CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yavuzyılmaz, CHP İstanbul İl Başkanlığı tarafından düzenlenen İstanbul Kent Yoksulluğu Buluşması Sempozyumu'na katıldı.

"Türkiye'de çoklu bir kriz ortamı yaşanıyor"

Sempozyumda konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Türkiye'de bugün çoklu bir kriz ortamı yaşandığını belirterek, "Bir yanıyla ekonomik krizi derinden yaşıyoruz, bir yanıyla sosyal, siyasal krizin içerisindeyiz. Hayatın her alanında, eğitimde, sağlıkta, dış politikada bir kriz sarmalının içerisindeyiz. 20 yılı aşkın zamandır Türkiye'yi yöneten siyasi iktidar, ne yazık ki Türkiye'yi çoklu bir kriz ortamına sürükledi. Ancak bugün Türkiye'nin içerisinde bulunan durumun, 1980'lerden bu yana adım adım ağları örülen neoliberal politikalardan kaynaklandığını biliyoruz. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu neoliberal politikaların karşısına, sosyal demokrasiyi koyacağız. Toplumun sorunlarını Cumhuriyet Halk Partisi olarak çok güçlü bir biçimde dile getirmeye devam ediyoruz. Bu ülkede Cumhuriyet Halk Partisi, yoklukla yoksullukla mücadele eden kesimlere sesi olmaya çok güçlü bir biçimde devam ediyor. İktidara geldiğimizde de emekle sermaye arasında eğer bir mesele varsa, Cumhuriyet Halk Partisi emeğin yanında olarak bu ülkede yoksullukla mücadele eden kesimlerin sesi olmaya devam edecek." dedi.

"İlk seçimde iktidara gelerek yolsuzluk ve yoksulluğun sonunu getireceğiz"

Yerel seçimlerde seçmenin kendilerine verdiği mesajın çok net bir biçimde farkında olduklarını vurgulayan Çelik,  "Seçmen bize, 2023'te merkezi iktidarı vermedi. 2019'da bize bir sınırlı yerel iktidar vermişti. Ama 2023'te bize merkezi iktidarı vermedi. 2024'te seçmen bize şu mesajı verdi; Dedi ki 'şimdi 2024'te sizi birinci parti yapıyoruz. Daha güçlendirerek bir yerel iktidar veriyoruz. Eğer yerel yönetimleri çok dikkatli yönetirseniz, halkın sorunlarını bir yandan dile getirip bir yandan da köklü çözümler, belediyeler üzerinden üretebilirseniz sizi mutlaka bir erken seçimle veya 2028'de iktidar yapacağız diyor. Seçmenin verdiği mesajı çok net bir şekilde anlamış durumdayız. Çok sistematik, çok etkili, çok şeffaf bir belediyecilik süreci yürütmek için de çalışmaya devam ediyoruz. İlk seçimde bu ülkede merkezi iktidarı da hep birlikte alarak yoksulluğun, yolsuzluğun sonunu hep beraber getireceğiz." diye konuştu.

Çerkezoğlu: "Türkiye'de hem çalışan hem de emekli yoksulluğu var"

DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu ise, Türkiye'de bir çalışan yoksulluğunun aynı zamanda da bir de  emekli yoksulluğunun konuşulduğunu ifade ederek, "Çünkü Türkiye toplumu artık 60'ların, 70'lerin Türkiye'sinde değiliz. Türkiye toplumu bir ücretliler toplumu haline geldi. Türkiye toplumunun dörtte üçü hayatını çalışarak kazanıyor ve ücretli olarak hayatını sürdürüyor. Günümüzün günlük yaşantımızın çok büyük bir kısmını iş yerinde çalışarak geçirmemize rağmen ki bütün OECD ülkeleri içerisinde en uzun çalışan ülkeyiz. Bu çalışmanın karşılığında ürettiğimiz değerden aldığımız pay son derece düşük olduğu için, bu ekonomi politikaları nedeniyle çalışıyor olmamıza rağmen bir iş sahibi olsak da maalesef yoksulluktan kurtulamıyoruz" dedi.

