Deepfake

Gazeteciler Cemiyeti'nce düzenlenen Medya Konferansı’nın "Gazeteciliğin Dönüşümü & Arayışlar" çalıştaylarında, basın meslek örgütleri temsilcileri, gazeteci ve akademisyenlerin de dikkat çektiği gibi, Sanayi devrimlerinin ardından bazılarına göre dört, bizce beşinci devrim diyebileceğimiz yeni bir çağda, “yapay zeka” çağındayız.

Abone Ol

Utku Şensoy

Bilgisayarların icat edilmesiyle hayatımız her alanda kolaylaşırken, bilgiye ulaşmak artık bir tık mesafede. Bilgiye hızlı ulaşım beraberinde tehlikeyi de getirdi. Bir yanda neyin doğru neyin yanlış olduğu belli olmayan milyarlarca bilgi ve haber kirliliği ortaya çıkarken, diğer yanda yeni yazılımlar ve teknolojinin ilerlemesiyle bilgisayar isteğimiz dışında kullanıcıları tehlikeye sokmaya başladı. Bunlardan biri de ilk kez 2017 yılında duymaya başladığımız, “Derin Sahte” ya da orijinal adıyla “Deepfake”tir. Son dönemde kamuoyunu meşgul eden ve insanların aslında söylemedikleri halde söylenmiş gibi gösteren yüz ifadelerinin internet ortamında yer alıp paylaşılması, kişisel hak ve hürriyet alanı ihlal edilip insanları çıkmaza sokuyor. Toplumda tanınmış simalar, siyaset ve sanatçıların yüzlerini başka yüzlere yerleştirme yoluyla yapılan bu işlem yakın gelecekte sıradan insanların özel hayatlarına da girip, toplumdaki herkesi tehdit etmeye başlayacak.

"Deep learning" (derin öğrenme) ve "fake" (sahte) kelimelerden türetilmiş bir birleşik kelime olan Deepfake, mevcut bir görüntü veya videoda yer alan bir kişinin, yapay sinir ağları kullanarak bir başka kişinin görüntüsü ile değiştirildiği bir medya türüdür. Sıklıkla, otomatik kodlayıcılar ve üretken çekişmeli ağlar (GAN'lar) olarak bilinen makine öğrenme tekniklerini kullanarak mevcut medyanın kaynak medya üzerinde birleştirilmesi ve üst üste konması ile üretilen masum ve eğlenceli görünen ama aslında yıkıcı sonuçları olan tehlikeli bir alandır. Deepfake sistem bu zamana kadar, aralarında Emma Watson, Natalie Portman, Ivana Trump, Kate Middleton, gibi popüler isimleri mağdur etti. Ünlülerin sahte pornografik videolarında, intikam pornosunda, sahte haberlerde, aldatmacalarda ve finansal sahtekarlıklarda kullanıldığı için yoğun ilgi görüyor. 

***

Ekonomi için öneriler

Sosyal medya hemen hepimizin kullandığı, bazılarının inanarak güvendiği, gazetecilerin ise her bilginin doğruluğunu sorgulama gereğinden ötürü temkinli yaklaştığı yeni bir mecra türü. Ona güvenmesek de inanmasak da görmezden gelinemez. Dünya üzerinde yüz milyonlarca kişinin anlık paylaşımlarla bilginin (çoğu zaman da çöp değerindeki yanlı/yanlış bilgilerin) ışık hızında paylaşıldığı bir ortam. Bazen “fake” (sahte, taklit) hesaplar üzerinden yapılan paylaşımlar da o kişi adına yapılmış gibi gösterilerek kişisel hak ve hürriyet alanına girilip, bireyleri güç duruma sokabiliyor. Son denemde bazı medyatik ya da toplumda güvenilirliği olan akademisyenlerin sosyal medyadaki paylaşımları hayli revaçta. Bazen de o akademisyenlerin adları kullanılarak “fake” hesaplardan paylaşımlar görebiliyoruz. İşte bu bilgi kirliliğinde hassas ölçümü yapıp doğru hesap ve bilgilere ulaşmak için seleksiyon konusunda imdada yapay zeka yetişiyor. Şu anda geniş kitlelerin kullanımı hayli kısıtlı da olsa yakın zamanda yapay zekanın doğru kullanım alanlarından biri de bu mecralardan akan milyonlarca, milyarlarca bilginin taranıp, arındırılması olacak. Böylece neyin “üretilmiş” gazeteci deyimiyle “asparagas haber” neyin doğru kaynaktan çıkan bir haber olduğunu öğrenebileceğiz. 

Ekonomik sıkıntılar yaşadığımız bir dönemde, iktidar “kamuda tasarruf konusunu” gündeme getirmişken, geçtiğimiz günlerde yine bir akademisyen adıyla yapılan paylaşımda, “Ekonomi için önerim” başlığı altında değerli olduğunu düşündüğümüz görüşler yer aldı. Hesabın doğru olup olmadığını bilmediğimiz için isime atıfta bulunmadan yapıcı ve yol gösterici olduğunu düşündüğümüz o görüşleri aktarmak istiyoruz.

