İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, devlet kurumlarının ortaya koyduğu kanıtların İsrail'in yargılanma sürecinde delil olarak değerlendirilmesinin önemine dikkati çekerek, "İsrail'in Filistin'de işlediği cürümlerin hesabını sormak adına dün başlayan Uluslararası Adalet Divanı'ndaki yargılama sürecini çok önemsiyoruz. Türkiye başından itibaren bu sürecin içindedir ve sürecin yakın takipçisi olmaya devam edecektir." dedi.
TRT Akademi'nin İstanbul Kongre Merkezi'ndeki tanıtım programında konuşan Altun, yoğun bir emeğin ve yenilikçi bir yayıncılık anlayışının eseri olan TRT Akademi'nin bahtının açık olmasını temenni ederek, burada bulunmaktan memnuniyet duyduğunu söyledi.
Altun, TRT'nin serencamının Türkiye Cumhuriyeti'nin serencamıyla birebir koşut gittiğini kaydederek, TRT'nin tarihsel olarak giderek büyüyen, gittikçe gelişen, başarılarıyla ulusal ve uluslararası alanda boy gösteren bir kurum olduğunu ifade etti.
TRT'nin 1927'de radyo yayıncılığı ile hayatına başladığını ve 1968'de televizyon yayıncılığına adım attığını anımsatan Altun, kurumun zorlu koşullarda varlık göstermesini bildiğini söyledi.
Bugün birçok alanda olduğu gibi medya ve enformasyon alanında da bağımlılık zincirini yırtmış bir Türkiye'nin karşılarında olduğunu belirten Altun, "Ve bu Türkiye'de kamusal iletişim politikalarına etki eden kurumlarımız, kamu yayıncılarımız var. TRT bugün ulusal ve uluslararası alanda yayın yapmakta, 17 televizyon kanalı, 17 radyo kanalı ile boy göstermekte ve 41 dil ve lehçede yayınlar gerçekleştirmektedir. TRT bugün habercilik ve spordan kültür ve sanata, uluslararası yayıncılıktan dijital yayıncılığa kadar geniş bir yelpazede güçlü, etkili ve başarılı bir performans ortaya koymaktadır." diye konuştu.
Altun, kamusal iletişim politikasını yürütmekle sorumlu kurumlarının en temel hedefinin Türkiye'yi medya ve enformasyon alanında bir çekim merkezine dönüştürmek, bu alandaki kabiliyet ve kapasiteyi en üst seviyeye çıkarmak olduğunu, gerek Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı gerek TRT, gerek Anadolu Ajansı gerekse de Basın İlan Kurumunun bu bağlamda güçlü bir performans ortaya koyduğunu belirtti.
- "TRT Akademi, Türkiye'nin uluslararası bir marka olmasının ötesine geçecek"
Altun, bugün de bu yaklaşımla TRT'nin çok önemli bir proje olan TRT Akademi'yi başlattığını belirterek, şunları söyledi:
"Fiilen aslında Türkiye'de bir medya okulu olarak faaliyet gösteren TRT, artık eğitim fonksiyonunu kurumsal bir çerçeveye oturtmuştur TRT Akademi ile birlikte. TRT Akademi, Türkiye'nin uluslararası bir marka olmasının ötesine geçerek ülkemizi dünyada iletişim merkezlerinden biri haline getirmeye matuf, bu yönde büyük katkılar sağlayabilecek müstesna bir projedir."
- "Medya düzeninin en büyük tehditlerinden biri dezenformasyon"
Altun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ülkenin son yıllarda hemen her alanda büyük atılımlar gerçekleştirdiğini, bu alanlardan stratejik olanının da medya ve iletişim alanı olduğunu ifade etti.
Günümüzdeki medya düzeninin çok büyük fırsatlar sunduğu gibi olağanüstü tehditleri de bünyesinde barındırdığını kaydeden Altun, "Bu tehditlerin en büyüğü çağımızın vebası olarak nitelendirebileceğimiz dezenformasyondur. Yanlış, kurgu ve sahte haberler, bilgi kirliliği, manipülasyon ve bunlara eşlik eden siber tehditler günlük hayatımızın her alanında karşımıza çıkabilmekte ve kararlarımızı, olaylara yaklaşımımızı ve düşüncelerimizi kolaylıkla etkileyebilmektedir. Sadece bireysel hayatı değil, toplumların hayatını da dezenformasyon olumsuz yönde etkileyebilmekte ve bu bağlamda toplumlar arası ilişkileri de olumsuz yönde şekillendirebilmektedir." ifadelerini kullandı.
Altun, sözlerine şöyle devam etti:
"Bugün dezenformasyonla yine yeni medya düzeniyle birlikte karşımıza çıkan bilgi kirliliğiyle mücadele noktasında ana akım medya araçlarının hakikati araştırma, savunma ve sunma konusundaki kurumsal kabiliyetini öne çıkarmamız, vurgulamamız gerekiyor. Bu anlamda ana akım medyanın, hakikati savunma noktasındaki tarihsel bilgi ve birikimini, yeni medya düzeniyle birlikte karşımıza çıkan bu dijital faşizmle mücadelede, dezenformasyonla mücadelede bir kalkan olarak kullanmak durumundayız. Bu anlamda sadece bir mesleki birikimden bahsetmiyoruz. Aynı zamanda bir hakikat aktivizminden bahsediyoruz. Ana akım medyanın bugün özel sektörden kamu yayıncılığına kadar bu bağlamda üstlenmesi gereken misyon, dezenformasyon, sistematik yalan kampanyalarına karşı hakikatin sesi olmaktır ve bu noktada kamu yayıncılarımız TRT başta olmak üzere Anadolu Ajansı, hakikatin savunuşu noktasında örnek bir performans ortaya koymakta ve bu bağlamda tarihsel bir sorumluluğu, fonksiyonu yerine getirmektedir."
