Naz Akman
Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) Şubat ayının başında açıkladığı 2023 yılı Hayvansal Üretim İstatistiklerine göre Türkiye’nin büyükbaş ve küçükbaş hayvan varlığı bir yılda 4 milyon 365 bin 481 baş azaldı. Büyükbaş hayvan sayısı bir önceki yıla göre yüzde 2,6 azalarak 16 milyon 583 bin baş olurken, küçükbaş hayvan sayısı ise bir önceki yıla göre yüzde 6,9 azalarak 52 milyon 363 bin baş olarak kayıtlara geçti.
Hayvancılık sektöründeki pek çok etkene bağlı gözlemlenen bu düşüş, son yıllarda sektör sorunlarının çözülememesi nedeniyle giderek katlanıyor. Son dönemlerde gündemdeki yerini koruyan hayvancılık alanındaki bir diğer önemli sorun ise çoban krizi. Kurban Bayramı’na sayılı günler kala elindeki kurbanlıkları satmaya çalışan yetiştirici ile dini vazifesini yerine getirmek isteyen vatandaş sıkı bir pazarlık içine girdi. Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nihat Çelik ile 15 yıldır Ankara Kızılcahamam’da sürüsü olan ancak son yıllarda çobanlık yapmak durumunda kalan Özgür Tüt ile çoban krizine ilişkin görüştük.
Nihat Çelik: Küçükbaş hayvancılığın sürdürülebilir olması için çoban sorunu çözülmelidir
Ülkedeki hayvan varlığına sahip çıkılması, teşviklerle hayvancılığın cazip hale getirilmesi ve üretimde verimin artması için alanın temel sorunlarına ivediyle çözüm getirilmesi gerektiğini vurgulayan Türkiye Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı Nihat Çelik, “Sık sık gündeme getirdiğimiz en önemli sorunlarımızın başında çoban sorunu gelmektedir. Küçükbaş hayvancılığın sürdürülebilir olması için öncelikle bu sorunun çözülmesi gerekmektedir. Son yıllarda küçükbaş hayvancılığımızda önemli mesafeler kat edilirken son iki yıldır küçükbaş hayvan sayımızda azalmalar görülmektedir. Bunun yegâne sebeplerinden birisi çoban sorunudur. Çoban sorunu çözülmeden bizim sektörün sorunları çözülmez. Dolayısıyla çobanlık cazip hale getirilmeli, çobanlarımızın durumları iyileştirilmelidir. Sürü yöneticisi istihdam desteği yani çoban desteği 5 aydan 10 aya çıkarılmalı ve bu zaman zarfında ödenecek SGK prim tutarlarını karşılayacak şekilde destek ödenmelidir. Çobanlarımıza verilen sürü yöneticisi desteklerinden faydalanan çoban sayısı mevcut işletme sayısına göre yetersizdir. Her işletmedeki tüm çobanlarımız çoban istihdam desteğinden faydalanmalıdır” dedi.
Yabancı çobana çalışma izni talebi
Yetiştirici ve çobanlara verilen eğitimlerin yaygınlaştırılmasında fayda görüldüğünü ifade eden Çelik, ayrıca yabancı uyruklu çobanların çalışma izinlerine de değindi. Çelik, “Halen sürü yöneticisi sertifikaları Halk Eğitim Merkezi ve Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlükleri koordinasyonuyla yapılan bir eğitim sonucu verilmektedir. Ancak uygulamada yeteri kadar kurs açılamaması ve eğitim verilememesi sebebiyle mevcut yetiştirici ve çoban sayısının çok altında bir eğitim gerçekleştirilmesi sonucu yeteri kadar sertifika verilememiştir. Sürü Yöneticisi Sertifikası verilmesi yaygınlaştırılmalıdır. Bu eğitimlerin Tarım ve Orman İl/İlçe Müdürlükleri veya Birliklerimiz tarafından verilerek yaygınlaştırılması sağlanmalıdır. Yabancı uyruklu çobanların çalışmalarını sağlayacak çalışma izinleri ile ilgili düzenleme yapılmalıdır. Yabancı uyruklu çobanların çalışma izinlerinin sadece çobanlık yapmak şartıyla verilmesi, başka sektörlerde çalışmalarının önlenmesi gerekmektedir. Yerli çobanlara sağlanan çoban istihdam desteği imkânı yabancı çoban çalıştıran işletmelere de sağlanmalıdır” sözlerine yer verdi.
