Politika

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk'ü Anma Töreni'nde konuştu: (1)

- "Atatürk'ü putlaştırmak isteyenler kadar, Atatürk'ü tamamen yok sayanlar da Gazi'nin milletimizin gönlündeki yerini sarsamayacaktır. Akıldan, sağduyudan, tarihi gerçeklikten kopuk değerlendirmeler de aynı şekilde bu durumu değiştirmeyecektir" - "Hangi amaç için olursa olsun bu milletin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her söz, her tutum, her eylem doğrudan Gazi Mustafa Kemal'in emanetine ihanettir" - "Türkiye bir dönem gardırop Atatürkçülerinden çok çekmiştir. Bugün de sosyal medya Atatürkçülerinin hem Atatürk'e hem ülkemize hem de milletimizin birlik ve bütünlüğüne verdiği zarar, Türkiye'nin yeminli düşmanlarıyla yarışır seviyeye ulaşmıştır" - "Atatürk istismarcıları son dönemde terör örgütleri ve onların çeşitli isimler altındaki uzantılarıyla kol kola girecek, yan yana yürüyecek kadar zıvanadan çıkmışlardır"

Abone Ol

ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Atatürk'ü putlaştırmak isteyenler kadar, Atatürk'ü tamamen yok sayanlar da Gazi'nin milletimizin gönlündeki yerini sarsamayacaktır. Akıldan, sağduyudan, tarihi gerçeklikten kopuk değerlendirmeler de bu durumu değiştirmeyecektir." dedi.

Erdoğan, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunda, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ebediyete intikalinin 86. yılı dolayısıyla düzenlenen anma törenine katıldı.

Burada konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü ebediyete intikalinin 86. yılında saygıyla andı.

Malazgirt'ten bu yana bu toprakların vatan olması için canlarını ortaya koyan tüm şehitlere, gazilere, kahramanlara Allah'tan rahmet dileyen Erdoğan, "Milletimizin huzuru, devletimizin bekası için sınırlarımız içinde ve dışında vazife yapan güvenlik güçlerimizi Rabb'im muhafaza eylesin." ifadesini kullandı.

Erdoğan, artık ilk asrını geride bırakarak Türkiye Yüzyılı'na adım atan Cumhuriyet'in her alanda başarılı olması için çalışan, emek veren, ter döken tüm vatandaşlara teşekkür ederek, şunları kaydetti:

"Milli Mücadele'nin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle 'hepimizin ortak hedefi, ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkarmaktır.' Hangi amaç için olursa olsun bu milletin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelik her söz, her tutum, her eylem doğrudan Gazi Mustafa Kemal'in emanetine ihanettir. İdeolojik bölücülükten ekonomik tetikçiliğe kadar geniş bir cephede izlerine rastladığımız marazi duruşların gerisindeki saikleri gayet iyi biliyoruz.

Geçtiğimiz yıldaki anma toplantısında da ifade ettiğim gibi, Türkiye bir dönem gardırop Atatürkçülerinden çok çekmiştir. Bugün de sosyal medya Atatürkçülerinin hem Atatürk'e hem ülkemize hem de milletimizin birlik ve bütünlüğüne verdiği zarar Türkiye'nin yeminli düşmanlarıyla yarışır seviyeye ulaşmıştır. Öyle ki Atatürk istismarcıları, son dönemde terör örgütleri ve onların çeşitli isimler altındaki uzantılarıyla kol kola girecek, yan yana yürüyecek kadar zıvanadan çıkmışlardır. Atatürkçülük maskesi altında emperyalistlerin ülkemiz üzerindeki hain emellerine hizmet eden bu azgın güruhu milletimizin takdirine bırakıyoruz."

Tarihin bir kesitini yüceltip, geri kalan binlerce yıllık birikimi ve medeniyeti reddedenlerin, varlıklarını yarınlara taşıyacak dayanaktan mahrum kalacağına işaret eden Erdoğan, "Ne Gazi'yi ne de Cumhuriyet'in kurumlarını, değerlerini ve hedeflerini bu istismarcılara, bu köksüz ideoloji bezirganlarına terk etmedik, bundan böyle de terk etmeyeceğiz." diye konuştu.