- "İsrail Filistin'de bir savaş suçu işliyor, bir soykırım gerçekleştiriyor"
Altun, yalan ve kurma haberlerle değil, hakikat düsturuyla toplumun bilgilendirilmesinin esas olduğunu, bu prensip doğrultusunda hakikate ışık tutan bir medya düzeninin bir ülkenin ulusal demokratik kültürünü geliştirebileceği gibi, onun uluslararası konumunu da güçlendirecek asli bir unsur olduğunu dile getirdi.
Bölgesinde güçlü, küresel düzlemde oyun kurucu, istikrarlaştırıcı bir aktör olarak Türkiye'nin tam da bu yaklaşımla hareket ettiğini, birçok alanda olduğu gibi medya ve enformasyon alanında da hakikat mücadelesi verdiğini vurgulayan Altun, "Bugün bütün dünya, hepimizin malumu İsrail'in 7 Ekim'den bu yana Gazze'de sürdürdüğü zulme tanık oluyor. Hepimiz biliyoruz ki İsrail'in hukuksuz ve insanlık dışı saldırılarıyla Filistin'de son yılların en büyük zulmü, en büyük vahşeti yaşanıyor, bir soykırım yaşanıyor, bir halk haksız bir şekilde yerlerinden, yurtlarından edilmeye, her türlü zulme, ayrımcılığa ve katliama maruz bırakılmaya çalışılıyor. İsrail, Filistin'de bir savaş suçu işliyor, bir soykırım gerçekleştiriyor." diye konuştu.
Altun, küresel vesayet düzeni ve onların güdümündeki uluslararası medya kuruluşlarının İsrail'in zalimce acımasız saldırılarını kamufle etmek, dahası çok daha acısı meşrulaştırmak için büyük bir ikiyüzlülük örneği sergilediğini, büyük bir kötülük performansı ortaya koyduğunu söyledi.
- "Kurumlarımızın ortaya koyduğu kanıtlar İsrail'in yürüttüğü zulmü ifşa etmekte"
Kendilerinin bu ikiyüzlülüğe ve bu kötülüğe başından beri karşı çıktığını, çıkmaya da devam edeceğini kaydeden Altun, "İsrail'in yalanlarını, sistematik dezenformasyon kampanyalarını ifşa etmeye yönelik gayretlerimizi başından beri sürdürdük, sürdüreceğiz. Biz inanıyoruz ki verdiğimiz bir hakikat mücadelesidir ve bu hakikat mücadelesi Gazze'deki zulmün son bulmasına Allah'ın izniyle hizmet edecektir. Bu süreçte İletişim Başkanlığımız bünyesindeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezimiz, Anadolu Ajansımız ve TRT'mizin ortaya koyduğu kanıtlar, İsrail'in Gazze'de, Filistin'de ortaya koyduğu zulme ilişkin, soykırıma ilişkin kanıtlar bugün uluslararası alanda İsrail'in yürüttüğü zulmü, gaddarlığı ve soykırımı ifşa etmekte, tescil etmektedir" ifadelerini kullandı.
- "Uluslararası Adalet Divanı'ndaki yargılama sürecini çok önemsiyoruz"
Altun, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Daha adil bir dünya mümkün." şiarıyla Filistin başta olmak üzere tüm mazlum ve mağdur halkların sesi olmanın, insani ve vicdani anlamda bir sorumluluğun tescili olduğunu belirterek, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:
"Bu kapsamda İsrail'in Filistin'de işlediği cürümlerin hesabını sormak adına dün başlayan Uluslararası Adalet Divanı'ndaki yargılama sürecini çok önemsiyoruz. Türkiye başından itibaren bu sürecin içindedir ve sürecin yakın takipçisi olmaya devam edecektir. Bu bağlamda kurumlarımızın, Dezenformasyonla Mücadele Merkezimizin, Anadolu Ajansımızın ve TRT'mizin ortaya koyduğu kanıtların yargılama sürecinde de delil olarak değerlendirilmesi ise bizim için birer gurur vesilesidir. Ben bu bağlamda sürece katkı sunan bütün arkadaşlarıma, bütün mesai arkadaşlarıma canıgönülden teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki bu dava ve yargılama süreçleriyle İsrail'in hukuku ayaklar altına alarak işlediği suçlar uluslararası yargı mercileri tarafından da kabul edilir, tescil edilir ve gereken ceza uygulanır."
- "Medya alanında somut eylemler ortaya koymak için çaba sarf ediyoruz"
Kendilerinin geleceğe dair daha adil, daha hakkaniyetli bir irade ve perspektife sahip olduklarını belirten Altun, "Bunun için de diğer alanlarda olduğu gibi iletişim ve medya alanında da her şeyden önce adalet talebinde bulunuyoruz ve sürdürülebilir ve sürekliliğe sahip somut eylemler ortaya koymak için çaba sarf ediyoruz. Hiç şüphesiz TRT Akademi Platformu, bu konuda ülkemizin sahip olduğu insan kaynağı potansiyelinin çağın ruhuna uygun niteliklerle donatılması adına en somut projelerden birisi olarak öne çıkacaktır." dedi.
Altun, bu platformun kurulmasında TRT'nin öz kaynaklarının kullanılmasının kendileri için memnuniyet ve gurur vesilesi olduğunu ifade ederek, katılımcılara teşekkür etti.