Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanması üzerine CHP’lilerin ilçede başlattığı Demokrasi Nöbeti sürüyor.
Cumhuriyet Meydanı’ndaki nöbetin 39’uncu gününde CHP İstanbul Milletvekili Türkan Elçi ve CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik konuştu. İlk konuşmayı yapan Elçi şunları söyledi:
“Sürekli hukukla derdimizi dile getireceğiz”
“Ne için buradayız, hakkımız için buradayız. Gasp edilen hakkımız için biz buradayız. Bileğimizin gücü, emeğimizle seçmiş olduğumuz başkanımız için biz buradayız. Anamızın ak sütü kadar helal olan oylarımız için biz buradayız. Demokrasi hepinizin malumu katledildi. 31 Ekim'de kayyum atamasıyla demokrasi maalesef katledildiğini tekrar bu sahneye alışıktı gözlerimiz ama tekrar tekrar bize bu sahneleri seyrettiriyorlar. Ve 31 Ekim'den sonra bugüne kadar biz tekrar o mağduriyetle meydanlardayız ve burada olmaya devam edeceğiz. Biz hukuka inanan insanlarız. Biz barışa inanan insanlarız. O sebeple hangi meydanda, nerede olursa olsun biz sürekli hukukla derdimizi dile getireceğiz. Barış duygularıyla derdimizi dile getireceğiz. Hepinizin malumu demokrasilerde yerel yönetimlerin oldukça önemli bir yeri vardır. Burada bizim oylarımızla seçilen başkanımız Ahmet Özer'in tutuklanmasıyla bizim bu hakkımız gasbedildi. Demokrasi gasbedildi. Seçme ve seçilme hakkımız gasbedildi.
“Kayyum atamasıyla masumiyet karinesi de hiçe sayılmıştır. Hukuk burada ayaklar altındadır”
Dedik ya biz burada düşüncelerimizi, itirazlarımızı hukukla dile getireceğiz. Bu cümleyi tekrar tekrar söyleyeceğiz ve dile getirmeye çalışacağız. Bizim en temel hakkımız olan temel hak ve özgürlüklerimizle saygı ilkesi ihlal edilmiştir kayyum atamasıyla. Aynı zamanda kayyum atamasıyla masumiyet karinesi de hiçe sayılmıştır. Hukuk burada ayaklar altındadır arkadaşlar. Başkanımızın tutuklanmasına herhangi bir sebep olmadan ve herhangi bir yargı mercinin herhangi bir hükmü kesinleşmiş bir hükmü olmamasına rağmen hepinizin bildiği üzere hiçbir şekilde çekinmeden başkanımızı tutukladılar. Ve anında önceden planlanmış bir şekilde kayyum atadılar. Biz sadece şimdi değil uzun yıllardan beridir yargının bağımsız olmadığını, yargının hiçbir kararında objektif olmadığını biz yıllardır dile getiriyoruz. Tekrar söylüyoruz, yargı kayyum atama meselesinde de tekrar araçsallaştırılmıştır. Üstten bir düğmeye basılarak yargı resmen birilerinin niyetine alet edilmiştir. Bizim bunu kabul etmemiz mümkün değil”
Elçi’den sonra konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik şunları söyledi:
“Bu daha başlangıç mücadeleye devam”
“39 gündür burada bir direniş gerçekleşiyor. Ama daha yeni başlıyoruz. Pazartesi gününden itibaren her gün bir belediye başkanımız burada olacak. Her gün bir ilçe başkanımız, bir milletvekilimiz burada olacak. İstanbul'un belediye başkanları, ilçe başkanları, milletvekilleri burada sokak sokak, adım adım dolaşacaklar. Buradaki haksızlıkları anlatacaklar. Buradaki hukuksuzlukları anlatacaklar. Burada millet iradesine gerçekleşmiş darbeyi anlatacaklar. Yalanlarla, iftiralarla Ahmet Özer'in nasıl tutuklandığını anlatacaklar. Onlar şöyle düşünüyorlardı, ilk buraya kayyum atadıkları gün şöyle dediler: Biz buraya kayyumu atarız. Cumhuriyet Halk Partililer gelir burada 10-15 gün bağırırlar çağırırlar, sonra çeker giderler. Biz 39 gündür hiç vazgeçmedik. Siz 39 gündür hiç vazgeçmediniz mücadelemizi devam ettireceğiz. Asla vazgeçmeyeceğiz. Bu daha başlangıç mücadeleye devam.
“Onların yalanlarını, iftiralarını biliyoruz”
Profesör Doktor Ahmet Özer gerçeği yansıtmayan iddialarla, yalanlarla, iftiralarla önce gözaltına alındı, bir şafak operasyonuyla gözaltına alındıktan sonra tutuklandı sonra yerine kayyum atandı. O gün bugündür hukuksuzluklar devam ediyor. Avukatlarımızın itirazlarına jet hızıyla ret yanıtları verdiler. 39 gün geçti halen iddianameye hazırlamıyorlar. Onların yalanlarını, iftiralarını biliyoruz. Ama onlar Ahmet Özer'i çok iyi tanıyorlar. İnanın onlar Ahmet Özer'i sizden de iyi tanıyorlar. Çünkü onlar Ahmet Özer'i şehircilik şurasına davet ettiler onların düzenlediği şehircilik şurasında konuşma yaptı deneyimlerini paylaştı. Onlar Ahmet Özer'i anayasa uzlaşma komisyonuna davet ettiler. Profesör Doktor Ahmet Özer’in fikirlerinden faydalandılar ve sonrasında kendisine teşekkür mektubu gönderdiler. Onlar Ahmet Özer’i çalıştaylarına davet ettiler, fikirlerinden faydalandılar sonra teşekkür mektubu yolladılar. Ve Ankara'daki o bir kişi dahil olmak üzere onlar her bayramda her yeni yılda Profesör Doktor Ahmet Özer'e bayram tebriği, kutlama mesajları gönderdiler. Onlar Ahmet Özer'i inanın sizden daha iyi tanıyorlar.
