çözüm önerileri için harekete geçeceğini söyledi. 20 yıldır Kadın Doğum Uzmanı olarak görev yapan Arslan, hekimlik hizmeti içerisinde altı yıl İskenderun Doğumevi ve Özel Palmiye Hastanesi’nde doktorluk yaparken Hatay halkının sevilen yüzü haline gelmişti. Deprem felaketi sırasında ailesi de Hatay'da bulunan Arslan, Hatay halkı içinden elinden geleni yapacağını söyledi. Hekimlik mesleği gereğince hissettiği sorumluluk ve kendi ailesinin de deprem bölgesinde yaşadığı sıkıntıları şahitlik etmesi sebebiyle gebe kontrolleri ve diğer kadınsal sağlık problemlerinin çözümleri için bölgeye giden Arslan, süreç boyunca Ankara- Hatay arasında yolculuk yaparak dokunabildiği kadar çok kadına dokunmak istediğini vurguladı. İyi Parti’nin Hatay İskenderun'da kurduğu Sahra Hastanesi’nde gönüllü olarak gebe muayeneleri yapan Dr. Arslan, hem İskenderun’da hem de Samandağ’da poliklinik hizmeti veren Sahra Hastanesi’nde de henüz doğumların yapılmadığını, süreç boyunca kadın doğum uzmanlarının görev alarak ultrasonla muayene yapabildiğini belirtti. Özel hastanenin bu hafta içerisinde faaliyete girerek doğum almaya yeni başladığını vurgulayan Arslan, 6 Şubat depreminden bu yana doğum yapan gebelerin başta Mersin olmak üzere çevre illere yönlendirildiğini, kiminin de Ankara’ya gönderildiğini söyledi. Başka illere taşınan gebelerin bulundukları bölgelerde takiplere alındığını belirten Dr. Arslan, Ankara’da bulunan polikliniğinde depremzede gebe ve kadınların takiplerini ücretsiz olarak yapıyor. Dr. Arslan: “Anne adaylarının beslenme, hijyen ile fiziksel ve psikolojik takipleriyle ilgili desteğe ihtiyacı var” Bölgedeki gebelerin durumundan bahseden Dr. Arslan, “Beslenme, hijyen ve takiplerle ilgili acil çözülmesi gereken sorunlar var. Gebe takipleri çok önemli, sağlık kontrolleri ve muayeneleri çok aksadı. Gebelere yapılması gereken aşılar, kimisinin kullanması gereken ilaçlar var. Bunlar çok aksadı. Özellikle hijyen ve günlük bakım konusunda da problemler var. Yeme içme konusu da sıkıntılı. Maalesef beslenme düzenleri kuvvetli olması gereken gebeler, bir mutfak ve taze ürün bulamadıkları için paketli ürün gıda tüketmek zorunda kalıyorlar. Önümüzdeki ay itibariyle yavaş yavaşa düzene gireceğini umuyoruz” dedi. Enkaz altından çıkan ya da ağır yıkımlar ve büyük kayıplar yaşayan gebelerde travmatik etkinin oldukça fazla olduğunu belirten Dr. Arslan, “Travmatik etkiler kısa süreli ya da uzun süreli psikolojik etkiler olarak kendini gösterir. Özellikle gebelik ve hamilelik sırasında yaşanan psikolojik travmaların, bebek üzerinde de ekstra etkisi var. Annenin yaşadığı stres hormonları ve o anda yaşadıkları ki sebebiyle bebeğin uzun vadede etkilenmemesi için mutlaka gönüllü psikoloji derneklerinden destek alınmalı” diye konuştu. Bölgede karşılaştığı gebelerin psikolojik durumlarını da paylaşan Dr. Arslan, “Şuan hamile olup çocuğunu kaybetmiş anneler var. Annesini, babasını, eşini kaybedenler var. Aynı anda hem ölümü hem felaketi yaşayanlar var. Bu durum sadece bireysel bir yakınını kaybetme gibi bir durum değil maalesef. Hem kendi canı, hem çocuğunun canından endişelenen, yakınlarını, evini, işini ve şehrini kısacası her birini aynı anda kaybetmiş bir topluluktan bahsediyorum. Anne adaylarının ki bu grubun içerisinde en önemli olanları, kesinlikle psikolojik destek almaları sağlanmalı. Fizyolojik muayenelerin dışında psikolojik destek ihmal edilmemeli. ‘Bebeğime baktırdım, bebeğimin kontrollerini artık düzenli olarak yaptırıyorum, ilaçlarımı alıyorum diyerek psikolojik destek alınımını es geçmemek gerekiyor. Devletin ve biz hekimlerin teşvikleriyle mutlaka bir kez de olsa psikojenik