“Değişim” ama nasıl?

Kıvanç El Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında “değişimi ben zaten başlattım, değişim olacaksa da ben yapa...

Abone Ol

Kıvanç El

Kemal Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında “değişimi ben zaten başlattım, değişim olacaksa da ben yaparım” anlamına gelecek sözlerinden 2 saat sonra bir internet sitesi kamuoyuna duyuruldu. Sitenin adresi aslında 23 Haziran’da alınmıştı. Ancak site dün itibariyle, 4 Temmuz tarihinde aktif hale getirildi…

“İktidar İçin Değişim” adlı internet sitesinde yazılanları birçok siteden zaten görmüşsünüzdür. Sitede uzun bir metin yer alıyor. Ancak oradaki bazı cümleler dikkat çekici.

İmamoğlu’nun metnindeki “İktidar alternatifi olmayı başaramayan bir muhalefet yapısıyla karşı karşıyayız”, “yenilginin nedenleriyle yüzleşmeden gelecek için sağlıklı değerlendirmeler yapamayız” cümlelerinde hedef çok açık. Hedef direkt Kılıçdaroğlu. Ayrıca “bu büyük mağlubiyet” denilerek de yine Kılıçdaroğlu hedef alınmış durumda. Burada İmamoğlu’nun da aday olan 1+7 kişi içerisinde olduğunu unutmamak lazım… Özetle o “büyük mağlubiyet” herkesi kapsar.

İnternet sitesinin değişimi isteyen herkesin ”Nasıl bir Türkiye, nasıl bir CHP, nasıl bir siyaset, nasıl bir muhalefet?” sorularına yanıt vereceği de belirtiliyor ve görüşleri alınıyor. Bu görüşler zaman zaman kamuoyu ile de paylaşılacak…

Metinde herkese mesaj var ancak “nasıl bir değişim” sorusuna hala yanıt yok. Neredeyse 1 aydır CHP’de herkes değişim konuşurken ve gözlerin en fazla çevrildiği isim İmamoğlu iken açıklanan metinde değişimin çerçevesine dair net bir mesaj olmaması da gerçekten dikkat çekici ve aynı zamanda büyük bir eksiklik…

Eğer hala değişimden ne kastedildiğine dair yani “ideolojik” mi, “yapısal” mı, “yönetimsel” mi ya da başka bir değişim mi bu çerçeve iyi çizilmez ise değişim söylem ve tartışmaları da artık boşa çıkmaya başlayacak.

Aynı şekilde CHP yönetimi de “değişim” çağrılarına “değişimi zaten başlattık” yanıtı vermek yerine değişimin çerçevesini açıklaması gerek. Yoksa “değişim” evet çok güzel bir kelime ama altının doldurulması şart. Diğer türlü, tamamen içi boşaltılmış bir kavramdan olmanın ötesine geçemeyecek.