CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, DEM Parti ile İmralı arasındaki görüşmelerin ardından yaşanan gelişmelere ilişkin açıklama yaptı.

2015 yılında başlatılan çözüm sürecinin heba olduğunu belirten Tanrıkulu, mevcut ortamda demokratik bir ortam olmadan Türkiye’nin Kürt meselesini konuşmanın mümkün olmayacağını ifade etti.

Diyarbakır’daki Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti'nde gazetecilerle bir araya gelen Tanrıkulu, Suriye’deki yeni yönetimin Türkiye ve dünya üzerindeki etkilerine de değindi. Diyarbakır ve çevresindeki halkların, Suriye’deki gelişmeleri dikkatle takip ettiğini belirten Tanrıkulu, "Kamışlı, Kobani, Tel Rıfat, Münbiç gibi bölgelerdeki akrabalarımızın durumu, buradaki gündem kadar önemli" dedi.

2015'teki çözüm sürecinin başarısızlıkla sonuçlanmasının bedelinin çok ağır olduğunu belirten Tanrıkulu, "Bundan sonraki süreç, çok daha dikkatli ve şeffaf bir şekilde yönetilmeli" diyerek, geçmişteki deneyimlerden ders çıkarılması gerektiğinin altını çizdi. Bu süreçte, tüm tarafların mutabık kalacağı bir yol haritasının belirlenmesi gerektiğini vurgulayan Tanrıkulu, "Geçmişin verdiği birikimle bu uyarıları Diyarbakır’dan, bu sorunun siyasi ve kültürel merkezi olan yerden ifade etmek istiyorum" dedi.

CHP'den AKP bayraklarının polis kontrolünde asılmasına tepki CHP'den AKP bayraklarının polis kontrolünde asılmasına tepki

CHP olarak sürece dair henüz bir görüşme trafiği içinde olmadıklarını belirten Tanrıkulu, ancak ilke olarak parlamentoda şeffaf bir sürecin yanındalar. Tanrıkulu, devletin ve AKP’nin pozisyonunun netleşmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Demokratikleşme ve temel haklar bakımından hangi adımlar atılacak? Gerçekten Türkiye’nin Kürt meselesine dair ortak bir çözüm süreci mi yönetilecek, yoksa siyasi partilerin günlük ajandalarına göre mi şekillenecek?" sorularını yöneltti.

Kayyım atamaları ve kitlesel tutuklamaların ardından yasal güvence oluşturulmasının önemine vurgu yapan Tanrıkulu, "Erdoğan’a bir laf edenin gözaltına alındığı bir ortamda, biz neyi konuşacağız?" diyerek, demokratik bir ortamın yaratılması gerektiğinin altını çizdi.

Editör: Nur Yıldız