CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeliha Aksaz Şahbaz, Sağlık Bakanlığı depolarında bulunmayan ve tedarik edilemeyen aşılara ilişkin yazılı açıklama yaptı. Aksaz Şahbaz’ın açıklamaları şöyle:
“Sağlık Bakanlığı’nın beceriksizliği ve ihmalkârlığı nedeniyle ülke genelinde aşı stokları tükenerek halk sağılığı tehdit altına girdi. Günümüzde bir yandan aşı tereddüdü artarken bir yandan da aşı stoklarımız düşüyor, ‘yok’ deniliyor, hekimlerimiz temkinli olmaya davet ediliyor. Bebeklerin, çocukların ve yetişkinlerin sağlığı hiçe sayılıyor. Uyarılara rağmen ihale yapmaktan ve devlete aşı temin etmekten aciz bir yönetimle karşı karşıyayız. Artık günü kurtarmak için alınan aşıların sonuna geldik. Bebeklerde ve çocuklardaki aşı takvimi belli. Ülkemizde yıl içinde gerçekleşen doğum sayısı belli. Kaç çocuğa kaç doz aşının yapılacağı da belli. Bu sayılar göz önüne alınarak belirlenebilecek kritik stok, bizim Sağlık Bakanlığımız tarafından sağlanmadığı için biz bu krizi yaşıyoruz. Depolarda aşı yok çünkü Türkiye'yi yönetenler halkımızın sağlığını umursamıyor veya basit matematik hesaplarını bile yapamıyor.
"Krizin en ağır yükünü sağlık çalışanlarımız çekiyor”
Türkiye’de bir aile hekimine iki aşı düşüyor. Bu krizin en ağır yükünü sağlık çalışanlarımız çekiyor. ASM’lerde çalışan hekimlerimiz ellerinde az sayıda bulunan aşılarla sadece kendi bölgelerinde olan bebek ve çocukların aşısını yapabiliyor. Farklı bölgelerden gelen misafir bebek ve çocuklarımızı ise kendi bölgelerine yönlendirmek zorunda kalıyor. Aile hekimleri öncelik sıralaması yapmak zorunda bırakılıyor. ‘Hangi çocuk aşılanacak, hangisi bekleyecek’ kararını hekimlerimize bırakmak, halk sağlığını hiçe saymaktır. Sağlık çalışanlarımızın omuzlarına yüklenen bu sorumluluk kabul edilemez.
"Aşı olmak için gidip yetersizlik nedeniyle aşı olamayan vatandaşlarımız hekimlerimizi suçluyor”
Aşı reddi ülkemizde günden güne artarken üzerine bir de aşı yokluğu eklenince aşı tereddüdüne karşı verilen mücadele de sekteye uğruyor. Kriz sadece bununla da sınırlı kalmıyor. Aşıya ihtiyaç duyan yetişkin hastalarımızın öncelik sıralamasında bebek ve çocuklardan sonra gelmesi, hekimlerimizle vatandaşlarımızı karşı karşıya getiriyor. Örneğin Hepatit B aşısının yetişkinlerde yeni başlayan sağlık çalışanlarına, diyalize girenlerde, ailede Hepatit B varsa diğer bireylere, evlenmek üzere çiftlerden ihtiyaç duyanlara belli sürelerde, üç doz halinde yapılması gerekiyor. Ancak aşı olmak için gidip yetersizlik nedeniyle aşı olamayan vatandaşlarımız hekimlerimizi suçluyor. Bu da sağlıkta şiddeti artırıyor.
"Bu sorumsuzluğun hesabını kim verecek”
Sorumluluk almaktan kaçınan Sağlık Bakanlığı, faturayı aile hekimleri ve vatandaşlara kesiyor. Zamanında ihaleye çıkıp aşıları almayan Sağlık Bakanlığı’nın krizin gündem olmasıyla birlikte temmuz ayında ihaleye çıktığı bilgisini aldık. İki aylık sürecin ardından aşılar Türkiye’ye gelecek, kontrolden geçecek ve dağıtımı yapılacak. Toplam süreç neredeyse beş ayı bulacak. Her şey yolunda gitse bile, aşıların eksiksiz şekilde temin edilmesi kasım ayını bulacak. Kasım ayına kadar geçen süreçte aşı temini nasıl sağlanacak? Kim bu sorumsuzluğun hesabını verecek? Aynı durumun tekrar yaşanmaması ve vatandaşlarımızın mağdur edilmemesi için hangi bölgeye, ne kadar nüfusa kaç doz aşı gerekeceğinin net bir şekilde belirlenmesi ve doğru planlamanın yapılması gerekir. CHP olarak halkın sağlığını güvence altına alacak uygulamaları acilen hayata geçireceğiz. Vatandaşımızın aşıya ulaşımının önündeki her türlü bürokratik ve hukuki engeli ortadan kaldıracağız.”