NAZ AKMAN/ANKARA- Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO) tarafından somut olmayan kültürel miras olarak kabul edilen ebru sanatı, geleneksel Türk el sanatlarından en önemlisi olarak varlığını sürdürmeye devam ediyor. Kökleri 1600’lü yıllara dayanan ebru sanatı, Osmanlı’da Lale Devri üslubunun ortaya çıkması ve Batı tarzı sanat anlayışının da gelişmesi ile etki alanını geliştirmiş başlı başına bir sanat ve iş kolu olarak kabul edilen bir sanat. Özellikle 20. yüzyıldan itibaren gelişmeye başlayan ebru sanatı, modern resim anlayışındaki soyut resim zevkinin de gelişmesi ile plastik sanat kimliği edinerek farklı bir form kazanarak, Cumhuriyet dönemi ile Sanayi-i Nefise Mektebi’nde (Güzel Sanatlar Akademisi) ders olarak okutulmaya başlayan geleneksel Türk sanatı olarak günümüze kadar ulaşan tasavvufi ve terapi özelliği nedeniyle de her dönem ilgi görmeye devam eden alanlardan biri.
Geven otunun özsuyundan elde edilen kitre veya deniz kadayıfı bitkisi (kerajin) ile kıvamı arttırılmış suyun üzerine, içine öd katılarak suyun dibine çökmeyecek hale getirilen boyaların serpilmesi ve su yüzeyinde meydana gelen şekillerin olduğu gibi ya da biz adı verilen metal uçlu bir aletle müdahale edilerek bir kâğıda geçirilmesi yoluyla yapılan ebru sanatının önemli temsilcilerinden Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ebru sanatçısı Devrim Güngör Cumhuriyetin 100.yılında ebru sanatını değerlendirdi. Güngör, Cumhuriyetin 100.yılı vesilesiyle verdiği mesajda, geleneksel Türk el sanatlarının geleceğe aktarılmasında genç kuşağın önemine değinerek, bu sanatların korunması ve desteklenmesinin kaybolmaya yüz tutmaması açısından önemli olduğunu söyledi.
Güngör, “Geleneksel el sanatları birlikte yorumlanabilir”
2023’ün son haftasında Cumhuriyetin 100. yılı kapsamında Ankara Kulübü tarafından hazırlanan “Cumhuriyetin 100. Yılında Devrim Güngör ile Ebru Sergisi”nde 41 eserini sergileyen Güngör, geleneksel resim sanatlarından; “minyatür”, Türk görsel sanatlarından “katı” ve kadim Türk sanatları arasında yer alan “ebru” sanatı özelinde üç sanatı bir arada harmanladığı yöntemi sanatseverlerle buluşturdu. Güngör, geleneksel Türk el sanatlarının yaşatılarak gelecek kuşaklara aktarılması düşüncesiyle gençlere atölye çalışmaları vererek sanatı öğretmeye çalıştığını belirterek, eserlerinin geleneksel resim sanatlarından “minyatür sanatı”, Türk görsel sanatlarından “katı sanatı” ve kadim Türk sanatları arasında yer alan “ebru sanatı” özelinde üç sanatı bir arada harmanlayan bir yöntemle, hayal gücünün de katkısıyla ortaya çıkardığını ifade etti. Güngör, “Serginin teması Cumhuriyetin 100. yılı olması dolayısıyla çoğunlukla Türk bayrağı ve Atatürk portrelerinin ebru sanatı ile yorumlandığı eserlerden oluşuyordu. Klasik minyatür ve ebru çalışmalarına yer verdim. Geleneksel sanatlarımızdan hat, ebru, minyatür, tezhip ve katı gerektiğinde birbiriyle harmanlanabilir. Bunu göstermeye çalıştım. Ebru ile katı, ebru ile minyatür gibi harmoninin resmi zenginleştirdiğini, görsel açıdan daha estetik hale getirdiğini ve hayal gücümü daha iyi bir şekilde yansıttığını düşünüyorum. İzleyicilere Türk geleneksel sanatlarının birbirleriyle kullanılabileceğini anlatmak istedim. Tek başına ifade edemediğimiz, hayal edip yansıtamadıklarımızı bu sanatları bir arada kullanarak yansıtabiliriz” dedi.