- "Cumhuriyet'imize ve kurucularına gençlerimiz daha sıkı sarılacak"

Erdoğan, bir fani olarak Atatürk'ün yaptıkları veya yapamadıklarını vicdanlı bir zeminde tartışmanın tarihçilerin ve alanında uzman bilim insanlarının işi olduğunu ifade ederek, yeni binasında çok daha güzel hizmetler vereceğine inandığı Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumunun bu amaçla faaliyet gösterdiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Atatürk'ü putlaştırmak isteyenler kadar, Atatürk'ü tamamen yok sayanlar da Gazi'nin milletimizin gönlündeki yerini sarsamayacaktır. Akıldan, sağduyudan, tarihi gerçeklikten kopuk değerlendirmeler de aynı şekilde bu durumu değiştirmeyecektir. Atatürk posterinin arkasına saklanarak, ülke ve millet düşmanlarının değirmenine su taşıyanların, onlarla omuz omuza yol yürüyenlerin riyakarlıkları artık kimseyi kandırmaya yetmiyor."

Erdoğan, bilhassa gençlerin araştıran, soruşturan, mukayese eden berrak zihinleriyle kimlerin nerede durduğunu gayet iyi gördüğünü anlatarak, "Milli Mücadele'yi zafere ulaştıran 'hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır, o satıh vatan topraklarının tamamıdır' şiarı hayatımızın her alanında rehberimiz olmayı sürdürüyor. Kendi kısır çıkarlarını ülkenin ve milletin ali menfaatlerinin önüne koyanların foyaları ortaya çıktıkça Cumhuriyet'imize de onun kurucularına da gençlerimiz daha sıkı sarılacaktır." dedi.

Cumhuriyet'e ve Atatürk'ün hatırasına sahip çıkmanın en somut ifadesinin Türkiye'ye ve millete verilen hizmetler, yapılan eserler, kazandırılan değerler olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Mevlana Hazretleri'nin o hikmetli sözüyle söyleyecek olursak, 'Kamil odur ki koya dünyada eser, eseri olmayanın yerinde yeller eser.' Kimin eserleriyle yaşadığını, kimin yerinde yeller estiğini en iyi sizler biliyorsunuz." diye konuştu.

- "Gazi'nin ömrü 10 yıl daha ülkeyi yönetmeye el verseydi..."

Erdoğan, Türkiye'yi yönetme sorumluluğunu üstlendikleri günden beri bu anlayışla çalışıp, koşturup, mücadele ettiklerinin altını çizerek, milletle birlikte güçlü, güvenli, huzurlu, müreffeh bir Türkiye'nin inşası için var güçleriyle çaba göstermeyi sürdürdüklerini söyledi.

"Elbette bu kutlu yolda önümüze engeller çıkabiliyor, tuzaklar kurulabiliyor. Ülkemizi hedeflerinden uzaklaştırmak, rayından saptırmak, kazanımlarından mahrum bırakmak için kirli senaryoların biri bitmeden diğeri sahneleniyor." ifadelerini kullanan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Esasen Cumhuriyet tarihimiz boyunca milletimiz her dönem farklı görünümler altında ama hep aynı gayeye hizmet eden nice sinsi oyunla boğuşmuştur. Tek parti faşizminin ülkemizin gelişmesine, kalkınmasına, yeniden inşa edilen dünya düzeninde hak ettiği yeri almasına engel olan vizyonsuzluğunun bedelini ağır bir şekilde ödedik. Şayet Gazi'nin ömrü ve sağlığı en azından bir 10 yıl daha ülkeyi yönetmeye el verseydi, hiç şüphesiz İkinci Cihan Harbi sonrası bambaşka bir Türkiye görecektik. Maalesef Gazi'nin vefatıyla bu fırsatı kaçırdık. Çok partili siyasi hayata geçtikten sonra da başımıza musallat edilen darbeler, zayıf koalisyonlar, kifayetsiz kadrolar ülkemizin küresel kalkınma yarışında geride kalmasına sebep oldu. Tek başına savunma sanayimizin serencamı dahi bu tabloyu açıkça ortaya koymaya yeterlidir."

(Sürecek)