Tüm kültürlerde çocuk edebiyatının ilk ve en önemli kaynağı olan masallar, çocukların hayal gücü, dil gelişimi, yaratıcılıkları, ifade becerileri, sorumluluk duyguları ve özgüvenleri üzerine önemli etkilere sahip. Sosyal dünya ile bağ kurdukları ilk araçlardan biri olan masallar, çocukların hayal dünyası ile gerçekliği birleştirdikleri bir alanlardan biri. Kitaplardaki her kelime ile algı ve anlayış biçimlerini şekillendirirken olumlu veya olumsuz etkilere maruz kalan çocuklar için masalların önemi nedir? Çocuk kitabı yazarı Özlem Vural konuya dair fikirlerini paylaştı.
CEMRE POLAT/ANKARA- Çocuklar için dış dünya ile temasın önemli araçlarından biri olan kitaplar, çocukların hayal gücü, dil gelişimi, yaratıcılıkları, ifade becerileri, sorumluluk duyguları ve özgüvenleri üzerine önemli etkilere sahip. Hikayeler aracılığı ile verilen mesajlar, resimli çocuk kitaplarında yer alan görseller ile çocukların algı ve anlayış biçimlerini şekillendirirken, onlar üzerinde olumlu veya olumsuz etkiler bırakabiliyor. Öğretmen ve çocuk kitabı yazarı Özlem Vural, hikayeler ve masallar aracılığı ile iletilen mesajların çocuklar üzerinde etkilerini anlattı.
Yıllar boyu nesilden nesile aktarılarak kültürel mirasımızın bir parçası haline gelen masallar, bünyesinde barındırdığı kültürel kalıpların yeni nesillere aktarımında oldukça etkili bir tür olmakla beraber toplumsal inşa sürecinde de aktif rol oynuyor. Bunun farkında olan bazı içerik üreticileri, toplumsal yapıyı yeniden inşa etme amaçlı içerikler ortaya koyuyor. Bu inşa sürecinde en çok yer alan kavramlardan biri de “cinsiyet rolleri”.
“Eşit Masallar Projesi”
Masallar, doğası gereği karşı tarafa bir yandan olağanüstü bir dünyanın kapısını açarken bir yandan da çeşitli iletilerin aktarılmasını sağlıyor. Kültürel normların yeni nesillere aktarılmasında etkili olan kitaplar, yazarın bakış açısını da okuyucuya aktarıyor. Çocuklar ise verilen bu mesajlardan en çok etkilenen gruplardan biri. Bu sebeple çocuk kitaplarında içeriğin hassasiyetle üretilmesi gerekiyor.
Yakın dönemde toplumsal cinsiyet rollerinin yeniden inşası amacıyla bazı popüler masallar yeniden ele alındı. Örneğin: 2020 yılında Odeabank tarafından hayata geçirilen “Eşit Masallar Projesi” ile dünyaca ünlü masallar eşitlikçi bir biçimde tekrar ele alınarak toplumda cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratılmaya çalışıldı.
Psikolog Prof. Dr. Ayşe Bilge Selçuk’un içerik danışmanlığını yürüttüğü ve Can Yayınları iş birliğiyle gerçekleştirilen Eşit Masallar projesiyle Kırmızı Başlıklı Kız, Rapunzel ve Sindirella masalları yeniden kaleme alındı. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler ve Kurbağa Prens masalları yeniden yorumlanarak toplumsal roller ile ilgili çocuklarda eşitlikçi yaklaşımın benimsenmesi hedeflendi.
Toplumsal rollerde cinsiyet eşitliği yaklaşımı ile dünyaca bilinen masal kahramanları gücünü zekasından alan Kırmızı Başlıklı Kız, cesur, gözü kara ve özgür yetişmiş Rapunzel, dünyayı kitaplardan keşfeden, akıllı ve meraklı Sindirella, iyilik ve eşitliği seçen Kurbağa Prens, gücü iyi kalbi ve zekasından gelen Pamuk Kalpli Prens olarak yeniden yorumlandı.
Çocuk masallarında toplumsal cinsiyet eşitliği
Geleneksel masallar genellikle cinsiyet rollerini ve stereotiplerini yansıtır. Erkek karakterler genellikle cesur, güçlü ve liderlik rollerinde görünürken; kadın karakterler ise genellikle pasif, zayıf ve kurtarılmayı bekleyen konumda tasvir edilir. Ancak, son yıllarda çocuk masallarında toplumsal cinsiyet eşitliğine daha fazla vurgu yapılıyor ve bu da çocukların zihinlerinde daha adil ve eşitlikçi bir dünya görüşünün oluşmasına yardımcı oluyor.