“Geleneksel sanatlar desteklenmeli, korunmalı”
Hobi amacıyla 17 yıl önce ebru sanatına başladığını ifade eden Güngör, günlük yaşam koşuşturmasında sanatın dinlendirici özelliği nedeniyle pek çok kişi tarafından ilgi duyulan bir alan olduğunu belirterek ebru sanatının da dinlendirici ve tasavvufi yönü nedeniyle günümüzde kimi gençler tarafından ilgi duyulan bir dal olduğunu ancak sanatçıların bu sanatı daha fazla tanıtması ve yaygınlaştırması gerektiğini ifade etti. Güngör, “Ebru sanatının tanıtılması ve yaşatılması için Ankara Kulübü güzel bir organizasyon düzenledi. Bu tarz organizasyonlar geleneksel el sanatlarımızın yaşaması açısından oldukça önemli. Derneklerimizin, belediyelerimizin, STK’larımızın bu sanatları daha fazla destekleyip görünür kılması gerekiyor. Sanat ister modern ister geleneksel fark etmeksizin Türkiye’de oldukça meşakkatli bir alan. 17 sene önce bu sanata başladım hala devam ediyorum, öğrenmek isteyenlere atölyemde eğitimler veriyorum. Gençlerin kimisi çok öğrenmek istiyor kimi ise ilgilenmiyor. Ebru hem tasavvuf hem de terapi olarak iki yönlü bir sanat. Dinlenmek isteyenler veya bu alanda kendini geliştirmek isteyenler öğreniyor. Çoğu öğrencim ebru ile ilgilenirken dinlendiğini ifade ediyor. Gerçekten de bu nefes alınacak bir alan, sanat insanın yaşamında nefes alabileceği bir yer. Bu nedenle gençlerin de ilgilenmesini ve sahip çıkmasını istiyoruz” diye konuştu.
“Geleceğe taşımak için genç kuşağa aktarmamız gerekiyor”
Güngör devamla, “Geleneksel Türk el sanatlarımızın Cumhuriyetle birleşmesi, özgürce ifade edilebilmesi, değerlerimizi yansıtmasını önemsiyorum. Türk toplumu ve Türk kültürü olarak sahip olduğumuz önemli sanatlarımız, zanaatlarımız dolayısıyla kendine has bir toplum yapımız var, bunların kaybolmaması için özellikle ebru sanatını genç kuşağa aktarmaya çalışıyoruz. Bu aktarımın devam etmesi gerekiyor. Geleneksel Türk sanatlarımız en önemli mirasımız, geleceğe taşımak için genç kuşağa aktarmamız gerekiyor. Bu geleneksel sanatlarımızı öğrenmek için çabalayan gençleri, sanatçılarımızı gördükçe bu sanatların kaybolmayacağını bir şekilde kuşaktan kuşağa aktarılacağını düşünüyorum. İlgi duyduramamak, aktaramamak oldukça zor, bu sanatlar oldukça meşakkatli sanatlar, gönül verseniz bile maddi manevi çabalamanız desteklenmeniz gerekiyor” dedi.
Kurt, “Ankara’mızın sosyal ve kültürel dünyasını zenginleştirecek etkinliklere önem veriyoruz”
Ankara Kulübü Derneği Genel Başkan Vekili Ömer Ağa Kurt da Ankara Kulübü’nün kültürel ve sanatsal etkinliklerin adresi haline geldiğini belirterek “Ankara Kulübümüzde, Seymenlik ve Bacıerenlik geleneğinin yaşatılmasının yanı sıra Ankara’mızın sosyal ve kültürel dünyasını zenginleştirecek etkinliklere de büyük önem verilmektedir. Bu anlamda geleneksel el sanatlarımızdan ebru sanatının tanıtılması ve yaşatılması anlamında düzenlenen sergiye ev sahipliği yapmaktan dolayı büyük mutluluk duymaktayız. Bizleri sergi aracılığıyla ebru sanatının sırları ve her biri birbirinden değerli, el emeği göz nuru güzel eserleriyle buluşturan Ebru sanatçısı Devrim Güngör’e çok teşekkür ediyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhuriyetin 100.yılında geleneksel Türk el sanatları
Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Taşıyıcısı ebru sanatçısı Devrim Güngör, Cumhuriyetin 100.yılı vesilesiyle Ankara Kulübü’nde açılan “Cumhuriyetin 100. Yılında Devrim Güngör ile Ebru Sergisi” aracılığıyla kökleri 1600’lü yıllara dayanan Türk toplumunun mirası olan geleneksel Türk el sanatlarının genç kuşağa aktarılması ve geleceğe taşınması için korunarak desteklenmesi gerektiğini belirtti.
Editör: Ramazan Atabey
Yorumlar