Adana'da sosyal medya hesabından polislere hakaret eden zanlı tutuklandı Adana'da sosyal medya hesabından polislere hakaret eden zanlı tutuklandı
CHP Parti Meclisi Üyesi CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka bir basın toplantısında, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş'ın "Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz… Adil değil" sözlerine tepki gösterdi. Nazlıaka, "Bakan Göktaş, kadınların yoksulluk nafakasına göz dikemez. Şayet Bakan Göktaş, bu konudaki mağduriyetin giderilmesi hususunda samimi ise nafaka mağduru kadınların sorunlarını çözebilir" açıklamasında bulundu.  Haber Merkezi -  CHP'li Nazlıaka, Bakan Göktaş’ın kadınların hakları ile ilgili açıklamalarına ilişkin bugün basın açıklaması yaptı. Nazlıaka, AKP Hükümeti’nin aile birliğini korumak için Birleşik Arap Emirlikleri ile mutabık kaldıkları açıklamayı da değerlendirdi. "Aile birliğini tehdit eden yoksulluğu bitirmek yerine yönetmeyi tercih ediyorlar" Nazlıaka'nın açıklaması şu şekilde: "Öğrendik ki; düne kadar FETÖ’nün finansörü ilan ettikleri Birleşik Arap Emirlikleri ile sözlü bir mutabakat yapılmış. Türkiye’nin, “aile birliğini korumak” Birleşik Arap Emirlikleri’ne kalmış! Aile birliğinin en önemli tehdidi olan şiddeti önlemek için İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden yürürlüğe sokmak dururken Birleşik Arap Emirlikleri’nden medet umuyorlar. Aile birliğini tehdit eden yoksulluğu bitirmek yerine yönetmeyi tercih ediyorlar. Bakan Göktaş, kadın düşmanı zihniyetin temsili niteliğindeki açıklamalarıyla gündeme oturdu. Bakan Göktaş, önce 6284 sayılı Kanun’un değiştirilmesinin ya da kaldırılmasının söz konusu olmadığını belirtti. Seçim kampanyası boyunca Cumhur İttifakı 6284’ü hedef gösterdi. Yetmedi “kadının beyanı esastır” ifadesi sürekli tartışmaya açıldı. Şimdi de Bakan Göktaş çıkıp, 6284’ü kadınların da istemediği gibi gerçek dışı bir söylemde bulunuyor. 6284 sayılı Kanun’u tekrar hatırlatalım, '6284 sayılı Kanun, şiddete uğrayan ya da uğrama tehlikesi bulunan kadınların, çocukların, aile bireylerinin ve tek taraflı ısrarlı takip mağduru olan kişilerin korunması ve bu kişilere yönelik şiddetin önlenmesi amacıyla alınacak tedbirleri düzenliyor.' Bakan Göktaş’ın hedefindeki bir diğer konu ise nafaka. Bakan Göktaş, nafakaya ilişkin, “Ben süresiz nafaka konusunu da önemsiyorum. Bazı insanlar 1990'lı yıllarda evlenmiş. Süresiz nafaka ödemek gibi uygulama kabul edilebilir olamaz. Dolayısıyla bunu da ele almak ve buna da dikkat etmek lazım. Eğer bir mağduriyet oluşuyorsa üstesinden gelmek lazım” dedi. Boşanma durumunda taraflara üç çeşit nafaka hakkı tanınır. Bunlar; tedbir nafakası, iştirak nafakası ve yoksulluk nafakasıdır. Tedbir nafakası; boşanma davasının açıldığı günden başlayarak dava süresince gerekli görüldüğü hallerde verilen bir nafaka türüdür. Kadın Dayanışma Vakfı’nın “Yoksulluk Nafakası” incelemelerine göre, dava sürerken müşterek çocuklar için talep edilen tedbir nafakası oranı sadece yüzde 44’tür. Eşler için talep edilen tedbir nafakası oranı ise yüzde 46’dır. İştirak nafakası, çocuğun velayetini alan eşe, çocuğun bakımı, eğitimi ve korunması için ödenen nafakadır çünkü bu giderler anne ve babanın ortak sorumluluğudur. Müşterek çocuklar için talep edilen iştirak nafakasının oranı yüzde 61’dir. Yoksulluk nafakası ise boşanma davasının bitip kesinleşmesinden sonra ödenen bir nafaka türüdür. Boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek tarafa, geçimi için diğer taraftan mali gücü oranında nafaka bağlanır. Düzenlemede herhangi bir cinsiyet belirtilmemiştir. Çoğunlukla kadının lehine olmasının nedeni, boşanma sonrasında yoksullaşan tarafın ağırlıklı olarak kadınlar olmasıdır. Bu tablo toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin bir sonucudur. Kaldı ki bu nafaka süresiz değildir. Alacaklının yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü halinde ortadan kalkar. Alacaklı tarafın bir başkasıyla fiilen evlenmiş gibi yaşaması, işe girerek yoksulluğunun ortadan kalkması durumunda da mahkeme kararıyla kaldırılabilir. Ayrıca, mali durumların değişmesi halinde nafaka miktarının azalmasına karar verilebilir. Kadınlar tarafından talep edilen yoksulluk nafakasının oranı yüzde 70’tir, çünkü davalara taraf olan kadınların yüzde 45’inin herhangi bir geliri yoktur."

"Kadınların yüzde 66'sı 500 TL'nin altında nafaka alıyor"

"Kadın Dayanışma Vakfı’nın 2019 yılında yaptığı araştırmaya göre, mahkemeler nafaka taleplerinin sadece yüzde 8’ini tam olarak kabul etmiştir. Ayrıca nafaka meblağları da kamuoyuna yansıdığı gibi milyonlar değildir. Kadınların sadece yüzde 2’si 2000 TL’nin üstünde nafaka alırken yüzde 66’sı 500 TL’nin altında nafakaya mecbur bırakılmaktadır. Şunu da hatırlatmakta fayda var: bağlanan nafakaların yüzde 50,7’si hiç ödenmemektedir. Ayrıca, bir gün evli kalıp ömür boyu nafaka ödediğini iddia eden erkekleri TÜİK verileri bile yalanlıyor. 2020 yılında açıklanan TÜİK verilerine göre, Türkiye’de boşanmaların sadece yüzde 2.2’si bir yıldan az evlilikleri kapsıyor. Mevcut durum bu kadar net iken Bakan Göktaş, kadınların yoksulluk nafakasına göz dikemez. Şayet Bakan Göktaş, bu konudaki mağduriyetin giderilmesi hususunda samimi ise nafaka mağduru kadınların sorunlarını çözebilir. Sosyal devletin yoksul kadınları daha fazla desteklemesini sağlayabilir."