Haber Merkezi - Kocaeli'nde bulunan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, temasları kapsamında Kocaeli Valiliğini ziyaret etti. Yılmaz, şeref defterini imzaladıktan sonra Vali Seddar Yavuz'dan kentteki çalışmalar hakkında bilgi aldı. Ardından Kocaeli Kongre Merkezi'nde düzenlenen Kocaeli İş Dünyası Buluşması'na katılan Yılmaz, son 3-4 yılda büyüme ve ticaret açısından dünyanın tarihsel ortalamaların altında olduğunu söyledi

Bakan Işıkhan, 4 sendika ile buluşacak Bakan Işıkhan, 4 sendika ile buluşacak

Yılmaz, Covid-19 salgını ve sonrasında toparlanma süreçlerinin yaşandığını, bunun yol açtığı enflasyona karşı ülkelerin ortaya koyduğu sıkı para politikalarının, büyümeyi ve ticareti daralttığını söyledi.  Ukrayna-Rusya savaşının, bütün dünyayı ve küresel ekonomiyi etkilediğini söyleyen Yılmaz, "Diğer yandan Körfez'de hepimizin içini yakan manzaralar, özellikle Gazze'de yaşananlar. Bunlar da tabii ki olumsuz gelişmeler olarak karşımızda duruyor." dedi.



Geçtiğimiz yıl küresel ekonomide yüzde 3 civarında bir büyüme olduğunu söyleyen Yılmaz, buna karşın Türkiye ekonomisinin yüzde 4,5 büyüme kaydettiğine değindi. Yılmaz, "Enflasyonu desteklemeyen, dezenflasyona daha çok destek olan bir büyüme kompozisyonu hedefliyoruz. Bu çerçevede tüketim harcamalarının nispi payının azalmasını, yatırımın ve ihracatın büyümemize daha fazla katkı vermesini arzu ediyoruz. Bu yönde bir politika setimiz var. Bu yönde de gelişmeler olduğunu ifade edebilirim. Geçen yılın son çeyreğinde sabit sermaye yatırımlarımızdaki artış yüzde 10,7 oldu. Makine teçhizat yatırımlarındaki artış ise yüzde 14 gerçekleşti. Bunlar hakikaten olumlu rakamlar. Yatırımın, büyümemizde, milli gelirimizde daha fazla pay aldığını gösteren rakamlar. Tüketici harcamalarımız da belli bir zaman sürecinden sonra ilk defa tek haneli büyümelere düşmüş oldu. Yine yüksek bir tüketimimiz var ama en azından tek haneye düşmüş oldu." Yılmaz, enflasyonla ilgili kararlı şekilde mücadelelerini başlatmış ve politikalarını güncellemiş durumda olduklarını, şu şekilde belirtti: "Ancak şunu da açık yüreklilikle söylememiz lazım; tüm dünyada enflasyonla mücadele belli bir zaman alıyor. Bu bize özgü bir şey değil. Belli bir düzeye gelmiş enflasyonu düşürmek, bir süreç meselesidir. Hemen hükümeti kurduktan sonra, mayıs seçimlerinden sonra bu mücadeleye başladık. Geldiğimiz noktada aylık bazda etkileri görmeye başladık. Ocak, şubatta sadece bu yılın bir miktar beklentilerimizin üstünde oldu. Nitekim Merkez Bankamız hemen bu konuda pozisyon aldı, sıkılaştırıcı birtakım tedbirler aldı, yeniden patikamıza dönülmesi noktasında tedbirleri hemen devreye soktu."

Yıllık düşüşün haziran-temmuz gibi gerçekleşeceğini, belirgin düşüşün yılın ikinci yarısında görüleceğini dile getiren Yılmaz, "Dezenflasyon süreci başlayacak. 2025 yılında Orta Vadeli Programımızdaki hedefimiz yüzde 15 civarında bir enflasyon, 2026'ya geldiğimizde ise tek haneli enflasyonlara yeniden ulaşacağız. Bunu da laf olsun diye söylemiyoruz. Bunun planını, programını, politika setini oluşturmuş durumdayız. Kararlı bir şekilde de bunu hayata geçiriyoruz. Hep birlikte de sonuçlarını göreceğiz." ifadelerini kullandı. Yılmaz, Türkiye'nin temellerinin sağlam olduğunun altını çizerek, "Buna rağmen son dönemde oluşturulmaya çalışılan spekülatif bir hava var. Buna da hiç kimsenin prim vermemesi gerekir, rakamlar ortada. Döviz ihtiyacımız azaldı. Dövize erişimimiz arttı. Burada hiç bir tereddüt yok." dedi.

Yılmaz, bankacılık sisteminin sağlam, sermaye yapısının da güçlü olduğunu vurguladı. Takipteki alacak oranlarının da düşük olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz,  "Bütün bunların etkisiyle kredi risk primi CDS'te bir düşüşü son dönemlerde izliyorsunuz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da Türkiye'ye ilişkin değerlendirmelerinde olumlu yönde gelişmeler ve adımlar var. En son Fitch bir kademe yükseltti ve görünümü de pozitife çevirdi. Bu da gelecekte bu işin devam edeceğini gösteriyor. Bu kredi not artışlarının devam edeceğini gösteriyor. KKM denilen Kur Korumalı Mevduatta da yine ciddi bir azalma sağladık. Geçen yılın ağustos ayında en yüksek seviyesine çıkmıştı. 3,4 trilyon lira civarındaydı, geldiğimiz noktada 2,3 trilyon liraya kadar gerilemiş durumda. Yani 1,1 trilyon aşağı yukarı kur korumalı mevduatta da gerileme, dolayısıyla olumlu yönde bir gelişme söz konusu."

Depremin etkisine rağmen bütçe açığını oldukça iyi bir seviyede tuttuklarını aktaran Yılmaz, aldıkları tedbirlerle bütçeyi iyi yönettiklerini anlatarak rakamsal verileri paylaştı. Yılmaz, gelecek dönemde yollarına daha güçlü şekilde devam edeceklerini dile getirerek, "Bazı çevrelerde yerel seçimler gerekçe gösterilerek birtakım hava oluşturulmaya çalışılıyor. Bunlara hiçbir şekilde prim vermemek lazım. Genel seçimleri geçen yıl yaptık. Cumhurbaşkanımızı halkımız seçti, Meclisimizi seçti. Mecliste Cumhur İttifakı çoğunluğa sahip. Cumhurbaşkanımız da 5 yıl yeni görev süresi almış oldu. Dolayısıyla makro politikalar, milli politikalar, genel ekonomik politikalarla ilgili seçim genel seçimlerdir. O seçimler yapıldı ve bitti. Genel seçim yapıyor olsaydık belki bu tartışmalar anlamlı olabilirdi. Genel seçimden sonra politikalar ne olacak diye bir tartışma... Ama şu anda genel seçim yapmıyoruz, yerel seçim yapıyoruz. Yerel seçimler de malum insanımızın mahalli, müşterek hizmetleriyle ilgili seçimlerdir. Şehirlerimizin temel hizmetleriyle ilgili seçimlerdir. Bunun ötesinde bir anlam yüklemek bu seçimlere ve makro politikalara ilişkin tartışmalar yapmak, doğru bir yaklaşık değil. Bunu özellikle belirtmek istiyorum." dedi.

Editör: Haber Merkezi