Berna Karataş / Eskişehir
Çocuk ve ergenlerde madde kullanımı ve madde bağımlılığı, her geçen gün daha belirgin toplumsal ve psikiyatrik bir sorun haline geliyor. Yapılan çalışmalar madde kullanımının ve madde bağımlılığının çocuk ve gençlerde giderek yaygınlaşma eğiliminde olduğunu ve her geçen gün madde kullanım yaşının daha erken yaşlara gerilediğini gösteriyor. Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığının en belirgin başlama sebebinin ise “merak” olduğu görülüyor.
Çocuk Ruh Sağlığı ve Psikiyatr Uzmanı Özlem Güner, 18 yaş altı çocukların madde bağımlılığının beraberinde çeşitli psikolojik hastalıklara yol açtığını belirtti. Psikiyatr Uzmanı Güner, başlama nedeni ne olursa olsun madde kullanmaya başlamanın suç oluşturan farklı olaylara da neden olabileceğini vurguladı.
Son zamanlarda madde kullanma yaşının 11-12 yaşlara kadar düştüğünü açıklayan Güner, bağımlılık oluşturan maddelerin hayat boyu süren etkilere neden olacağına işaret ederek, “Bu maddeler erişkinlere verdiği zararın çok daha fazlasını çocuk ve gençlere veriyor. Çocukların hayatlarının pek çok alanlarında bozulmalar oluyor. Ebeveynlerin bu konuda çocuklarını sıkı takip edebilmesi gerekir” dedi.
Biyolojik ve sosyal değişikliklerin yarattığı stresi azaltmak, arkadaş baskısı ve bir gruba dâhil olma isteği ve merak duygusunun, madde kullanma nedenleri olarak gösteren Güner, “Çocuk ve gençlerde madde bağımlılığının başlama nedeni ne olursa olsun madde kullanmaya başlama, artan bir madde kullanımına ve diğer suç oluşturan olaylara neden olabilir. Genellikle esrar, bonzai, sokak adı jamaika gibi geçen maddelerin kullanımı çocuklar arasında oldukça yaygın. Nispeten ulaşımı en kolay, en ucuz olanları olduğu için, yine uçucu maddeler birtakım yapıştırıcılar, çakmak gazı gibi maddelerin de yaygın olduğunu maalesef gözlemleyebiliyoruz” diye konuştu.
Belirtilere dikkat!
Ebeveynlerin çocuklarının hareketlerindeki farklılıklar, çevreleri, davranışları gibi birçok duruma dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Güner, bağımlılık hali belirtilerini şöyle sıraladı:
“Uyku ve uyuşukluk hali, ruhsal değişkenlikler, halüsinasyonlar ve hafıza kaybı, geç saatlere kadar uyanık kalma, yüksek derece dikkat eksikliği, yalan söyleme, hırsızlık, çabuk öfkelenme hali, isyankârlık ve içine kapanıklık. Tabi bu belirtilerin başka sebepleri de olabilir her zaman bu belirtiler için madde bağımlısı teşhisi konulmayabilir. Bu belirtilerin altında yatan sebepler araştırılmalıdır. Belirtileri olan kişiye ani tepki vermek, kişide anne-babaya karşı güven kaybı oluşabilmektedir.”
Güner, çocukların madde bağımlılıklarının yanında yaşadıkları psikolojik rahatsızlıklar konusunda da şunları söyledi:
“Yaşanılan psikolojik rahatsızlıklar arasında ‘kendilik değeri düşüklüğü, anksiyete bozuklukları, fiziksel, cinsel ve duygusal istismar’ önde gelmektedir. Depresyon, intihar riski, kaygı, panik atak, uyku sorunları, ruhsal travma, dikkat eksikliği, hiperaktivite, düşünmeden hareket etmek, öfke kontrol problemi, kendine zarar verme davranışları eşlik eden ruhsal problemlerdir. Bütün bunların dışında da madde bağımlılığı, bireylerin eğitim alanında çeşitli düzeylerde kayıplar yaşamasına neden olmaktadır. Bağımlılıkta madde kullanımı, bireylerin sosyal rol ve sorumluluklarını yerine getirmesini engellemekte, özdenetimlerini etkileyerek toplum tarafından kabul edilmeyen davranışlar sergilemelerine neden olabilmektedir.”
Tedavi için hiçbir zaman geç değil
Madde kullanan çocuklar ve bireyler için tedavinin hiçbir zaman geç olmadığını vurgulayan Güner, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Alkol ve Uyuşturucu Madde Bağımlıları Tedavi ve Araştırma Merkezi (AMATEM) alkol ve çeşitli madde bağımlılıklarına ilişkin tedavi sunuyor. Tedavinin ilk aşamasında alkol veya madde kullanımının kesilmesine bağlı olan yoksunluk bulguları ilaç ile tedavi ediliyor. Daha sonra ise alkol ya da maddeye tekrar başlanmaması için psikoterapi programı uygulanıyor. Ayaktan devam edilen tedaviler içinde psikoterapi programları bulunuyor. 18 yaş ve altı çocuklara ve ergenlere alkol ve madde kullanım bozukluğu olanların ayakta teşhis, tıbbi ve psiko-sosyal tedavi ile tıbbi rehabilitasyon hizmetini ise ayrı bir kurum olan Çocuk Alkol Madde Tedavi Merkezi (ÇEMATEM) veriyor.
Hiçbir şey için geç değil. Türkiye’de alkol ve uyuşturucu bağımlılığıyla mücadele konusunda ilk akla gelen kurumlar AMATEM ve ÇEMATEM. Ülkede madde kullanımı yaşının bu kadar düşmesi ve yaygınlaşmasına rağmen AMATEM VE ÇAMATEM sayısının yetersiz olduğu da kaçınılmaz bir gerçek.”
“Ailelere büyük bir rol düşmekte”
Güner, madde kullanımını önlemek için yasal düzenlemelerin yeterli olmadığına işaret ederek yapılması gerekenlere ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Yasal düzenlemeler yanında uyuşturucu madde kullanımını önleyecek ya da azaltacak sosyal politikalara gereksinim bulunmaktadır. Özellikle okullarda sık sık uyuşturucu ve madde bağımlılığının zararlarına dair konferanslar düzenlenmeli. Yılda iki defa, bu konferanslarda çocuklar bilgilendirilmelidir. Bunun yanında, özellikle genç nüfusun uyuşturucu madde kullanmasının önlenmesinde ailelere büyük bir rol düşmektedir. Aile büyükleri, kendi alışkanlıklarıyla çocuklarına rol modeli olmalıdır. Araştırmalar ebeveynlerin, çocukların madde kullanımı kararı vermelerinde en büyük etken olduklarını göstermektedir.”