Yeni nesil çocuk masalları, kadın karakterlerin güçlü, cesur ve başarılı olarak tasvir edildiği örnekler sunuyor. Masallardaki kız kahramanların, kendi kaderlerini belirleyen, zorlukların üstesinden gelen ve kendi başarılarını elde eden karakterler olarak gösterilmesi, çocuklara cinsiyetin başarıyı veya yetenekleri belirlemediğini öğretirken, kadınların da önemli rol modeller olabileceğini gösteriyor.
Erkek karakterler de geleneksel rollerin ötesine geçerek daha duygusal, anlayışlı ve paylaşımcı olarak tasvir ediliyor. Bununla çocuklara erkeklik kalıplarının sınırlayıcı olabileceğini ve duygusal ifade, empati ve iş birliği gibi değerlerin herkes için önemli olduğunu öğretmeyi amaçlanıyor.
Çocuk masallarında toplumsal cinsiyet eşitliğine odaklanmak, çocukların erken yaşlarda eşitlikçi bir dünya görüşü geliştirmelerine yardımcı oluyor. Bu masallar, çocuklara cinsiyetin sınırlayıcı olmadığını ve herkesin kendi potansiyelini gerçekleştirebileceğini öğretirken, toplumsal cinsiyet rollerine meydan okuyor.
Peki toplumsal cinsiyet rolleri çocuk kitaplarında nasıl işlenmeli? Günümüzde bu roller hikayelerle, masallarla nasıl anlatılıyor? Bunların çocuklar üzerindeki etkileri neler? Çocuk kitabı yazarı Özlem Vural anlattı.
[caption id="attachment_352667" align="aligncenter" width="2560"]
Çocuk Kitabı Yazarı Özlem Vural[/caption]
Vural, “Kitaplar eskisi kadar didaktik görülmüyor”
Yakın tarihte okuyucular ve ebeveynler tarafından çocuk kitaplarına bakış açısının değişmesiyle günümüzde kitaplarda cinsiyet rollerinin daha esnek işlendiğini ifade eden Vural, “Çocuk kitaplarının gerçek işlevi anlaşılmaya başlanıldığından bu yana toplumsal cinsiyet rolleri geleneklerin direttiği şekliyle işlenmiyor.
Önceleri çocuk kitaplarına geleneksel yaşantımızın yansıması ne ise onu çocuğa öğreterek gelişimine katkı sağlayan bir unsur olarak bakılıyordu. Sadece toplumsal cinsiyet rolleri alanında değil yaşam alanını kapsayan, öğretilmesi gerekli ne varsa bunu kitaplar üzerinden aktarmanın makbul sayıldığı zamanlardı.
Şimdi ise gerçekte çocuk edebiyatının ne olduğu anlaşılmaya başlandığından bu yana, toplumsal cinsiyet rollerini diretme davranışı esnedi. Örneğin resimli çocuk kitaplarında sadece anne ev işi yapmıyor, baba yaparken resmedebiliyorlar. Ya da erkeklerin kıyafeti mavi, kızların kıyafeti pembe olmuyor. Kitaplarda erkek çocuklar da ağlayabiliyor ya da bir kadın kahraman olabiliyor” dedi.
“Masallarla normların dayatılması doğru değil”
Hikayelerin ve masalların çocuklar üzerinde etkilerinin ciddiye alınmasıyla içerik üretiminde daha hassas davranıldığını aktaran Vural, çocuk kitaplarında cinsiyetsizliğin vurgulanmasının da doğru olmadığını aktardı. Kitaplarda bu kavrama vurgu yapılmaması gerektiğinin altını çizen Vural, “Cinsiyetçiliğin veya cinsiyetsizliğin özellikle dayatılmasının doğru olduğunu düşünmüyorum. Çünkü ‘Cinsiyet rollerini vermeyelim, esnek olalım’ derken cinsiyetsizliğe de özellikle vurgu yapılması kitapları amacından çıkartmış oluyor. Bu konuları işlerken özellikle bir vurgu yapılmamasından yanayım” sözlerini aktardı.