Haber: Ahmet Çağatay Bayraktar
Resmi verilere göre 50 bini aşkın kişinin hayatını kaybettiği deprem bölgesinde düşük oy alması beklenen Cumhur İttifakı’nın yüksek oy alarak birçok şehirde birinci parti olması merak konusu oldu. Deprem bölgesindeki şehirlerde, her ne kadar oy oranı düşse de AKP milletvekili sayısı bakımından Diyarbakır dışındaki illerde ilk sırada yer alıyor. Uzmanlar, toplum psikolojisinin anlaşılması gerektiğini ve tarihte yaşanan benzer olayları işaret ediyor. Deprem bölgesindeki seçim sonuçlarını Bilim Akademisi üyesi Sosyal Psikolog Prof. Dr. Nebi Sümer ve Siyaset Bilimi Doktoru Ayşegül Kars Kaynar değerlendirdi.
“Seçmen alışkanlıkları devam etti”
Dr. Ayşegül Kars Kaynar
“Deprem bölgesinde yaşayan seçmenin çoğunluğu, daha önce hangi partiyi seçimde destekliyorsa, 14 Mayıs’ta da yine o partiyi destekledi” diyen Kaynar, “Kamu otoritesinin acil durum müdahalesinde geç kalması, eksiklik ve yetersizliği, ayrıca yardımların dağıtılmasında yaşanan ayrımcılık büyük tepkiye ve öfkeye yol açtı. Bu tepki tüm toplumdan geldi, depremden etkilenenlerden de geldi. Kamuoyunda bu tepki, depremden etkilenen seçmenin oy tercihinde iktidar partisi aleyhine bir değişimin sinyali olarak yorumlandı. Ancak deprem tecrübesi ve deprem sonrasında ortaya çıkan kızgınlık, öfke ya da travmalar oy tercihlerini etkilemedi” dedi.
"Genelleme yapmak mümkün değil”
Sorgulanması gereken konunun seçmenin oy tercihini neden değiştirmediği değil, değiştirmesine yönelik beklenti olduğunu söyleyen Kaynar yaşanan durumu dünyada yaşanan benzer olaylarla açıkladı: “Haiti’de Ocak 2010 tarihinde gerçekleşen depremin, on ay sonra yapılan başkanlık seçimlerine etkisi halen araştırılıyor. Veya Nepal’de 2015’in Nisan ve Mayıs aylarında meydana gelen depremlerle yeni kabul edilen Nepal Anayasası’nın uygulanması, ardından yapılan cumhurbaşkanlığı seçimi arasındaki ilişki de merak konusu. Fakat ülkelerin toplumsal yapıları birbirinden farklı olduğu için doğa olayları ve siyasete etkisine doğrudan bir genelleme yapmak mümkün değil.”
Türkiye tarihinden de örnekler mevcut
Türkiye tarihinden de örnek veren Kaynar, “11 Eylül 1957’de Ankara’da, ardında büyük can kaybı ve maddi hasar bırakan bir sel yaşandı. Sadece 45 gün sonra, 27 Ekim’de yapılan erken genel seçimlerde ise Ankara seçmeninin parti tercihini değiştirmiş. 1954 seçimlerinde Demokrat Parti Ankara’dan 21 milletvekili çıkarmışken, 1957 seçimlerinde hiç milletvekilliği kazanamadı. Öteki taraftan yakın tarihten bir örnek, bu durumun zıttı. Çarpık kentleşme ve dere yataklarının imara açılması sonucu yaşanan sellere rağmen Karadeniz’de oy tercihleri değişmez. Aynı şekilde 2014 Soma maden patlamasından bir yıl sonra yapılan 2015 seçimlerinde, bu tepki ve öfke bölgedeki seçmenin oy tercihini büyük oranda değiştirmedi” şeklinde konuştu.
“Özel bir önemi yok”
Deprem bölgesinde Cumhur İttifakı’na yüksek oy çıkmasına karşı bu şehirlerde bulunan seçmenlere yönelik söylemleri toplumsal kutuplaşma ile açıklayan Kaynar, “Türkiye, yıllardır muhalif görüşlü yurttaşların düşmanlaştırılması, ayrımcılığa maruz kalması ve hedef gösterilmesi neticesinde kutuplaştı. Tek bir görüşün, inanışın, davranışın doğru ve makbul olan budur denerek empoze edilmesi toplumda gerilim yarattı. Bu kutuplaşmayı sadece seçmen tercihleri meselesinde değil, her yerde ve her konuda görüyoruz. Bu nedenle, toplumsal kutuplaşma, gerginlik ve 14 Mayıs seçimleri mevzu bahis olduğunda böyle bir konunun özel bir önemi olduğunu düşünmüyorum” diye yorumladı.