“Sandıkta kaybettiğimiz yere getirir bir kayyum atarız”
Biz de onları tanıyoruz. Biz de onların amacını biliyoruz. Onların amaçlarının ne olduğunu anlamak isteyenler Esenyurt'taki kayyumun ilk icraatlarına baksınlar. Ne yaptı buraya gelen kayyum? İlk önce belediye başkan yardımcılarını değiştirdi. İlk atadıkları belediye başkan yardımcısı AK Parti'de daha önce İl Başkan Yardımcılığı yapmış birisi, ikinci atadıkları belediye başkan yardımcısı, AK Parti'de, Esenyurt'ta daha önce kadın kolu başkanlığı yapmış birisi. Üçüncü atadıkları başkan yardımcısı AK Parti'de 2015’de milletvekili adayı olmuş birisi. Yani ne diyorlar biliyor musunuz? Biz sandıkta kaybettiğimizi şimdi Adalet Bakanlığı yoluyla soruşturma açarız, İçişleri Bakanlığı yoluyla tutuklama yaparız, Ahmet Özer'i tutuklarız. Sandıkta kaybettiğimiz yere getirir bir kayyum atarız sonra da AK Parti kadrolarını buraya doldururuz ve milletin iradesine böyle darbe yaparız. Burada niyetleri çok açıktır. Burada millet iradesine darbe yaptılar. Burada demokrasiye bir darbe vurdular.
“Kayyum burada geldiği günden beri kıyımlar gerçekleştiriyor”
Kayyum burada geldiği günden beri kıyımlar gerçekleştiriyor. Bir belediye başkan yardımcısına soruşturma açtılar ve o belediye başkan yardımcısını görevinden alıp bir kütüphaneye gönderdiler. Kayyum geldiği günden beri sürgünler yapıyor. Belediye binasının içerisinde çalışan çaycı kadınlara kafayı takmış bir kayyum var. Belediyenin içerisindeki o çaycı ablayı yağmurun çamurun altında sokak süpürsün diye sokaklara sürmüş. Her gün başka bir belediye çalışanına sürgün yapıyor, belediye personeline baskılar yapıyor. Buradan o kayyuma şunu söylemek istiyorum. Senin adın kayyum ama senin adın aynı zamanda kıyım. Sen kayyumla geldin ama sen kıyımcısın. İki gün önce, 2004’le 2017 arası arası burada belediye başkanlığı yapan burayı bir kent suçları müzesine dönüştüren, burayı bir beton yığınına dönüştüren burayı nefes alınmaz bir kent haline getiren Necmi Kadıoğlu belediye binasından içeriye girdi. Oranın odalarında oturduğu, orada dolaştığı, orada fotoğraflar çektirdi. Bu Esenyurt'taki rant düzeninin kurucusu Necmi Kadıoğlu ve o Kadıoğlu burayı bir kent suçları müzesine dönüştürdüğü burada küçük parsellerin üzerine uzun uzun binalar, plazalar kurdurdu. Necmi Kadıoğlu buraya belediye başkanı olduğunda Esenyurt'un nüfusu yüz bindi, işlediği suçlardan dolayı yüzsüzlüğünden, arsızlığından dolayı görevden el çektirildiğinde buranın nüfusu bir milyonun üzerine çıkmıştı.
"Diyorum ki sen bu kavgada bir nokta bile değil bir küçük eğri bir virgülsün bir zavallı vesilesin Necmi Kadıoğlu"
Daha geçen hafta İstanbul'un, Türkiye'nin suç haritası açıklandı, bütün Türkiye'de, Esenyurt suç oranları konusunda birinci sırada. Bir yılda 22 binin üzerinde suç işleniyor. Burada uyuşturucu çeteleri cirit atıyor. İşte bunun bir sorumlusu var. Burayı 2004 ile 2017 yılların arısı yöneten Necmi Kadıoğlu. O Necmi Kadıoğlu girmiş belediyenin içerisinde dolaşıyor onun başka konuları da var onun başka rezillikleri de var. Onun rezilliklerini ben biliyorum siz biliyorsunuz ama onun rezilliklerini bu dilime dolamayı kendime bile yakıştırmıyorum. Buradan o Necmi Kadıoğlu'na şunu söylüyorum. Diyorum ki sen bu kavgada bir nokta bile değil, bir küçük eğri bir virgülsün bir zavallı vesilesin Necmi Kadıoğlu. Bizim mücadelemiz senin efendinle, bizim mücadelemiz bu gasp rejimiyle, biz senin efendinle mücadele etmekten vazgeçmeyeceğiz. Biz millet iradesine darbe yapan bu anlayışla mücadele etmekten hiç vazgeçmeyeceğiz. Bu zalim ve karanlık anlayışı gömeceğiz. Bedeli ne olursa olsun kazanacağız. Şairin dediği gibi saraylar, saltanatlar çöker. Kan susar bir gün zulüm biter. Menekşeler de açılır üstümüzde leylaklar da güler. Bu günlerden geriye, bir yarına gidenler kalır, bir de yarın için direnenler. Yarın için direnenlere selam olsun. Ahmet Özer'e selam olsun. Can Atalay'a selam olsun, Tayfun Kahraman'a selam olsun. Direne direne kazanacağız."