İmamoğlu: En önemli görevin bana düştüğünü iyi biliyorum İmamoğlu: En önemli görevin bana düştüğünü iyi biliyorum

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet - Gelecek ortak grup toplantısında; “Kimsenin bizim içimizi kurcalayacak, fitneyi uyandıracak, Türk’ü Kürt’e, Kürt’ü Türk’e, Alevi’yi Sünni’ye, Sünni’yi Alevi’ye kışkırtacak ortama izin vermemek lazım. Şanlıurfa’da barış elçisi olan Ahmet Türk’ü üçüncü kez görevden alarak kayyum atamanın manası nedir? Neye dayanarak yapıyorsunuz? Doğurabileceği sonuçları görmüyor musunuz? Sayın Cumhurbaşkanı’na bir kez daha sesleniyorum. Çıkınız ve kafa karışıklığını kaldıracak net bir açıklama yapın. Sayın Bahçeli ile anlaşarak bir devlet aklı ortaya koyduysanız, bu kayyumlar niye atandı ve bu devlet aklını sabote eden kim ona bakın'' dedi.

Saadet-Gelecek TBMM ortak grubu toplandı. Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 

Saadet Partisi Genel Başkan Vekili Mahmut Arıkan, sözlerine 2-8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası’na dikkat çekerek başladı. Erken tanının önemine dikkat çeken Arıkan, ''Verilen ilaçların yanında en büyük şifa hiç şüphesiz farkındalık, motivasyon ve bu hastalarımıza vereceğimiz umut olacaktır. Bu hastalıkla savaşan küçük kahramanlarımıza hayatın her alanında destek çıkmalı, onlara sevgi ve şefkatle yaklaşmak zorundayız. Toplumun bu konuda bilinçlenmesini sağlamak biz siyasilerin görevleri arasında'' diye konuştu.

''İktidar, bütün inandırıcılığını kaybetmiş vaziyette''

''Siyasetin kirli ve karanlık, köhnemiş bir tarafı var maalesef. Bugün bu köhnemiş tarafın adı İsrail ile yapılan ticaret'' diyen Arıkan şöyle konuştu:

''7 Ekim 2023’ten 6 Kasım 2024 tarihine kadar toplumun hemen hemen her kesimi İsrail ile kesintisiz bir şekilde devam eden ticarete bir çok platformda tepki veriyor. İktidar ellerindeki bütün yetkiye, troll ve medya ağına rağmen milletimiz nezdinde bütün inandırıcılığını kaybetmiş vaziyette. Biz ilk günden itibaren Saadet-Gelecek Grubu olarak ‘ticareti kesin, soykırıma ortak olmayın’ dedik. Bizim devletimizin alnında tarihimizin hiçbir noktasında kara leke olmadığını defaatle ifade ettik. AK Parti’ye oy veren seçmenlerin hemen hemen hepsinin karşı çıkmasına rağmen, AK Parti iktidarı İsrail ile ticaretten vazgeçmiyor. Gazze’ye insani yardım taşıyacak vicdan gemisini göndermiyor. İsrail’e silah taşıyan gemiye İstanbul’da ev sahipliği yapıyor. Kısacası iktidar yalan söylüyor. Bizim gemilerimiz limanlara yardım için giderlerdi, asla vahşete, zalime destek olmak için gitmezdi. Bu vebale bizi ortak etmeyin. Biz bu ifadeyi kullandıkça sizler gemileri göndermeye devam ettiniz. Ölen bebekler, çeliği, seramiği, jet yakıtını, ne yapsın? Mazlumların bu ticarete ihtiyacı yok. Ama şunu net bir şekilde gördük ki sizin bu kirli, kanlı paraya ihtiyacınız var. Siz ölü evinin yascısı, düğün evinin tefçisi, her kanlı planın ortağısınız.''

''Hukuk adil ve şeffaf bir şekilde işlerse hiç kimse öküz altında buzağı aramaya kalkmayacaktır''

''Olan bitenler karşısında şu ifadeyi kullanabiliriz; Türkiye sürprizler ülkesidir'' diyen ve kayyum atamalarını eleştiren Arıkan, söyle konuştu:

''Sayın Erdoğan ve külliye ekibi, ‘her gece acaba yarın millete nasıl bir sürpriz yaşatsak’ diye büyük gayret gösteriyor. Bu gayretlerin de karşılığını alıyorlar. Bir sabah uyanıyoruz, Meclis kürsüsü davet mekanı haline gelmiş. Bir sabah uyanıyoruz kayyumlar atanmış. Resmi Gazete’yi bir gün okumayanın asab-ı seyf gibi kaldığı bir Türkiye’de yaşıyoruz. Aslında mesele basit. Yönetilmiyoruz, savruluyoruz. Kayyum meselesi maalesef yıllardır devam eden yerleşik bir uygulama haline geldi. Olağanüstü hallerde bile en son seçenek olarak uygulanması gereken bir yöntem, iktidar eliyle adeta bir sopa haline döndürüldü. Üç defa seçilen Ahmet Türk, üç defa görevden alındı. YSK, ‘seçime girebilir’ diyor. İktidar ortağı, cezaevindekileri Meclis’e davet ediyor. Bunlara karşılık iktidar, seçileni cezaevine göndeririz restiyle cevap veriyor. Güldür Güldür Show’e skeç malzemesi olacak kadar absürt durumlarla karşı karşıyayız. İktidar, bu uygulamaları adalet sosuna bulayarak, hakkımıza bunları politika diye yutturmaya çalışıyor. Kayyum görüntüsü bizi iyi yansıtmıyor. Kayyum formülü uluslararası arenada Türkiye imajına çok ciddi zararlar veriyor. Ülke içerisinde ise aidiyet duygusunu baltalıyor." 

Editör: Ziya Burak Erol