Halk TV binasına saldırı: Şüpheli gözaltına alındı Halk TV binasına saldırı: Şüpheli gözaltına alındı

Yavuzyılmaz: "Ak Parti Türkiye'yi yolsuzlukta dünyada bir numaralı konuma getirdi"

Ak Parti'nin 20 yılın üzerinde bir iktidar süresinde Türkiye'yi yolsuzlukta dünyada bir numaralı konuma getirdiğini belirterek, "Bizim için utanç, ama AK Parti'nin dünya sıralamasında Türkiye'yi en yukarıya getirdiği bir sıralama var. Dünyada profesyonel yolsuzluk konusunda gerçekten en başarılı parti AK Parti'dir. En başarılıdır."

"Yolsuzluk yapanlar torba kanun teklifinde yapılan değişikliklerle ilerde yargılanmaktan kurtuluyor"

Yolsuzluk yapanların torba kanun teklifiyle güvenceye alındığını da savunan Yavuzyılmaz, "Duyguları bir tarafa bırakarak bu yolsuzluk araştırmalarını yapıyoruz. Tam diyorum ki şu noktadan biz bunları yakalarız, iktidara geldiğimiz zaman yargılarız diyorum. Sonra biraz  araştıralım bakalım bunun da tedbirini almış olabilirler mi diye. Odur budur derken sonra bir bakıyoruz Meclis'te Plan Bütçe Komisyonu'na bir torba kanun teklifi gelmiş. Yani madenlerle ilgili kanun teklifi maddeleri de var içinde, Milli eğitimle ilgili de var, ticaretle ilgili de var. Yani her şey girmiş. Orada küçücük bir değişiklik yapmışlar. Bir V'yi, veya yapmışlar. Ve böylelikle ileride de yargılanmaktan kurtulabilecekleri bir tedbiri almışlar. Yani o zaman bir bakıyorum bir seri katilin dizisini izler gibi, yani diyorum ki gerçekten çok profesyonel böyle sanat eseri gibi  bir yolsuzluk hikayesini örmüş oluyorlar." ifadelerini kullandı.

"Yaptığım 50 suç duyurusunun toplam tutarı 1 trilyon liranın üzerinde"

Yolsuzluklarla ilgili şu ana kadar sadece kendisinin 50 suç duyurusunda bulunduğunu ifade eden Yavuzyılmaz, "Bunların hepsi belgeleriyle yapılan suç duyuruları ve toplam tutarı da milyon değil, milyar değil 1 trilyon liranın üzerinde yolsuzluklarla ilgili yaptığım suç duyuruları var. Tüm Cumhuriyet Halk Partisi olarak baktığımız zaman tabii bu  rakam çok daha yukarı çıkıyor ve dehşet verici bir boyuta geliyor" dedi.

"Türkiye ekonomisi AK Parti politikaları nedeniyle hastalanmış vaziyette"

Yap-işlet-devret modeliyle yapılan 8 karayolu projesinin devlete olan zararını da açıklayan Yavuzyılmaz şöyle konuştu: "Türkiye ekonomisi maalesef AK Parti politikaları nedeniyle hastalanmış vaziyette. Hazinede açılan delikler günün sonunda hepimizi fakirleştiren bir sonuç doğuruyor. AK Parti tarzı yap-işlet-devret modeli diye bir model var. Burada bir servet transferi var. AK Parti tarzı yap-işlet-devret modeliyle yapılan 8 karayolu projesinde içinde Osmangazi Köprüsü'nün bulunduğu İstanbul-İzmir Otoyolu. 3 adet Kuzey Marmara Otoyolu'nun etabı Yavuz Sultan Selim Köprüsü dahil, Menemen-Çandarlı- Aliağa Projesi, Ankara- Niğde Otoyolu, Çanakkale Köprüsü Çanakkale-Malkara otoyolu projesi ve Avrasya Tüneli. Eğer devlet kendi öz kaynağıyla bu 8 projeyi yapsaydı kasasından çıkacak olan para 22 milyar dolardı. Bu köprülerin maliyeti bu. Peki bunu dolar ve euro garantileriyle birlikte, şirketlere günlük araç geçiş garantileri vererek kamuya devredilene kadar bu şirketlerin kasasına girecek toplam tutar ne kadar? 59 milyar dolar. Fark 37 milyar dolar." 

Editör: Erva Gün