Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti’nin İmralı ziyaretine ilişkin açıklama yaptı. Kendilerine ulaşmış resmi bir dönüş olmadığını belirten Temelli, "Tabi çeşitli yorumlar ve açıklamalar yapılıyor hatta MHP Genel Başkanı da bu konuda açıklamalar yapıyor, beklentilerini dile getiriyor. Ancak resmi bir dönüş söz konusu olmadı" dedi.
Öte yandan, 10'uncu yargı paketi konusunda beklenti olduğunu belirten Temelli, "Cezaevi yapmakla övünen bir Adalet Bakanı’ndan biz 10. yargı paketinde başta cezaevlerindeki sorunları çözecek, bir infaz düzenlemesi barındıracak, belki adına kısmi af diyebilirsiniz böyle bir düzenlemenin olmasını bekliyoruz. Bu siyasi tutsaklığın son bulması Türkiye açısından demokrasi ve toplumsal barış açısından önem taşımaktadır" ifadelerini kullandı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) basın toplantısı düzenledi. Suriye'de yaşamını yitiren gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin'e baş sağlığı dileyerek konuşmasına başlayan Temelli, şunları kaydetti:
"5 yılda tam 13 gazeteciyi yitirdik. Bu konu bütün dünya basınında gündem yapılmakta fakat Türkiye'de bunu gündem yapanlar gözaltına alınıyor. Şişhane'deki gösterilerde 59 kişi gözaltına alındı, 9 kişi tutuklandı ve bunların arasında gazeteciler de var. Bugün Türkiye'de bu katliama dair bir soruşturma açılması, konunun aydınlatılması bir yana tam tersine bu konunun aydınlatılmasını isteyen gazetecilere yönelik saldırılar devam ediyor. Biz konunun takipçisi olacağız. Sorumluların yargı önüne çıkması için mücadelemizi vereceğiz.
Birkaç gün sonra Roboski'nin yıl dönümü. Roboski'de 34 sivil yurttaş hava saldırısı yoluyla katledilmişti. Şimdi de İHA ve SİHA'lar ile siviller ve gazeteciler katledilmeye devam ediliyor. Roboski'nin aydınlatılmaması, bu aklın ve zihniyetin kendisini yeniden üretmesine, bu katliamları yapmasına neden oluyor. Bu vesileyle Roboski'de yaşamını yitiren, sabırla adalet bekleyen halkımıza da baş sağlığı diliyorum.
"Resmi bir dönüş yok"
Bize ulaşmış hala resmi bir dönüş söz konusu değil. Zaten daha önce de ifade ettik. Bize bir geri dönüş olursa zaten bunu hem basınla hem de kamuoyuyla paylaşacağız. Henüz bir dönüş söz konusu değil. Tabii çeşitli yorumlar ve açıklamalar yapılıyor hatta MHP Genel Başkanı da bu konuda açıklamalar yapıyor, beklentilerini dile getiriyor. Ancak resmi bir dönüş söz konusu olmadı.
"En çarpıcı konulardan biri de tezkere konusu"
Bir yıl boyunca dönüp baktığımızda 'Meclis ne yaptı' sorusunun yanıtı aslında halk için bir şey yapmadı. İktidar için, sermaye için, bu şiddet ve savaş aklını üretmek için elinden geleni yaptı ama ne emekçi, ne emekli, ne engelli ne de bu ülkede mağdur olmuş halklar için bir şey yapmadı.
Bu hafta Devlet Memurları Kanun Teklifi gelecek. Yine bu kanun teklifinde de bir yıl boyunca yaşadıklarımız tekrar edecek. Herhangi bir sorunun çözümüne dair bir kanun teklifi değil. Torba yasa mantığıyla hazırlanıp gelmiş bir kanun teklifi var. Meclis'in kanun teklifleri ve çalışmasına baktığımızda adeta bir noterlik makamı gibi işliyor. Saray'da hazırlanan kanun teklifleri geliyor. Burada oy çokluğuna dayalı olarak hem komisyon çalışmalarında hem de Genel Kurul çalışmalarında kanun teklifleri tasdik ediliyor ve gidiliyor.
En çarpıcı konulardan biri de tezkere konusu. 1950'den bugüne 80 tane tezkere çıkmış. Bir barış siyaseti üretmek yerine hala militarist akılla tezkereler üreten bir Meclis var. Ne ülkeye beklenen barış geliyor ne de bugün Orta Doğu için belki de en elzem konulardan biri olan barış ve diyalog sürecinin önü açılıyor. Dolayısıyla her şeyden önce bu Meclis tezkereci meclis olmaktan kurtulmalıdır.
"Ortada kuvvetler ayrılığı yok"
Geçtiğimiz yasama döneminde gördük ki kuvvetler ayrılığından yoksun bir Meclis, halkın sorunlarına çözüm üretecek kanunları yapamaz. Ortada kuvvetler ayrılığı yok. Yasama, yürütmenin vesayeti altına sıkışmış durumda. Denetleme mekanizması çalıştı mı? O da çalışmadı. Meclis'teki muhalefet partilerinin bütün çabalarına rağmen, başta DEM Parti olmak üzere, toplumun tüm sorunlarını Meclis'e taşımamıza rağmen herhangi bir teklifimizin yasalaşması mümkün olmadı.
"İktidarın sorunu, getirdiği paketlerle sorunu çözmek yerine sorunları kalıcılaştırmak"
Milyonlarca insan adalet bekliyor ve 9. yargı paketinden yine adalet çıkmadı. Bugünkü iktidarın sorunu bu. Getirdiği paketlerle sorunu çözmek yerine sorunları kalıcılaştırıyorlar, derinleştiriyorlar. Her şeyden önce cezaevleri çözüm bekliyor. Cezaevlerinde bu yargı sisteminden dolayı yaratılmış mağduriyetler var. Başta da siyasi tutsaklıklar var. Dolayısıyla her yargı paketi geldiğinde adına 'infaz düzenlemesi' deyin, 'kısmi af' deyin toplumun büyük bir beklentisi var. Cezaevleri sorunun çözülmesi, mahpusluk meselesinin çözülmesini bekleyen toplumda önemli bir duyarlılık var. Bu duyarlılığa karşı gelen paketlerde bu açıdan herhangi bir düzenleme bugüne kadar söz konusu olmadı. Şimdi önümüzde 10. yargı paketi beklentisi var. Cezaevi yapmakla övünen bir Adalet Bakanı’ndan biz 10. yargı paketinde başta cezaevlerindeki sorunları çözecek, bir infaz düzenlemesi barındıracak, belki adına kısmi af diyebilirsiniz böyle bir düzenlemenin olmasını bekliyoruz. Bu siyasi tutsaklığın son bulması Türkiye açısından demokrasi ve toplumsal barış açısından önem taşımaktadır."