travmadan ne kadar etkilenmiş durumda olduklarının taramalarının yapılması gerekiyor” açıklamasında bulundu. Dr. Arslan, devletin bu destekleri ücretsiz verdiğini, online olarak da destek verildiğini, anne adaylarının bulundukları afet bölgesinde konuyu belediyelere, AFAD veya Kızılay yetkililerine bildirerek destek isteyebileceklerini belirtti. Ayrıca bölgede gönüllü olarak çalışan birçok psikolog derneğiyle psikiyatri hocalarıyla da iletişime geçebileceklerini söyledi. Hamileler deprem anında kendilerini nasıl korumalı? Bölgede artçılar hala devam ederken, deprem bölgesinde bulunan ülkemizde anne adaylarının hem kendilerini hem bebeklerini nasıl koruyacakları hakkında bilgiler veren Dr. Arslan, deprem anında alınması gereken pozisyonlardan bahsetti. “Deprem anında baş ve iç organları koruyacak şekilde, cenin pozisyonuyla yatılmalı. Anne adayları karın pozisyonunu korumak amacıyla karın bölgesine battaniye yastık gibi yumuşak eşyalar koymalı. Karın bölgesi kesinlikle travma almamalı. Yan pozisyonda yatmalı fakat karnın bulunduğu konum, hayat üçgeninde bulunan sağlam bir kanepe ve yatak tarafına çevrilmeli. Baş ucuna koyacağımız su, düdük ve el fenerinin yanı sıra, ulaşılabilir bir bölgeye konulacak deprem çantasının önemini artık halkımız biliyor. Gebeler ise yatarken mutlaka yanlarında yumuşak eşyalar bulundurmalı. Depreme yakalanan bir anne adayı, yanında bulunan yastık ve ya da battaniyeye sarılarak bacak arasına koyarak yan yatmalı” diye konuştu. Kadınlar depremden nasıl etkileniyor? Kadınlar psikolojik olarak depremden etkilenen grupların başında geliyor. Dr. Arslan, depremden etkilenen kadınların durumundan da bahsederek, depremzede kadınlara sağlık muayenelerini yaptırmaları için çağrıda bulundu. “Deprem sonrası süreçte kadınların hijyeni, adet dönemi, menstrual dönemleri gibi fizyolojik ihtiyaçlarının erkeklere göre daha fazla olduğu bir gerçek. En basitinden saçları uzun olan bir kadın saç kremi olmadan yıkanamıyor, vücudunun bir bölümü çıplak olarak ortak alanda banyoya giremiyor, açık tuvalet ve açık duşları kullanmakta zorlanıyor. Temiz iç çamaşırına ulaşmakta zorlanıyor. Bu tür fiziksel sıkıntılar da yaşadıkları psikolojik travmaları güçlendiriyor” diyen Arslan, bölgede kadın sağlığının da büyük önem arz ettiğini vurguladı. Dr. Arslan, “Kadınların en büyük problemi vajinal hijyen sorunu ve idrar yolları enfeksiyonu. Kadınların erkeklerden dezavantajı, vajinal kanalın içe doğru açılması ve tüpler, yumurtalıklar, rahim içi organların dış genital bölge ile temasta olması sebebiyle idrar yolu enfeksiyonuna çok sık yakalanmaları. Şartlar da böyleyken, kadınların idrarını uzun süre tutmak zorunda kalmaları, suların sıkıntılı olması, genital bölge temizliğinde ıslak mendil kullanmak zorunda kalmaları enfeksiyonları arttırıyor. Bölgeye çok fazla hijyen malzemesi yardımı yapılsa da, örneğin PH’ı uygun olmayan temizlik malzemelerinin vajinal temizlikte kullanılması, vajinal mantar, vajinal enfeksiyon gibi hastalıkları da arttırıyor” dedi. Dr. Arslan, gebelerin dışında bölgede bulunan kadınların mutlaka en azından bir defa muayene olmasını önerirken, akıntısı, vajinal kaşıntısı ve ağrısı olan kadınların da aksatmadan kadın doğum uzmanı tarafından muayene edilmeleri gerektiğini vurguluyor. Dr. Arslan, kadın bir hekim olarak, “Kadınlar çok güçlü varlıklar. Hem toplumu hem aileleri ayağa kaldıracak olan yine kadınlar olacaktır. Kendilerine iyi bakmaları gerekiyor. Onların psikolojik ve fizyolojik olarak sağlıklarına kavuşmalarını için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Hep birlikte yeniden ayağa kalkacağız” açıklamasında bulundu.