-Şeffaf ihaleye geçilmeli, (Böylece toplumu rahatsız eden mutlu azınlık sınıfı ortadan kalkar) 
-Devlet memuru sayısı azaltılmalı, (İstihdama evet ancak bol akçeli, huzur hakkı benzeri birçok yönetim kurulu üyelikleri, çoklu maaş uygulamaları kaldırılmalı) 
-Yabancı sermaye davet edilmeli, (Önce ekonomide güven ortamının tesis edilmesi gerekiyor) 
-Yazılım sektörüne yönelmeli, (Dünyanın geleceği bilişim sektöründe) 
-Dünya sıralamasında ilk 500’de yer alabilecek üniversiteler kurulmalı, (Diploması hiçbir işe yaramayan tabela eğitim kurumları tasfiye edilmeli) 
-Eğitime yatırım yapılmalı, bu eğitim kurumlarına başarılı yabancı öğrenciler davet edilmeli, (Sıradan yabancı öğrenciler yerine ülkelerinde başarıya ulaşanlar seçilmeli) 
-Turizm endüstrisine yatırım yapılmalı, (Her biri bacasız fabrika olan otelcilikte 12 ay konuk ağırlanabilecek kültür, spor, din vb. farklı turizm konseptleri desteklenerek geliştirilmeli) 
-Mülteciler ülkelerine gönderilmeli, (Türkiye çok az kesimi paralı olan mültecilerin dışındaki işsiz ve niteliksiz yabancılara maddi destek verip ülkelerine dönmelerine yardım edilmeli, böylece tek seferde yapılacak katkıyla sırtımızdaki önemli bir yükten kurtulmuş olup kendi insanımızın sorunlarıyla ilgilenebiliriz) 
-Erken emekliliğe son verilmeli, (SSK üzerindeki aşırı yük kaldırılsın, ancak ölene kadar çalışıp mezarda emeklilik uygulaması da gözden geçirilsin) 
-Sendikalaşmaya önem verilmeli, aidatı üyelerden alınmalı, (Farklı görüşlerden sendikal yaşamın olması yabancı sermayenin ülkeye bakışını da olumlu yönde etkiler) 
-Yerli tohum ve tarımsal üretim ve hayvancılık teşvik edilmeli, (Hibrit tohumun ülkeye girişi, özel ürünlerde yerli tohumun ülkeden çıkarılması yasaklanmalı) 
-Kamudaki araç sayısı azaltılmalı, (Özellikle tüm lüks araçlar hızla satılmalı) 
-Kamuda tasarruf tedbirleri genişletilmeli, (Eskiden devlette kağıdı iki tarafı kullanılmadan çöpe atmazdık, masa, makam odası şatafat ve israfına son verilmeli) 
-Toplu taşıma arttırılmalı, (Belediyeler desteklenerek metro ve hafif raylı sistemler için uluslararası piyasalardan acilen uygun kredi bulunmalı) 
-Sayıları 50 bine varan muhtarlık müessesesi kaldırılmalı, (Artık sadece sembolik olan, pek bir işlevi kalmayan muhtarlık kurumu kaldırılmalı) 
-Siyasi partilere hazine yardımları kaldırılmalı, (Milyonlarca lira tutarında katkı değil de belki sembolik bir katkı sağlanabilir, ayrıca siyasi partiler yasası ve yüksek baraj sistemi de gözden geçirilmeli) 
-Vergi affı yapılmamalı, (Vergisini ödemeyene af çıktıkça vergisini ödeyen kanunlara, kurallara bağlı düzgün yurttaş her zaman mağdur ediliyor) 
-Katma Değerli yüksek teknoloji ürün üretimi yaygınlaştırmalı, (Otomotiv ve Savunma Sanayiinin yanı sıra, her yıl tarlada kalan ya da yüzlerce ton çöp olan ürünlerin hızla ambalaj ve konserve yöntemleri arttırılarak, gıda sektöründeki bu kayıp, Katma Değeri Yüksek ürünlerle önlenebilir) 
-Vergi adaletli toplanmalı, (Hızla adil vergi sistemine geçilmeli, sadece ev ve işyeri vergilerinde değil, 5-600 bin liralık aracı olanla, 20-30 milyonluk aracı olanların trafik cezaları bile farklı olmalı) 
Parantez içindekiler şahsi görüşlerimizi içeren ilavelerdir. Kanımızca bunlardan daha da önemlisi, “Hukukun üstünlüğüdür.” Bu konuda iktidar ve ilgili kurumlar asla taviz vermemeli, hukuku delme çabalarına izin vermemeli.

Hukuk er ya da geç bir gün herkese lazım olur! Hukukun bittiği yerde devlet biter.