Maliyetler nedeniyle hayvan sayısını düşürüyor
Ankara’nın Kızılcahamam ilçesi Pazar Köyü’nde yaklaşık 15 yıldır hayvancılık yapan Özgür Tüt de Tarım ve Orman Bakanlığı’nın 2022'de 12 bin lira olan sürü yöneticisi (çoban) desteğini 2023'te yüzde 150 artışla 30 bin liraya çıkardığını, Anaç Koyun Keçi Desteklemelerinin de 100 TL / Baş, Sürü Yenileme Desteği 300 TL / Baş olarak belirlendiğini ancak desteklerin yetersiz kaldığını söyledi.
Halihazırda 320 küçükbaş hayvanlık sürüsünü çoban bulamadığı için kendisi güden Tüt, maliyetlerle başa çıkamadığı için sürüyü küçültmek zorunda kaldığını anlattı. Tüt, “Yetiştiriciler olarak uzun zamandır çoban bulamama konusunda isyan ediyoruz. Daha önce yabancı uyruklu vatandaşlar köylerde tarım ve hayvancılık işlerini yapıyordu. Ancak çalışma-ikamet izinleri, köylerden ziyade kentlerdeki sanayi ve inşaat gibi alanlarda cazip çalışma koşulları yabancı uyruklu vatandaşların çalışma yönelimini değiştirdi, tarım veya hayvancılıktan uzaklaştılar. En son geçen sene Kasım ayında asgari ücretin 11 bin 402 lira olduğu dönemde 20 bin liraya çoban çalıştırıyordum. Bu sene bu köyde çoban maaşları 35-100 bin bandında değişkenlik gösteriyor. Ücretler işin ehli olmak, sürü sayısı gibi farklı etkenler nedeniyle değişiyor. Bu ücretleri vermeye razı olduğumuz halde çoban bulamıyoruz. Bu köyde büyük iki sürü sahibi çoban bulamadığı için hayvanlarını satıp, sektörden çekildi. Ülkenin farklı şehirlerinde benim gibi hayvancılıkla uğraşanlarla iletişim halindeyim, herkesin sorunu aynı, çözüm yok. Çoğu hayvancılığı bırakma eşliğinde. Çoban bulamadığım için sürünün başında duruyorum, yem, saman, ilaç derken bu işin maliyeti epey yükseldi. Ben de işe devam edebilmek için mecburen hayvan sayımı 100’e düşürüp bir süre daha bu işi yapmak için gayret edeceğim. Çünkü bunun dışında yapabileceğim başka bir iş yok. Sürüyü şimdiden küçültmeye başladım, damızlık hayvanlarımı da kurbanlık olarak satıp elden çıkarmaya uğraşıyorum” diye konuştu.
"Sürü elimde kaldı"
Geçtiğimiz yıllarda aynı dönemde elindeki küçükbaş hayvanın çoğunu satabildiğini söyleyen Tüt, bu sene bayrama sayılı günler kala sadece 20 hayvanını satabildiğini, sürünün elinde kaldığını belirtti. Tüt, “Geçen ay 20 bin lira eden bir koyun şu an 10 bin liraya düştü, maliyetler ve çoban sorunu nedeniyle. Kurbanlık satışımız 12-25 bin arası değişiyor. Canlı 50, kesimden sonra ise en az 22 kilo çıkıyor. 15 senedir bu işi yapıyorum bu sene en kötü senemiz. Normalde bu dönemlerde 200 civarı kurbanlık satıyordum, şimdi ise kurbana 10 gün kaldı sadece 20 hayvanımı satabildim. Oysa önceki yıllarda kurbana iki ay kala hayvanlarımız biterdi. Şimdi ise tüm sürü elimde kaldı. Kurbandan önce hayvanlara ilgi artıyor ancak ithal hayvan, etin fiyatının düşmesi bizim satışlarımızı da düşürüyor. Buna karşın maliyetler ise her geçen gün artıyor, geçen sene 400 liraya aldığım yem bile bu sene 600 liraya çıktı. Samanı, yemi, aşısı, çoban masrafı derken yaptığımız iş maliyetlerimizi karşılayamaz duruma geldi. Verilen destekler de zaten yetersiz hayvanlara harcadığımız ilaç masraflarını bile karşılamıyor” dedi.