Destek arayışı öne çıktı
Prof. Dr. Nebi Sümer
Deprem bölgesinde seçmenlerin oy verme alışkanlığının devam ettiğini söyleyen Prof. Dr. Nebi Sümer, “Bu tür doğa olaylarından sonra hayatta kalan insanların psikolojik durumunu düşünmek gerekir. Kötü bir olay yaşayan bir insan öncelikle inancına bağlanır, adeta sığınır. Bu bağlanmayla adeta psikolojik bir destek arar. Bir taraftan da insanlar mevcut sistemin devamında kendilerine yapılan yardımın devam edeceğini, herhangi bir değişimin bu destek ve yardımları sekteye uğratabileceğini düşündü. Bu gibi durumlarda mevcut durumu koruma eğilimi ağır basar” dedi. Toplumda yaşanan kutuplaşmanın oy verme alışkanlıklarına etkisini vurgulayan Sümer, “Kutuplaşan toplumlarda oy verme alışkanlıkları hükümetin performansına göre değil, ait olunan kimliğe göre olur. Ölüm korkusu yaşayan toplumlar, mevcut durumu koruma ve meşrulaştırma eğilimine sahiptir” diye belirtti.
Ekonomik durum ikinci plana atıldı
Seçim öncesinde mitinglerdeki söylemlerden örnek veren Sümer, “Konuşmalarda LGBT bireylere yönelik söylemler nefret suçu özelliği taşıyor. Siyaset meydanında bu bireylere karşı dışlayıcı hatta hedef haline getirmeyi amaçlayan sözler sarf edildi. Bu söylemlere maruz kalan seçmenler için ise ekonomik durum geri planda kaldı” şeklinde konuştu. “Seçmenlerin yaşam tarzına müdahaleye yönelik korkuları var” diyen Sümer, “Örneğin Avrupa’da düzenlenen seçimlerde kaybeden partinin seçmeni sadece üzülür. Sonuçta seçimlerin kazanılması için emek verilmiş ve masraf yapılmıştır. Ancak Türkiye’de bu durumun yanında insanlar geleceğinden ve işinden yana kaygı yaşıyor. Özellikle hükümetin ülkenin entelektüel kişilerine yönelik dışlayıcı tavrı bu endişenin temelini oluşturuyor” diye ekledi.
AKP ve CHP oyları farklılık gösteriyor
Yüksek Seçim Kurulu’ndan (YSK) alınan verilere göre 2018 seçimleriyle karşılaştırıldığında AKP’nin oyları depremin merkez üssü Kahramanmaraş’ta yüzde 10.08, Şanlıurfa’da yüzde 9.14, Gaziantep’te yüzde 5.67, Kilis’te yüzde 10.3, Adıyaman’da yüzde 2.3, Hatay’da yüzde 1.22, Osmaniye’de yüzde 1.71, Adana’da yüzde 2.67, Malatya’da ise yüzde 8.07 düşmüş durumda. Deprem bölgesinde bir tek Diyarbakır’da AKP oyları yüzde 2.92 arttı. Bu illerde CHP’nin oyları ise Malatya’da yüzde 4.96, Adana’da yüzde 2.46, Osmaniye’de yüzde 4, Diyarbakır’da yüzde 6.24, Adıyaman’da yüzde 6.95, Kahramanmaraş’ta yüzde 6.84, Şanlıurfa yüzde 4.63, Gaziantep’te yüzde 5.43, Kilis’te yüzde 5.8 arttı. CHP’nin deprem bölgesinde yüzde 2.46 ile düşüşe geçtiği tek il ise Hatay.
1.4 milyon seçmen oy kullanmadı
Deprem bölgesinde seçime katılım oranı en düşük iller yüzde 82.15 ile Malatya ve yüzde 82.16 ile Diyarbakır. En yüksek il yüzde 89 ile Kilis, ardından yüzde 88 ile Osmaniye. Seçime katılım oranı Adana’da yüzde 87, Elazığ, Antep ve Maraş’ta yüzde 86, Hatay’da yüzde 83.5, Adıyaman ve Urfa’daki katılım oranı ise yüzde 82’nin üzerinde gerçekleşti. Bölgede sandığa gitmeyen seçmen sayısı ise 1.4 milyonu buluyor.